*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Yaşlanma Korkusu
İlk insandan bugüne, insan canlısı daha iyiye, daha güzele,
sığlıktan zenginliğe doğru bir ilerleme içindedir. Freud bu
ihtiyacımızı içgüdülerimizin belirlediğini söylerken, bunun öz
benimizden gelen bir istek olduğunu söylemiştir. Büyük önem
kazanan " Nesne ilişkileri " varoluşçu terapistlere göre ise bireyin
yaşamında varoluş referans noktası kişiler arası ilişkilerdir.
Kişiler arası ilişkiler kuramında kabul edilme, değerli olma, ait
olma, yapabilme, yaşam kalitesini artırma, ve yaratıcılık, kişisel
zenginleşmeye doğru sürekli ilerleyen bir harekettir. Bu hareket bir
gün kendimiz ve sevdiklerimiz için ölüm ve yaşlanma gerçeği ile
bireyi yüz yüze getirecektir. Ölümsüzlük, genç kalmak, yaşlanmayı
durdurmak, insanlık tarihinden bugüne, bilim adamları ve
araştırmacıların en çok ilgisini çeken alanlardan birisi olmuştur.
Yaşlanma ve yaşlanma ile bedenimizin görüntüsünün değişmesi, bedenin
eskimesi, organların bazı işlevlerinin bozulmasının sonucu olarak
bir organın cerrahi olarak çıkarılması ve fiziksel görüntüsünün
bozulması, herkeste değişik psikolojik tepkilere neden oluşturur. Bu
tepkilerin derecesi kişiden kişiye ve ortaya çıkan bozulmanın
derecesine göre farklılık gösterir.
Yaşlanmanın yanında bedensel kusurlar ve bedenin dış görünümündeki
değişiklikler, kişiden kişiye değişik anlamlar taşıyabilir. Kişinin
kişilik yapısı, beden imgesi, fiziksel görünümünü kabul ediş biçimi
ve yorumlar, başkalarının kendilerini küçümseyebileceği kaygılarıyla
toplum içine karışmak, kişiler arası ilişkiler kurmakta çekinceler
yaşayacak boyuta ulaşabilir.
Birey, kimliğini geliştirme ve zenginleştirme, daha çekici olabilme,
ya da kusurlu bulduğu bir beden bölgesinin, daha estetik ve düzgün
bir görünüm kazanması amacıyla estetik bir cerraha başvurabilir.
Olağan koşullarda çağdaş bireyin kendisini daha iyi hissedebilmesine
hizmet verdiği günümüzde giderek gelişen tıbbi beceri ve teknikler
büyüleyici sonuçlara ulaşmıştır. Kadınlarda hamilelik ve doğum
sonrası kaçınılmaz olarak yağlanma ve sarkma gibi beden
değişiklikleri oluşur. Rejim ve sporla bazen bu olumsuz
değişiklikler düzelmemekte ya da uzun zamanı içermekte ve kadın
kendi bedenine yabancılaşma duygusu yaşayarak bedenini kabul etmekte
güçlük çekmektedir. Eşiyle olan " cinsel ilişkisinde", kendi
bedenini sevmediği için çoğu kez bunu eşine yansıtmakta, eşinin
artık onu beğenmediğini düşünerek yataktan çekilmektedir. Bazen
erkek de eşinin bedeniyle ilgili yakınmalar getirebilmekte ve ilişki
bozulabilmektedir.
Kadının kendini çekici hissedebilmesi için estetik cerrahi
göğüslerin düzeltilmesi, fazla yağların emilmesi, hamilelik
lekelerinin kaldırılması gibi işlemlerle kadına, kendi bedenine
duyduğu güveni ve sevgiyi kazanmasında bugün büyük destek
vermektedir.
Kazalardan sonra görülen bedensel deformasyonlarda aynı psikoloji,
bireyi kişiler arası ilişkilerden uzaklaştırmakta, kaygılar bireyin
yaşamının tüm alanını kapsamaktadır. Birey estetik cerrahi ile
yanıklar, deforme olan organın düzeltilmesi, organ nakli ile " ben
kabulü " kazanmaktadır ve psikoterapist bu varoluşu
desteklemektedir.
Yaşlanmayı durdurmak ve genç kalmak, duygularda estetik,
düşüncelerde estetik, yaşam alanlarında estetiği önemseyen
bireylerin ihtiyacı olabilmektedir. Terapist kişinin yaşamını
anlamlandırmasına duygu, düşünce ve davranışlarında genç kalabilmiş
bir bireyin bedensel olarak da gençleşerek duygu, düşünce ve
davranışları ile bütünleşme ihtiyacında estetik cerrahiyi
önermektedir.
Bazen yaşamına anlam katmak, boşluk ve anlamsızlık duygularını
bedeninde değişiklik yaparak giderebileceği yanılgısı, bireye hakim
olabilir ve ameliyat sonrası bir boşluk duygusu ve bunalım
yaşanabileceği durumlarda plastik cerrah bir psikoterapistin
görüşünü almayı gerekli görebilir.
Bugün psikoterapist, estetik cerrah ve hastanın yollarının kesiştiği
noktadaki amaç, bireyin kendisi için seçmiş olduğu yolda; iç
dünyasındaki estetik, fiziksel görüntü dünyasındaki estetikle
yaşamına estetik katma ihtiyacıdır. Bu tıpkı bireyin güzel
sanatlarla, müzikle, şiirle ve dansla kendini ifade etmesi,
zenginleşmesi ve yükselmesidir.
NE YAPARSAK YAPALIM BİRGÜN MUTLAKA YAŞLANACAĞIZ.........
Hürriyet
sığlıktan zenginliğe doğru bir ilerleme içindedir. Freud bu
ihtiyacımızı içgüdülerimizin belirlediğini söylerken, bunun öz
benimizden gelen bir istek olduğunu söylemiştir. Büyük önem
kazanan " Nesne ilişkileri " varoluşçu terapistlere göre ise bireyin
yaşamında varoluş referans noktası kişiler arası ilişkilerdir.
Kişiler arası ilişkiler kuramında kabul edilme, değerli olma, ait
olma, yapabilme, yaşam kalitesini artırma, ve yaratıcılık, kişisel
zenginleşmeye doğru sürekli ilerleyen bir harekettir. Bu hareket bir
gün kendimiz ve sevdiklerimiz için ölüm ve yaşlanma gerçeği ile
bireyi yüz yüze getirecektir. Ölümsüzlük, genç kalmak, yaşlanmayı
durdurmak, insanlık tarihinden bugüne, bilim adamları ve
araştırmacıların en çok ilgisini çeken alanlardan birisi olmuştur.
Yaşlanma ve yaşlanma ile bedenimizin görüntüsünün değişmesi, bedenin
eskimesi, organların bazı işlevlerinin bozulmasının sonucu olarak
bir organın cerrahi olarak çıkarılması ve fiziksel görüntüsünün
bozulması, herkeste değişik psikolojik tepkilere neden oluşturur. Bu
tepkilerin derecesi kişiden kişiye ve ortaya çıkan bozulmanın
derecesine göre farklılık gösterir.
Yaşlanmanın yanında bedensel kusurlar ve bedenin dış görünümündeki
değişiklikler, kişiden kişiye değişik anlamlar taşıyabilir. Kişinin
kişilik yapısı, beden imgesi, fiziksel görünümünü kabul ediş biçimi
ve yorumlar, başkalarının kendilerini küçümseyebileceği kaygılarıyla
toplum içine karışmak, kişiler arası ilişkiler kurmakta çekinceler
yaşayacak boyuta ulaşabilir.
Birey, kimliğini geliştirme ve zenginleştirme, daha çekici olabilme,
ya da kusurlu bulduğu bir beden bölgesinin, daha estetik ve düzgün
bir görünüm kazanması amacıyla estetik bir cerraha başvurabilir.
Olağan koşullarda çağdaş bireyin kendisini daha iyi hissedebilmesine
hizmet verdiği günümüzde giderek gelişen tıbbi beceri ve teknikler
büyüleyici sonuçlara ulaşmıştır. Kadınlarda hamilelik ve doğum
sonrası kaçınılmaz olarak yağlanma ve sarkma gibi beden
değişiklikleri oluşur. Rejim ve sporla bazen bu olumsuz
değişiklikler düzelmemekte ya da uzun zamanı içermekte ve kadın
kendi bedenine yabancılaşma duygusu yaşayarak bedenini kabul etmekte
güçlük çekmektedir. Eşiyle olan " cinsel ilişkisinde", kendi
bedenini sevmediği için çoğu kez bunu eşine yansıtmakta, eşinin
artık onu beğenmediğini düşünerek yataktan çekilmektedir. Bazen
erkek de eşinin bedeniyle ilgili yakınmalar getirebilmekte ve ilişki
bozulabilmektedir.
Kadının kendini çekici hissedebilmesi için estetik cerrahi
göğüslerin düzeltilmesi, fazla yağların emilmesi, hamilelik
lekelerinin kaldırılması gibi işlemlerle kadına, kendi bedenine
duyduğu güveni ve sevgiyi kazanmasında bugün büyük destek
vermektedir.
Kazalardan sonra görülen bedensel deformasyonlarda aynı psikoloji,
bireyi kişiler arası ilişkilerden uzaklaştırmakta, kaygılar bireyin
yaşamının tüm alanını kapsamaktadır. Birey estetik cerrahi ile
yanıklar, deforme olan organın düzeltilmesi, organ nakli ile " ben
kabulü " kazanmaktadır ve psikoterapist bu varoluşu
desteklemektedir.
Yaşlanmayı durdurmak ve genç kalmak, duygularda estetik,
düşüncelerde estetik, yaşam alanlarında estetiği önemseyen
bireylerin ihtiyacı olabilmektedir. Terapist kişinin yaşamını
anlamlandırmasına duygu, düşünce ve davranışlarında genç kalabilmiş
bir bireyin bedensel olarak da gençleşerek duygu, düşünce ve
davranışları ile bütünleşme ihtiyacında estetik cerrahiyi
önermektedir.
Bazen yaşamına anlam katmak, boşluk ve anlamsızlık duygularını
bedeninde değişiklik yaparak giderebileceği yanılgısı, bireye hakim
olabilir ve ameliyat sonrası bir boşluk duygusu ve bunalım
yaşanabileceği durumlarda plastik cerrah bir psikoterapistin
görüşünü almayı gerekli görebilir.
Bugün psikoterapist, estetik cerrah ve hastanın yollarının kesiştiği
noktadaki amaç, bireyin kendisi için seçmiş olduğu yolda; iç
dünyasındaki estetik, fiziksel görüntü dünyasındaki estetikle
yaşamına estetik katma ihtiyacıdır. Bu tıpkı bireyin güzel
sanatlarla, müzikle, şiirle ve dansla kendini ifade etmesi,
zenginleşmesi ve yükselmesidir.
NE YAPARSAK YAPALIM BİRGÜN MUTLAKA YAŞLANACAĞIZ.........
Hürriyet