Yeni Mecralarda Yeni Maceralar

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Yeni Mecralarda Yeni Maceralar
Yeni Mecralarda Yeni Maceralar
Etkili pazarlama iletişiminde yakın bir zamanlar alternatif mecra olarak kullanılan birçok mecra, markalar için artık yeni maceraların arandığı mecralara mı dönüşüyor?

Hızla değişen ve gelişen hız dünyasının, hız tutkunlarından olanlar için ulaşımda vazgeçilmezlerdendir İstanbul metrosu. Yalnızca İstanbul metrosu mu? Tabi ki de hayır. Ankara ve İzmir metrosu da aynı hız tutkunlarının trafik sorununa bir alternatifi olarak hizmet vermekte. Bu ulaşım araçları çok komplike olmasalar da, yoğun trafik sorununa bir alternatif olarak çıktılar meydana. Tıpkı yeni mecralar gibi. Firmaların pazarlama departmanlarında strateji geliştirmekle sorumlu olan yetkililer, bu hız tutkunlarının yoğun olarak kullandığı yeni mecralar için yeni marka stratejileri geliştirmeleri de kaçınılmaz olacaktır. Akan kalabalık içerisinde, çevresindeki marka savaşlarından bi haber yaşayanlar, firmaların yaratıcı beyinleri tarafından reklam bombardımanına tutulduğunu muhakkak ki fark etmeyenler de vardır günümüzde. Yaratıcı beyinler metro içerisindeki reklam bombardımanlarını plazmalar, lightboxlar, raketler, metroboardlarla sağlarken tüm bu gayretlerin bile farkında olmadan, bir telaşla ve aceleyle kalabalığın içerisinden akıp giden potansiyel müşteriler içinse; stratejistlerin yeni ve diğer alternatif mecraları gözden kaçırılmayacakları muhakkaktır.

Reklam verenlerin tüketici bilinçlerindeki algı değişikliklerin tamamına uygun mecralara yönelmesi bu durumda kaçınılmaz olacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz hız tutkunu insanlarımız yani bizler; acele işlerimizden veya o anki telaşımızdan dolayı algılayamadığımız ve reklamverenler açısından ekstra bir külfet oluşturacak olan bu tutumumuzun reklamverenler için sağlayacağı yeni stratejiler; alternatif yeni mecralara yönelmek olacaktır.
Örneğin: konu örneğimiz olan bir çalışanın sabah kalkıp işe gitmek için evinden ayrıldığını düşünelim. Farz edelim ki evden çıkışa sırasında homeboardlarda ilgisini çekmeyi bekleyen reklamları gör(e)medi, otobüse binerken billboardlardaki reklamları da aynı şekilde. Bu sırasıyla metroya binerken ve indikten sonrada işine giderken ilgisinin kendilerine yönelmesini bekleyen reklamları da görmedi. Yorucu bir sabah mesaisinin ardından, öğle yemeği için arkadaşı ile birlikte nezih bir cafe – restaurantın yolu tutulur. Yemekler yenir. Sohbetin koyu vaktin de sınırlı olması hasebiyle masa üzeri reklamlarda bu arada gözden kaçanlar arasındadır. Alın size firma için reklam maliyeti daha. Bu süreç örnek çalışanımızın iş çıkışında eve gitmek için işyerinden ayrılması ve herhangi bir ihtiyaç olup olmadığını sormak maksatlı eşini aramasıyla devam eder. Kendisinden büyük bir mağazadan, marka bilinirliliği bir hayli yüksek olan bir şampuan almasının istenmesi üzerine yorgun çalışanımız; büyük bir markettedir artık. Dış ortama göre küçük fakat daha komplike olan bu mekanda firmaların reklam çalışmalarına sahne olmuş mecraların sessiz çığlıkları vardır artık. Markaların mecra-etki alanlarında bulunan tüketicilerin varlığı söz konusudur artık. Mecraların birbirlerinden iyi ayrıştırılmış olması aramasıdır şimdi devrede olan. Örnek çalışanımızın gün içerisindeki tutumları ve şampuan alırken maruz kaldığı reklamların da etkisinin sonucu olarak eşinin kendisinden istemiş olduğu şampuanın türünü unutmuş olduğunu ve hatırlamak için yere baktığını hayal edelim. Hatırlayabilecek midir sizce? Birçoğunuzun hayır dediğinizi duyar gibi oluyorum. Fakat beklenen olmuyor. Şampuan rafının önünde, unuttuğu şampuanı hatırlayabilmek için baktığı zeminde gözünün bir şampuan reklamı içeren floorgrafici algılamaması imkan harici olacaktır. Nihayet katlanılan maliyetlerin semeresi alınır. Yani kaçış zor. Kaçış zor olmasına zor ama, bu kaçışın külfeti, firma için maliyeti ne olacak. Peki herkesin bu denli olabilmesinin imkan ve ihtimali var mıdır? Bir genelleme yapmanın zor olduğu şüphesiz bir gerçek.

Günümüzde marka ve ürünlerin birbirine çok benzediği, birbirlerinden ayrışmak için farka ihtiyaç duydukları muhakkak. Bu farklılık devamı gelen bir fark yaratılabildikçe geçerli olacaktır. Farklı olabilmeyi sağlayacak mecraların seçiminde bir bütün oluşturulmalıdır. Genel olarak bu mecralar tüketicinin satın alma isteğine yakın olduğu bölgelerde bulunan mecralarda konumlandırılmalıdır. Artık bu iletişim bombardımanının yüzünü televizyonlardan bu mecralara çevirmesi ve yeni maceralara yelken açması gerekmektedir.

Mecralarla ilgili ana mecra ve alternatif mecra ayrımının zorlaştığı bir muhakkak. Yakın bir zamana kadar alternatif bir mecra olarak anılan ve bu yönde kullanılan internetin ana mecra olma gayretleri başarıya ulaşmış ve kendini ispatlamıştır artık. Dünya markalarının yaratıcı pazarlama iletişimi stratejileri uygulamalarında bu yöndeki örneklerinin sayısının fazlalığı bir gerçektir. Ülkemizde metrolar ve tuvaletler, yaratıcı beyinlerin keşfettiği yeni mecralardır.

Ezcümle;
Tüm yol seçilen yollardan geçmektedir.
Kim bilir! Beklide ihtiyaç duyulan;
Farklı bir sektör,
Farklı bir pazar,
Farklı hedef kitle ve
Farklı mecralar.
Ardından başarı ve satış kendiliğinden gelecektir.

( y n s b r n )



Yunus Baran
 
Geri
Üst