Uyku apnesinde radyofrekans somnoplasti nedir?

Uzman SühaN

Administrator
Uyku apnesinde radyofrekans somnoplasti nedir?
Uykuda nefesin 10 saniye ve daha uzun süreyle kesilmesi apne olarak adlandırılır. Solunumun yavaşlamasına ise hipopne denir. Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstünde ise, tıkayıcı tipte uyku apnesi sendromu söz konusudur. Hastalığın mekanizması fiziksel kurallara uygundur: Uykuda nefesin kısmi kesilmesi horlama olarak ortaya çıkar, tamamen kesilmesi apneye neden olur.

Burada horlamaya çok fazla değinmeyeceğiz. Çünkü tek basma horlama sosyal bir şikayettir ve tedavisi de sosyaldir. Yorgun olan, alkol ve sigara içen insanlar horlayabi-lirler. Kulak-burun-boğaz hekimi olarak bizim savaşımız daha çok horlama ile beraber ortaya çıkan, uykudaki nefes kesilmeleridir. Çünkü bu insanlar bu hastalık tablosu ile birlikte bir çok hayati risk taşırlar.

Uyku apnesinin nedenleri
Tıkanma, üst solunum yolu boyunca burundan epiglot’a kadar herhangi bir yerde olabilir. Cerrahi ile düzeltilebilecek üst solunum yolu lezyonları aşağıda sınıflandırılmıştır.

1. Septum deviasyonu, hipertrofik konka, polip, tümör
2. Nazofarenkste adenoid vegetasyon, kist, stenoz, koana atrezisi, koana polipi, tümör, velofarengeal cerrahi, yarık damak onarımı
3. Orofarenkste tonsil hipertrofisi, makroglossi (Down Sendromu, akromegali), retrognati (Pierre Robin Sendromu, akondroplazi), dil tonsili hipertrofisi, dil kisti, neoplazm, uvula ve yumuşak damak gevşekliği
4. Hipofarenkste laringotrakeomalasi, vallekula kisti, neoplazm, kord paralizisi, glottik web, papillomatozis, stenoz, hemangiyom.
5. Kraniofasial anomaliler; Crouzon, Apert, Treacher Collins ve Down Sendromu
6. Nöromüsküler nedenler; neonatal anoksi, serebral palsy, Down Sendromu, myotrofik distrofi, Arnold Chiari malformasyonu, sringomiyelobulbi ve vokal kord paralizisi
7. Diğer nedenler; konjenital miksödem, Hogdkin, Prader Willi Sendromu, endojen veya ekzogen obezite, orak hücreli anemi ve laringofarengeal reflü olarak sayılabilir.






9.jpg





Uyku apnesi’nin belirtileri
Horlama
Uykuda nefes kesilmesi
Sabah yorgunluğu
Sabah baş ağrısı
Gün içinde uyuklama isteği
Dikkati toplama bozukluğu
Sosyal hayatın etkilenmesi
İşte başarısızlık
Trafik kazalarında artış
Kalp sorunları ve hipertansiyon
Gastroözofageal ve larengofarengeal röflü
Cinsel isteksizlik
gibi belirtiler obstrüktif uyku apne sendromunu akla getirmelidir.
Hekimin hastaya soracağı 3 soru uyku apne hastalığını tanımasına yardımcı olur:
1. Horlama var mı?
2. Uykuda nefes kesilmesi var mı?
3. Gün içi uyuklama isteği var mı?

Uyku apneli hasta yorgun kalkar, sabah başı ağrır, gün içinde uykuya meyli vardır. Akşamları televizyon karşısında uyuma, uzun araç kullanımında uyuma gibi özellikler ortaya çıkar. Araştırmalar, trafik kazalarının 1/3’ünün bu hastalar tarafından yapıldığını göstermiştir. Bu hastalarda enfarktüs ve felç riski artmıştır. Uykudaki bazı ani ölümlerin uyku apnesine bağlı olduğu öne sürülmektedir.

Uykuda huzursuzluk, horlama ve terlemeye dikkat!
Uykuda solunum durması oldukça sık görülen bir hastalıktır. Uykuda huzursuzluk, horlama, sık sık idrara kalkma, terleme, ağız kuruluğu, reflü ve tanıklı olarak solunum durmaları uyku apnesinin belirtilerindendir. Baş ağrısı, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabah dinç uyanamama ve aşırı derecede uykulu ve yorgunluk hali ise uyku apnesinin gündüz belirtileri arasında sayılmaktadır.

Uykuda neler oluyor?
Uykuda nefesin kesilmesi, kesilme sayısına ve süresine bağlı olarak, kandaki oksijen düzeyini düşürür, karbon dioksid düzeyini yükseltir. Bu durum, beyni uyararak kişinin uyanmasına neden olur. Sabah kalkıldığında kişinin kendini dinlenmiş hissetmesi, uykunun derin evrelerine girilmesine bağlıdır. Ancak nefes kesilmesi nedeni ile sık sık uyanıldığında, dinlenme evrelerine girilemez. Bundan dolayı sabah yorgunluğu, baş ağrısı, gün boyu uyuklamalar görülür. Hasta, bulgularını, gün içindeki çalışma ve strese bağlar. Hastalar genellikle eşlerinin şikayeti üzerine doktora başvururlar.

Tanıda şu yöntemlerden yararlanılır:
1. Anamnez
2. KBB muayenesi
3. Epworth Uyuklama Skalası
4. Müller Manevrası
5. SDB (uykuda solunum rahatsızlıkları) skorunun belirlenmesi (Friedman sınflaması+ tonsil hacmi + beden kitle endeksi)
6. Polisomnografik inceleme
7. Sefalometrik analiz ve gerekirse manyetik rezonans ile dil hacmi, arka farenks duvar yüzeyi, ağız tabanı yüzeyinin hesaplanması.

Bu adımlar, tedavi şemasını belirlememize de yardımcı olur. Ancak kesin tanı, “polisomnografi”; uyku testi ile konur. Hasta bir gece uyku laboratuvarında uyur ve gece boyunca izlenir.

Polisomnografide şu parametreler kaydedilir:
1. Elektroensefalografi – EEG
1. Elektrookülografi – EOG
3. Elektrokardiyografi – EKG
4. Elektromiyografi – EMG
5. Solunum eforu (göğüs ve karın hareketleri kaydı)
6. Hava akımı (burun ve ağız hava akımı kaydı)
7. Oksijen satürasyonu
8. Uyku pozisyonu

Tıkayıcı uyku apnesi, bu değerlere göre hafif, orta ve şiddetli olarak 3 sınıfa ayrılır. Tıkayıcı uyku apnesinin sınıflaması:
1. 5-15 apne-hipopne/saat: Hafif Tıkayıcı Uyku Apnesi
2. 16-30 apne-hipopne/saat: Orta Tıkayıcı Uyku Apnesi
3. >31apne-hipopne/saat: Ağır Tıkayıcı Uyku Apnesi

Asıl sorun, üst solunum yolunda tıkanma yerinin saptanmasıdır. Bunun için fibroskopik muayene çok önem-lidir. İskelet yapısı ile ilgili problemler düşünülüyor ise sefalometrik analiz ve MRI ile dil hacmi, posterior faren-geal yüzey alanı saptanır. Karar verilmesi gerekli olan nokta, tıkanmanın yumuşak doku kaynaklı mı, yoksa is-kelet yapısı ile mi ilgili olduğudur. Bu ayırım cerrahi girişimi belirler.

Evde kardiyorespiratuvar uyku testi ile uyku apnesinin tanısı mümkün
uyku apnesiKardiyorespiratuvar uyku merkezi ile uyku ve kalp sağlığı arasında da bir bağ bulunmaktadır. Bu bağlantıyı somutlaştıran en önemli tetkik uyku testidir. Kardiyorespiratuvar uyku merkezinde ilk olarak hastanın muayenesi yapılır ve hastalık öyküsü alınır. Test cihazı Kardiyorespiratuvar Uyku Merkezi’nde hazır halde, test yapılacak kişiye nasıl uygulanacağı gösterilerek teslim edilir. Test evde, kişinin alışık olduğu kendi uyku ortamında yapılır. Gece boyunca uykuda solunum ve kalp fonksiyonları sensör ve elektrotlarla kaydedilir. Veriler bilgisayara aktarılarak, hasta anket formundaki bilgilerle birlikte uzman doktor tarafından değerlendirilir. Uyku apnesi ile açıklanamayan ya da ayırıcı tanıda diğer uyku bozuklukları düşünülen hastalarınbir gece hastanede yatırılması, polisomnografi ile uyku evreleri ve kalitesi dahil, daha ayrıntılı şekilde değerlendirilmek üzere Uyku Bozukluğu Merkezi’ne yönlendirilmesi uygun olacaktır.

Uyku apnesi tedavi edilmezse kalp krizi, inme ve depresyona neden olabilir
Günlük hayatta uyku apnesinin sebep olduğu birçok olumsuz durumla karşılaşılabilmektedir. Uykuda ani ölüm, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği, eğer hasta obez ise kilo vermede zorluk, akciğer hastalarında solunum yetmezliği, hormonal olarak ta cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık, kontrol atına alınamayan diyabet bu olumsuzluklara örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, kişide gündüz sürekli yorgunluk ve konsantrasyon eksikliği olacağı için trafik ve iş kazalarına da neden olabilmektedir.

Uyku apnesinde tedavi yöntemleri nelerdir?

Tedavide öncelikle hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması, spor yapması önerilir. Hastalık son 20 yılda daha iyi tanınmış, hastalıkla ilgili birçok bilinmeyen olduğu için, bu süre zarfında tedavi bir çok değişiklikler göstermiştir. Bu konuyla ilgili ilk cerrahi tedavi 1979’da uygulanmıştır.

Hastalığın hafif ve orta derecedeki tipleri cerrahi ile tedavi edilebilirken, hastalığı ileri derecede olanlara ge-nellikle basınçlı hava maskesi önerilir. Başarı şansı %100 olan tek uygulama sürekli pozitif hava basıncı CPAP denilen maske yöntemidir. Bu yöntemi hastaların ancak %50’si uzun süre kullanabilmektedir: 20 yıl önce bulu-nan yöntem bu süre zarfında çok geliştirilmiş, çeşitli tipleri değişik pozitif basınç vererek hastaların apne ve horlamalarından kurtulmalarını sağlamıştır. Ancak bu rahatlama maske kullanıldığı sürece devam etmekte, maske kullanılmadığında hasta kendisini eski durumunda, yani horlayan, uykuda nefesi duran ve ertesi gün yorgun gezer bir halde bulmaktadır. Düşünün ki; 30 yaşında olan bir hasta yaşamı boyunca bu maskeyi kullanmak zorunda kalacaktır. Maske kullanımına bağlı komplikasyonlar az ve basittir: Deride tahriş, maske kenarından kaçan havanın gözde tahriş yapması gibi. Bundan dolayı arayışlar devam etmiştir. Nefes kesilmesi sayısı saatte 30’un altında olan hastalara cerrahi önerilir.

Uyku apnesinde cerrahi tedavi yöntemler nelerdir?


Cerrahi olarak burun sorunlarının ortadan kaldırılması, yumuşak damağa, bademciği de kapsayan uvulopalato-farengoplasti (UPPP) uygulanır. Dil kökünde problem varsa dil kökünü öne çeken veya küçülten teknikler uygulanır. UPPP ameliyatının başarısı horlama için %90 dolaylarında iken, apne için %50 dolaylarındadır. Dil kökü cerrahisi eklendiğinde başarı şansı belirgin ölçüde artar. UPPP’de küçük dilin ve yumuşak damağın birer kısmı ile bademcikler alınır. Boğaz bölgesine aynı yüz gerdirme ameliyatında olduğu gibi bir gerdirme işlemi yapılarak dokuların titreşimi önlenir ve havanın geçişi kolaylaştırılır. Bir saat kadar süren ameliyatta en büyük sorun bir kaç hafta süren boğaz ağrısı ile birkaç ay süren boğazda yabancı cisim hissidir. Yeni boğaza alışıldıktan sonra bu his kaybolur. Ameliyattan sonra nadiren kanama olabilir.

Dil köküne Sleep In tekniği uygulanır: Prolen bir ip dil kökünden geçirilerek alt çeneye bağlanır; dil kökü öne çekilerek solunum yolunu tıkaması önlenir. Bu, basit bir uygulama olup, ameliyat sonrasında konuşma, yutkunma ve dil hareketleriyle ilgili sorun yaşanmaz. Dil kökünü öne çekme diğer ameliyatlarla beraber yapıldı-ğında başarı oranı artar. Tıpta genel olarak hastalık değil, hasta vardır yaklaşımı geçerlidir. Bunun için hastanın durumuna göre iki veya üç seviyeli ameliyatları aynı seansta uygulamak mümkündür. Yani burun, yumuşak damak ve dil kökü aynı seansta ameliyat edilebilir. Eğer kemik yapısı ile ilgili sorunlar saptanmışsa, yüz kemiklerine ileri cerrahi teknikler uygulanır. Ayrıca ileri evrede olup, maske kullanamayan olgularda da ileri cerrahi teknikler uygulanır. Burada üst ve alt çeneyi öne çeken ameliyatlar söz konusudur. Ayrıca dil kökü dokusunun fazlalığı söz konusu ise, boyundan yaklaşımla dil kökünün yumuşak dokularının bir kısmının çıkarılabilir. Alt ve üst çeneyi birlikte öne çeken ameliyatlar, ağır ameliyatlar olmakla birlikte başarı şansları oldukça yüksektir. Horlamada ve hafif apneli hastalarda ağız içi protez de uygulanabilir. Ağız içi uygulamaları ve protezler dili veya alt çeneyi öne çekip o pozisyonda tutarak hava yolunu açarlar. Bu protezlerin de her gece kullanımı gerekir.


Uyku apnesinde radyofrekans somnoplasti nedir?


Son zamanlarda somnoplasti denilen radyofrekans dalgalarıyla çalışan bir yöntem geliştirilmiştir. Doku içine, özellikle yumuşak damağa radyofrekans dalgaları verilir, iyileşme sırasında oluşan nedbe dokusundan yararlanılır. Hastanın damağına 3 değişik noktadan 700 joules enerji verilir. Her bir uygulama 2 dakika sürer. Böylece yumuşak damak yukarı çekilerek solunum yolu rahatlatılır: Bu gün için, sadece basit horlamada ve hafif apne hastalarında kullanılmaktadır. Muayenehane şartlarında birkaç dakikada uygulanan, ağrısı oldukça az olan bu yöntemle ilgili araştırmalar devam ediyor. Henüz orta ve ileri derecedeki apne hastaları açısından etkinliği yoktur.

Yumuşak damağa uygulanan cerrahilerde lazer, bıçak gibi birçok alet denenmiştir. Lazer kelimesi adeta sihirli bir değnek olarak düşünülmüştür. Ancak lazerle müdahale edilen hastalar ciddi derecede ağrı sorunu ile kar-şılaşılmış; bu nedenle kullanımı belirgin ölçüde azalmıştır. Somnoplasti ve lazer horlama ve apnenin kesilmesi açısından aynı derecede etkili bulunmuş, lazerin, som-noplastiden 4 kat daha fazla ağrıya yol açtığı saptanmıştır.

Somnoplasti hastalara 2 veya 3 kez uygulanmakta, horlama şiddeti eşlerin değerlendirmesine göre 10 birimden 4 birime düşmektedir. Bu uygulamadan sonra kanama ve enfeksiyon olmamakta 1-2 gün boğazda dolgunluk hissi yaşanmaktadır. Ağrısız olması en cazip tarafıdır. Aynı seansta burun etleri alınarak burun tıkanıklığı da bir ölçüde giderilir. Sonuç olarak tıkayıcı tipte uyku apnesi ciddi riskleri olan, ani ölüme yol açabilen karmaşık bir hastalıktır. Tedavide de bir standart yoktur. Hastalık tanındıkça tedavide önemli gelişmeler olacağına inanıyoruz.

Yüksek tansiyon uyku apnesi tedavisini güçleştiriyor
Yüksek tansiyon hastalarının yarısında uyku apnesi görülmektedir. Tansiyonu kısa zamanda düşmeyen, 3-4 değişik tansiyon ilacına rağmen tansiyonu kontrol altına alınamayan hastaların %80’inde uyku apnesi bulunmaktadır. Sağlıklı uyku sağlıklı bir yaşam için mutlaka gerekli olan bir durumdur. Vücut kendini uyku döneminde yeniler ve uyku fiziksel, zihinsel, psikolojik ve ruhsal sağlığın temel şartıdır.

Hastalığın şiddetine göre tedavisi belirlenir
Hafif uyku apnesi olan vakalarda eğer obezite ön planda ise hastaya diyetisyen takibi yapılmalıdır. Üst solunum yollarında belirgin anatomik darlıklar var ise Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından cerrahi girişim yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Orta ve ileri derecede uyku apnesi olan vakalarda ise pozitif hava basıncı (CPAP) tedavisi uygulanmalıdır. Tedavi etkisine ve hastanın tercihine göre otomatik ayarlarda düzenleme yapılarak ya da sabit basınçlı cihaza geçilerek hasta takibe alınmalıdır. CPAP cihazı kullanmakta güçlük çeken ya da hafif derece vakalarda ağız içi aparey ile alt çene öne alınarak dilin geriye düşüp üst solunum yolunu tıkaması önlenebilir.
 
Geri
Üst