Yüze Kadar Saydım!

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Yüze Kadar Saydım!


Sağanak yağmur gecenin sessizliğini talan ediyor; yağmalıyor tüm şehri… Rüzgarın uğultusuyla bölünen uykularım gibi darmadağın her şey… Uyuyamıyorum bir türlü! Sonu olmayan düşüncelerimin siyahla beyazı ayıran bıçak keskinliğindeki uçurumunda intihara mahkum etmişim umutlarımı… Celladı ben olmuşum doğmamış hayallerimin… Umutsuzluğumun gölgesinde filizlenen isyanım karşısında yorgunluğumun bile dizleri titremekte… Korkuyorum… Çığlıklarıma karışıp da kendimde kaybolmaktan korkuyorum…

Eksiğim…
Ama fazlalığım…

Varım…
Ama hiçim…

Yorgunum ben; hem de halimi anlatamayacak kadar yorgun… İsyanım yordu beni; belki de umutsuzluğum… Ya da en başından beri peşimi bırakmayan yalnızlığım… Çok yoruldum ben… Hem de çok… Zamanın, durdurma tuşu yok; akıp gidiyor peşinde beni de sürükleyerek… Akreple yelkovan arasına sıkışıp kalmışım sanki…

Uf… Bırakamıyorum işte! Sırf sevdiklerim üzülmesin diye ardımda bırakabilmeyi dilerdim ama bırakamıyorum işte!

Kimseden bir şey istemedim sadece gelsin istedim. O gelsin istedim! Hayatın kargaşasından kaçıp sığındığım bir liman olsun; beni bu hayattan çekip kurtarsın istedim. Dünyam olsun istedim… Oysa şimdi… Şimdi isteklerim gökyüzündeki yağmur yüklü bulutlarda saklı… Gökyüzü ağlıyor; ve her yağmurla denizime birikiyorum… Haykırışlarımla; daha doğmadan sessizliğe gömülmüş umutlarımla onun hiç fark edemeyeceğini bile bile denizime birikiyorum… Dertler derya olmuş; varsın gelsin olsun… Tükeniyorum; tükenmişliğe birikiyorum…

Hayatla saklambaç oynamaktan da umutlarımla körebe oynamaktan da sıkıldım… Artık ne saklı olanlar umrumda; ne de etrafımda dört dönen umutlarım…

Yüze kadar saydım…

“Saklanmayan; önüm arkam sağım solum sobe!”

Gözümün bağını açtım… Artık ebe de değilim…

Çünkü sobelendim…

Çünkü tükenmişliğe biriktim…

Çünkü zil çaldı; oyunun sonu geldi!
 
Geri
Üst