Yeniden ve yepyeni bir öğretmen olmak

PeLiNiM

Yeni Üye
Üye
Yeniden ve yepyeni bir öğretmen olmak
Hayatta birçokşey için gec kalmıs sayılmayız.yeterki hedefimizi belirleyip, inanarak ,yürekten isteyelim başaramayacağımız hiçbir şey kalmayacaktır.



İnsan bu. Su misali, kıvrım kıvrım akar ya….. diye başlayan o muhteşem şiir, hayatın kıvrımlarla dolu olduğunu hatırlatır bana hep. Özel hayatımızda da, iş hayatımızda da inişler çıkışlar yaşarız. Arkadaş sandığımız, dost bildiğimiz insanların ikiyüzlülüğü, sevdiklerimizi kaybetmek, zorluklara tek başına göğüs germek zorunda kalmak insanı yorar bazen.

Yeniden doğuş hikayesini bana, bugün meslektaşım olan, eski bir öğrencim gönderdi. Hayatın zorluklarını, sıkıntılarını yaşadığımız dönemleri anlatan, bu sıkıntılardan kurtulmamız ve yeni bir başlangıç yapmamız gerektiğini vurgulayan güzel bir hikaye.
O günlerde iş hayatımın en büyük ‘dost kazığı” ile tanışmıştım. Belki o günlerin etkisiyle bu hikayeyi çok sevdim. Tanıdığım en iyi kimya öğretmenlerinden olan sevgili dostum Salih Subaşı ‘dost kazığı” sözünü bile kabul etmeyerek ‘dost olsaydı kazık atmazdı, kazık atmışsa zaten dostun değilmiş” gibi bir felsefe ile ‘dost kazığı” deyiminin bile yanlış olduğunu savunuyordu.

Hangi şartlar altında, hangi sıkıntıları yaşarsak yaşayalım hep dimdik ayakta durmak zorundayız. Özellikle öğrencilerimizin karşısında.

Meslek hayatında kaçıncı yılı dolduruyor olduğunuz hiç önemli değil. Bu güne kadar, sebep ne olursa olsun, çok yanlışlar yapmış olabilirsiniz. Birçok öğrencinizi dövmüş, kırmış olabilirsiniz. Birçok veli ile öğrenciniz arasında kavgalara sebep olmuşta olabilirsiniz. Hiç önemli değil. Emekliliğinize üç beş yıl da kalmış olabilir. Yeter ki siz ‘yeniden doğuş” için niyetli olun. Yeni bir başlangıç yapmaya, bambaşka bir öğretmen olmaya karar verin.

Bunu sadece öğrencileriniz için değil, kendiniz içinde yapın. Mesleki bıkkınlığınızın çevrenizden çok kendinize zarar verdiğini anlamanızı sağlamaya çalıştım.
‘Yeniden doğuş” kolay olmayacak. Elbette sıkıntıları olacak. ‘Yeniden doğuş uçuşunu” yapabilmek için bu sıkıntılara katlanmak zorundasınız. Kartalların ömürlerini yirmi yıl kadar daha uzatmak için yaptıkları uçuşun adıdır bu.

KARTALIN YENİDEN DOĞUşU!
Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan
kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi
ve zor bir kararı vermek zorundadır.

Kartalın yaşı 40′a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.

Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer.

Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safhasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlardan tam olarak yararlanabiliriz.

‘Geride kalanları unutmak ve önümüzde bizi bekleyenlere ulaşmak için hedefinize doğru ilerleyin”
SAİT ÇAMLICA
 
Geri
Üst