anadolu kadını

M

Misafir

Forum Okuru
anadolu kadını
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili, Bakan Mustafa Necati Bey’in tanık olduğu bir olay, sözlerle tanımlanamayacak, her türlü övgünün üzerinde bir kahramanlık öyküsü:

“Bir gün önce yağan karların doldurduğu uzun yollardan geçerek mahkememiz müfrezesiyle, Çerkeş önlerinde kağnılarla cephane taşıyan bir kadın kafilesine rastlamıştık. Beyaz bir geceyi andıran gündü; güneş bulutlara girmiş, tabiat kefenlenmişti. Mücessem bir hüzün halinde kalplere damlayan genel sessizliği bozan hiçbir şey yoktu; ancak kağnıların ruhları ürperten ve sessizliği besleyen gıcırtıları derinden derine etrafı geziyordu. Bu seslerde öyle bir esrar saklı ki sanki bütün kederli ruhlar bütün iniltisini bu sese vermişler ve sanki bütün kadere boyun eğen fikirler, azme kalp olan tevekkülünü bu ağır yürüyüşe bırakmışlar.

Bu kafileye yaklaştıkça bazen bu uzun sessizliği yırtan bir çocuk feryadı yükseliyordu. Kafileye yaklaştık ve salamlaştık. Biz soğuktan yamaçlar altında bile titrerken, tek yorganını da arabaya örten bir ninenin çıplak ayaklarla karları çiğnediğini görünce, içimde takdirle karışık bir merhamet sızladı. Arkasına sardığı peştamalı içinde ara sıra hıçkıran bir çocuğun üzerine bile örtmeden yorganını niçin arabaya serdiğini sorma fikrini duydum:

“Üşümez misin sen nine? Bak çocuk donacak, yorganı örtsene!” diye arabanın üstünü işaret ettim!

Bu sözü garip biçimde karşıladı. Sormaya değer bir şey saymıyordu galiba! Beklediğimi de anlayınca, mukaddes bir şeye yakınlık gösterir gibi kağnıya doğru gitti:

“Kar sepeliyor, millet malıdır, nem kapmasın evladım” dedi ve yorganının uçlarını iyice serdi.

Kar sepelemeye başlamıştı; o zaman anladım ki cephaneleri ıslatmamak için bu fedakârlığı yapıyor. O zaman, deminki merhametimden utandım bile!




* * *




Ali Fuat Cebesoy’un kağnı kollarıyla ilgili anısı Türk kadınının yüreğini, yiğitliğini ve özverisini yansıtmaktadır:

Dondurucu bir soğuk vardı. Kağnısının başında duran bir ihtiyar nineye yaklaşmış ve sormuştum:

“Nine üşüyor musun?”

Şu yanıtı vermişti:

“Hayır oğul, üşümüyorum. Düşman, topraklarımıza ayak bastığı günden beri içim yanıyor!”

Bu kahraman Türk anasının elini öperken göz pınarlarımdan yaşlar tanelenmişti
kadin013.jpg
 
Geri
Üst