Antlaşmalar ve Konferanslar...!

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Antlaşmalar ve Konferanslar...!
Ayastefanos Antlaşması


Doksanüç Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonunda imzalanan barış antlaşması.

Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın karşı olmasına rağmen Midhat Paşa Damad Mahmud Paşa ve Redif Paşa gibi devlet adamlarının sebep olduğu Osmanlı-Rus Harbi Türklerin umumi olarak yenilmesiyle neticelendi. Ruslar batıdan Yeşilköy'e doğudan Erzurum’a kadar geldiler. Osmanlı Devleti mütareke istedi. Rus orduları başkomutanı Nikolay barış esaslarının mütarekeyle birlikte görüşülmesi şartıyla bu isteği kabul etti. 3 Mart 1878’de Osmanlı tarihinde benzeri görülmeyen aleyhimizde ağır ve feci şartlar getiren Ayastefanos Antlaşması imzalandı.

Yirmi dokuz maddelik antlaşmaya göre batıda büyük bir Bulgaristan Prensliği kurulacak; Makedonya Batı Trakya Kırklareli bir Rus kuklası olarak düşünülen bu otonom prensliğe verilecekti. Kars Ardahan Batum Rusya’ya verilip Karadağ ve Sırbistan’ın istiklalleri kabul edilecekti. Ayrıca Osmanlı Devleti Rusya’ya 245 milyon Osmanlı altını harp tazminatı verecekti. Antlaşmaya göre Rumeli’nde kesin kayıplar 237.298 km2 toprak ve yaklaşık 8 milyon nüfus idi. İmtiyaz verilmiş Bulgaristan Doğu Rumeli Artvin Tunus gibi yerler bu rakamların dışındaydı. Bunlar da ilave edilince devletin kaybı korkunçtu.

Ayastefanos Antlaşması ile Rusların bölgede tamamen hakim bir konuma gelmeleri Batılı devletleri telaşlandırdı. Zira Rusların Bulgaristan yolu ile sıcak denizlere inmeleri İngilizlerin Hindistan siyasetine ve Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakına set çekmiş olacaktı. İkinci Abdülhamid Hanın şahsi diplomasisi bu tepkileri çok iyi değerlendirdi. Kıbrıs’ın idaresini İngiltere’ye bırakmakla Berlin’de yeniden bir antlaşma zemini elde etmeye muvaffak oldu. Ayastefanos’un feci şartlarını hafifleten bu antlaşma ile Türkiye’nin Balkanlardaki hayatı bir müddet uzadı (Bkz. Berlin Antlaşması)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Aynalıkavak Antlaşması (Tenkihnamesi)

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 21 Mart 1779'da imzalanan antlaşma.

21 Temmuz 1774'de imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya Kırım'ın bağımsızlığını kabul etmişti.

Avrupa ülkelerinin Kuzey Amerika'daki savaşlarla ilgilenmesi Çariçe II. Katerina'ya Kırım'ı işgal etme fırsatı vermiş bunun üzerine Kırım Han'ı IV. Devlet Giray Osmanlılara sığınmıştı. Yerine Rus yanlısı Şahin Giray'ın geçmesiyle Tatarlar ayaklandı. Ayaklanmayı destekleyen Osmanlılar Selim Giray ve taraftarlarını Kırım'a gönderdiler. Rusların ayaklanmayı bastırması üzerine Osmanlılar Rusya'nın Kırım'dan çekilmesini istedi. Böylece İngiltere ve Fransa'nın arabuluculuğu ile Osmanlı ve Rus delegelerinin bir araya gelmesiyle İstanbul'daki Aynalıkavak Kasrı'nda yeni bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmaya göre; Osmanlı Devleti Şahin Giray'ın hanlığını tanıyacak fakat sonraki hanların seçimi için padişahın halife olarak onayı alınacaktı. Akdeniz ve Karadeniz'de Fransızlarla İngilizlere tanınan ticari haklar Rusya'ya da tanınacak Kırım'daki Rus kuvvetleri geri çekilecekti.

Bu antlaşma ile Kırım'ın bağımsızlığı yeniden onaylanmış oldu.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Belgrad Antlaşması

1739’da Osmanlı Devleti'nin Avusturya ve Rusya ile yaptığı iki ayrı barış antlaşması. Rusların 1736’da Orkapı’yı teslim alarak Kırım’ı talan etmeleri ve Bahçesaray’ı yakmaları üzerine Osmanlı Devleti harekete geçti. Ancak Osmanlı Devletinin Rusya cephesinde kazandığı başarılar üzerine Avusturya da üç koldan Osmanlı topraklarına girdi. Böylece iki cephede çarpışmak zorunda kalan Osmanlı kuvvetleri bir müddet bocaladılar ise de kısa sürede toparlandılar. Bilhassa Yeğen Mehmed Paşa Abdipaşazade Ali Paşa İvaz Mehmed Paşa ve Hafız Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Avusturya ve Rus kuvvetlerini arka arkaya bozguna uğrattılar. Niş Özi ve Kılburun kaleleri ele geçirildi. Belgrad kuşatıldı. Bunun üzerine Fransa’nın arabuluculuğuyla Osmanlı Devleti ile Belgrad Barış Antlaşmasını imzalayan Avusturya ittifaktan çekildi.
23 maddeden oluşan Belgrad Antlaşmasına göre; 1718’de Avusturya eline geçen Belgrad Bosna Sırbistan ve Eflak’ın bir bölümü Osmanlı Devletine geri verildi. Tuna ve Sava ırmakları iki devlet arasında hudut sayıldı. Antlaşmanın diğer maddeleri Avusturyalıların inşa ettiği bazı askeri tesislerin yıkılması ile esirler ve elçi teatilerini ihtiva etmekteydi. Antlaşma 27 senelik olmak kaydı ile imza edildi (18 Eylül 1739).

Avusturya ile barış yaptıktan sonra Osmanlı kuvvetlerinin bütün güçleriyle üzerine geleceğini düşünen Rusya da uyuşmayı uygun gördü. Yine Fransa elçisi Ruslara vekâleten sulh talep etti. Yapılan görüşmeler sonunda Rusya ile de 15 maddelik bir ahidname imza edildi (18 Eylül 1739). Antlaşmaya göre Ruslar Azak dışında işgal ettiği toprakların tamamını Osmanlı Devletine terk ediyordu. Azak Kalesi ise yıkılarak arazisi tarafsız bir hale getiriliyordu.

Osmanlı Devleti Karlofça ve Pasarofça’da imzalamış olduğu muahedelerin zararlarını bu antlaşma ile telafi etti. Ayrıca devrin iki büyük devletine karşı koyabileceğini de göstermiş oldu.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Berlin Konferansı ve Antlaşması

Osmanlı Devleti ile Almanya Avusturya Macaristan Fransa ve Rusya arasında Berlin’de yapılan antlaşma. Halkımızın 93 Harbi dediği 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından Osmanlı İmparatorluğu'nun yenik çıkması neticesinde Ruslarla 3 Mart 1878’de şartları çok ağır Ayastefanos Antlaşması imzalanmıştı.
Türkiye’nin Balkanlardaki rolünü pek zayıf bir vaziyete düşüren ve Rusları Balkanların efendisi durumuna yükselten bu antlaşma büyük devletlerin gözünü korkuttu. Ayastefanos Muahedesinin Rusya İngiltere ve Avusturya arasında tadil edilmesi (değiştirilmesi) hususunda o sırada İngiltere sonra dünyanın ikinci devleti durumuna yükselen Almanya’nın yardımı ile bir konferansın toplanması mümkün olmuştu.

Sultan İkinci Abdülhamid Han İngiltere’yi Rusya’nın aleyhine mahirane bir şekilde kışkırtmıştı. İngiltere zayıf bir Türkiye’nin karşısında Rusya’nın Orta Doğudaki İngiliz menfaatlerini tehdit edeceğine ılık sulara inip kendisiyle rekabete başlayacağına inanmıştı. Daha önce geçici ve şartlı olarak Kıbrıs’ın idaresini İngiltere’ye bırakan Babıali Rusya’yı yola getirmek için birinci derecede bu devlete güveniyordu. Tabii Türkiye savaştan mağlup çıkmıştı. Bahis konusu olan şey mümkün olduğunca az zararla işin içinden sıyrılmaktı.

Kongrenin Berlin’de toplanması hususunda Almanya İmparatorluk Şansölyesi Prens Bismark’ın teklifi kongreye katılan devletlerce kabul edildi. Türkiye ve Rusya’dan başka İngiltere Almanya Fransa Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın katıldığı Berlin Konferansı Almanya İmparatorluk Şansölyesi (federal başbakan) Prens Bismark’ın başkanlığında 13 Haziran 1878’de açıldı. Diğer devletleri başbakanlar ve dışişleri bakanları temsil ediyordu. Türk murahhasları Hariciye Nazırı Kara Todori Paşa Müşir Mehmed Ali Paşa ve Berlin büyük elçisi Sadullah Bey (Paşa) idi.

Berlin Antlaşması Türkiye için bir yıkım olmakla beraber Türkleri Avrupa’dan tasfiye etmiyordu. Bilakis Türkiye’nin Balkanlardaki hayatını 1913’e kadar 35 yıl uzatıyordu. Üstelik antlaşmanın Rusya’ya sağladığı faydalar azdı ve asla Rusya’nın savaşta göze aldığı fedakârlıkları karşılamıyordu. Asıl faydalananlar Balkan devletçikleri ve İngiltere idi.

64 maddelik antlaşmada toprak değişiklikleri dışında en mühim maddeler Türkiye’nin Doğu Anadolu’da Ermenilerin az çok önemli bir azınlık teşkil ettikleri vilayetlerde (Vilâyât-ı Sitte) bu kavim lehine ıslahat yapmayı aynı ıslahatı Makedonya vilayetlerinde de uygulamayı kabul etmesiydi. Her iki madde de Sultan İkinci Abdülhamid tarafından Büyük Devletler arasındaki rekabetten faydalanılarak yıllar boyunca uyutuldu ve asla tatbik edilmedi.

Diğer pek mühim bir madde Türkiye’yi Rusya’ya 802.500.000 frank savaş tazminatı ödemeye mecbur ediyordu. Tazminatın ödenmesi Sultan İkinci Abdülhamid’in uzun saltanatı boyunca devam etti.

Berlin Antlaşması Türkiye’nin 1699 Karlofça Antlaşması'ndan sonra Avrupa’dan tasfiyesini hazırlayan ikinci büyük dönüm noktası oldu. Bu tasfiye 1913 Bükreş Antlaşması ile tamamlandı ve Avrupa Türkiyesi Doğu Trakya’ya münhasır kaldı.

Osmanlı Devletinin bu antlaşma ile doğrudan doğruya veya dolayısıyla olan toprak kayıpları şu şekilde özetlenebilir: Devlet doğrudan doğruya idaresinde bulunan Niş sancağını Sırbistan’a Teselya sancağını Yunanistan’a birkaç kazayı Karadağ'a Kars Artvin ve Ardahan sancaklarını Rusya’ya Dobruca sancağını Romanya’ya bırakıyor bu suretle birkaç kaza ile birlikte 6 sancak İmparatorluktan ayrılıyordu. Kendisine tabi olan Romanya Sırbistan Karadağ prensliklerinin imparatorluktan ayrılmasına razı oluyordu. Bunların arasında Tunus Prensliğini de saymak mümkündür. Zira üç yıl sonra Tunus’u işgal eden Fransa bu işgalin ortamını Berlin Konferansının kulisinde sağlamıştı. Osmanlı Devleti çok imtiyazlı bir Bulgaristan Prensliği ile az imtiyazlı bir Doğu Rumeli vilayetinin kurulmasına rıza gösterdiği gibi Bosna-Hersek vilayeti (eyalet umumi valilik) ile kısmen Yenipazar sancağının idaresini Avusturya-Macaristan’a Kıbrıs sancağının idaresini de İngiltere’ye bırakıyordu. Birkaç şaşkın ve gafil devlet adamının Karadağ’a bir kaza bırakmamak için göze aldıkları savaşın sonunda yapılan bu büyük Türk yağmasından İran bile nasibini alıyor bu devlete de o zamandan beri İran’da kalan Kotur kazası veriliyordu.

Mithat Mahmud Celaleddin Redif paşalar gibi gafillerin kazanacakları zannıyla Osmanlı Cihan Devletini ortasına attıkları meşhur “93 Harbi”nin neticesi budur. Eğer Sultan İkinci Abdülhamid’in şahsi diplomasisi olmasaydı bu kayıplar çok daha büyüyecek ve Ayastefanos’un ağır şartları aynen uygulanacaktı.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Brest-Litovsk Antlaşması

Birinci Dünya Savaşı sonunda Brest şehrinde İttifak Devletleri (Almanya
smilev.gif
Türkiye
smilev.gif
Avusturya
smilev.gif
Macaristan
smilev.gif
Bulgaristan) ile Sovyet Rusya arasında imzalanan barış antlaşması (3 Mart 1918).
1917’de Birinci Dünya Savaşından çekildiğini ilan eden Rusya ile İttifak Devletleri arasındaki barış görüşmeleri
smilev.gif
22 Aralık 1917’de başladı. Ancak
smilev.gif
görüşmelerin uzaması ve bir neticeye varılamaması üzerine
smilev.gif
Almanlar
smilev.gif
18 Şubat'ta tekrar saldırıya geçti. Almanların ileri sürdüğü şartların kabulüne taraftar olan Lenin
smilev.gif
partisine de görüşünü kabul ettirmeyi başardı. 3 Martta imzalanan antlaşmaya göre Sovyetler
smilev.gif
Polonya
smilev.gif
Ukrayna ve Finlandiya ile Baltık topraklarından çıkmayı kabul etti. Ardahan
smilev.gif
Kars ve Batum’u (Elviye-i Selâse) Türkiye’ye bıraktı. Antlaşma
smilev.gif
15 Martta Sovyetler Kongresinde de tasdik edildi. Brest-Litovsk Antlaşması
smilev.gif
11 Kasım 1918’de Almanya’nın müttefiklerle imzaladığı ateşkes antlaşmasıyla birlikte yürürlükten kalktı.
 
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Bucaş Antlaşması

18 Ekim 1672’de Osmanlı Devleti ile Lehistan (Polonya) arasında imzalanan antlaşma.
Ukrayna’da yaşayan Sarıkamış Kazakları Lehlilere karşı Osmanlı himayesini kabul etmişlerdi. Osmanlı Devleti de Kazakların Hatmanı Doreşenko’ya sancak beyliği pâyesi vermişti. Kazakların Osmanlı hakimiyeti altına girmesini istemeyen Lehistan kralı Doreşenko üzerine yürüyüp birkaç palangasını aldı. Osmanlı Devleti himayesine geçmiş bulunan Kazak hatmanına taarruzdan el çekmesini ve dinlemezse sulha aykırı hareket etmiş olacağını Lehistan kralına bildirdi. Ancak Lehistan kralı pâdişâhın nâmesine muvâfık (uygun) cevap vermediğinden 1672’de Lehlilere karşı harp ilan edildi. Köprülü Fâzıl Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu süratle Lehistan’a girdi ve Podolya’nın merkezi Kamaniçe’yi aldı (27 Ağustos 1672). Sultan Dördüncü Mehmed’in de katıldığı Osmanlı ordusu Galiçya’da Lemberg ve Lublin kalelerini zaptetti. Osmanlı ordularının bu ilerlemeleri karşısında Lehistan barış istemek zorunda kaldı. Galiçya Ukraynası'nda yer alan Bucaş’ta başlayan görüşmeler dört gün sürdü.


17 Ekim 1672’de imzalanan antlaşmanın önemli maddeleri şunlardır: 1. Leh kralı her sene Kasımdan Kasıma Osmanlı hazinesine 22.000 altın verecek.

2. Podolya ülkesi eski hududuyla ve kalelerindeki cephane ve mühimmatıyla Osmanlılara teslim edilerek Leh kuvvetleri tarafından tahliye olunacak.

3. Ukrayna memleketi eski hududuyla Kazak Hatmanı Doreşenko’ya verilecek ve bu mıntıkadaki Leh kuvvetleri tamamıyla Ukrayna’yı terk edecek.

4. Podolya eyaletinde zaptedilen ve edilmeyen kırk sekiz palanga Osmanlılara teslim edilecek.

5. Osmanlı Devleti Avrupa kıtasında herhangi bir devletle savaştığı sırada Leh Devleti Osmanlılarla savaşan devlete herhangi bir vesileyle yardımda bulunmayacak.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Bükreş Antlaşması
1806-1812 Osmanlı-Rus Harbinin sonunda
smilev.gif
28 Mayıs 1812’de imzâlanan antlaşma. 16 madde üzerine akdedilen muâhedenin önemli hükümleri şöyledir.
Mühim bir Türk azınlığının yaşadığı Besarabya’nın tamâmı Rusya’ya bırakılıyordu. Akkerman
smilev.gif
Kili
smilev.gif
İsmail gibi kaleler Ruslara geçiyor; Kalas
smilev.gif
İbrail
smilev.gif
İsakçı
smilev.gif
Tulça
smilev.gif
Türklerde kalıyordu. Ruslar işgâl ettikleri Romanya’yı (Memleketeyn
smilev.gif
yâni Eflak ve Boğdan prenslikleri) ve Kafkas topraklarını Türkiye’ye geri veriyorlardı.

Bu muâhedenin en mühim maddesi
smilev.gif
Belgrad ile güney arâzisinden ibâret
smilev.gif
küçük bir Sırbistan Prensliğinin teşekkülüdür. İç işlerinde bağımsız olan bu devlette
smilev.gif
Türk askeri bulunacak ve Sırbistan Prensini Bâbıâlî tâyin edecekti. Buna rağmen
smilev.gif
bağımsız bir Sırbistan’ın temelleri atılmış oluyordu. Bu prenslik
smilev.gif
1878’e kadar adım adım imparatorluktan ayrıldı ve bu târihte
smilev.gif
Sırbistan adı altında tamâmen bağımsız oldu.
 
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Edirne Antlaşması
1828 Osmanlı-Rus savaşı sonunda Edirne'de imzalanan antlaşma (14 Eylül 1829).

Navarin faciasından (1827) sonra başlayan (Eylül 1828) Osmanlı-Rus savaşı aleyhimizde gelişince barış isteği belirdi. İngiliz ve Fransız elçilerinin teşebbüsleri ve Çarın kayınpederi Prusya kralının gönderdiği aracının çabalarıyla bir antlaşma hazırlığına girişildi. 1829 yılı yazında Çarlık orduları Balkanları aşarak İslimiye ve Yanbolu taraflarını zorlamaya başladı doğuda Erzurum'u aldı. Bu sırada Edirne de düşünce savaşa son vermek için İstanbul'daki Prusya elçisi denizden Tekirdağ'a gitti Rus generali Dielitsch'e haber göndererek ateşkes ilanını sağladı iki tarafın Edirne'de barış esaslarını görüşmelerine karar verildi. Bu arada Edirne'nin doğusunda kalan Rus askerleri çekildiler. Daha önce İstanbul'daki İngiliz ve Fransız elçileri hükümetlerinden aldıkları talimata dayanarak Mora'nın (Yunanistan) istiklalini (bağımsızlığını) tanıması hususunda Babıâli'ye verdikleri resmî takrire cevap istediler ve Bebek Köşkü'nde yapılan müzakereler sonucunda ilgili devletlerin evvelce Londra'da (22 Mart) aldıkları kararları kabul etmek gereği ortaya çıktı (6 Temmuz). Bu kararlar Yunan hükümetinin tam bağımsız bir devlet olması sınırlarının daha önce verilen mazbatada istenilen şekilde çizilmesi; Yunan hükümdarlığının müttefik devletlerde hükümran olan hanedanlardan birine mensup olmayan bir prense asaleten verilmesi Devlet-i Aliyye ile Yunan devleti arasında barışın korunması iki tarafça genel af ilanı Yunanistan'a göç etmek isteyen Rumlara bir yıl süre tanınması vs. gibi hükümleri dokuz maddede kapsamakta idi.

Askerî harekâta son verilerek barış müzakerelerine Edirne'de başlanması kararlaştırılınca Babıâli tarafından Sâdık Efendi birinci Eminbeyzâde Abdülkadir Bey ikinci murahhas tayin edildiler (15 Ağustos 1829). Bir ay kadar süren müzakerelerden sonra Edirne'de 16 maddelik bir antlaşma imzalandı.

Başlıca hükümleri şunlardı:
1. Karada ve denizde çarpışmalara son verilerek iki devlet arasında sınırsız bir dostluk kurulacak; bu antlaşmanın şartlarına aykırı hareket edilmeyecektir.

2. Rusya Boğdan ülkesini eski sınırlarıyla Osmanlı Devleti'ne bırakacak Eflak bölgesinden Dobruca Silistre İshakçı Pazarcık Varna Yanbolu Aydost Kırkkilise ve Edirne ile Rumeli'de işgal ettiği bütün yerlerden geri çekilecektir.

3. Prut nehri eskiden olduğu gibi Boğdan arazisine bitiştiği yerden Tuna'ya karıştığı yere kadar iki devlet arasında sınır olacak Tuna kollarındaki bütün adalar Rusya'nın tasarrufunda kalacak bu nehrin sağ kıyısı Osmanlıların olacak 10 km.'lik mesafe boşaltılacak hiçbir tesis yapılmayacak adalarda Rusya hiçbir bina ve istihkâm yapmayacak Tuna nehrinde seyrü sefer her iki devlet için serbest olacaktır.

4. Gürcistan ve Kafkas tarafındaki birçok eyalet uzun zamandan beri Rusya hudutları içine girmiş; 1828'de İran- Rusya arasındaki Türkânçay Antlaşması gereğince Revan Nahçıvan hanlıkları da Rusya'ya geçmişti. Bu bakımdan iki devlet arasındaki yeni sınır Ahıska Poti Anapa kaleleri Rusya tarafında; Kars Bayazıt Erzurum bölgeleri Osmanlılarda kalmak üzere düzenlenecektir.

5. Eflak ve Boğdan'a yeni haklar tanınacak Eflak-Boğdan beyleri yaşadıkları sürece görevde kalacak Eflak ve Boğdan'daki kaleler yıktırılacak bu iki eyalette Osmanlı askeri bulunmayacaktır.

6. Akkerman Antlaşması gereğince Sırbistan'a tanınmış olan imtiyazlar yani Sırbistan muhtariyeti bu antlaşma ile tekid edilecektir (sağlamlaştırılacaktır).

7. Rus ticaret gemilerine Boğazlardan geçiş hakkı tanınacak Rus halkından olanlar Osmanlı ülkelerinde serbestçe ticaret yapabileceklerdir.

8. Osmanlı Devleti Rusya'ya on taksitte ödenmek üzere on bir buçuk milyon duka altını tazminat ödeyecektir.

9. Osmanlı Devleti 6 Temmuz 1827'de Londra'da Rusya İngiltere ve Fransa arasında ve Yunanistan'ın bağımsızlığıyla ilgili antlaşmaya tam muvafakat bildirecek; 22 Mart 1829'da bu esasa göre düzenlenen protokolü de kabul edecek; antlaşmanın tasdikinden sonra Rusya İngiltere ve Fransa murahhaslarıyla birlikte ve antlaşma esaslarının uygulanmasını kararlaştırmak üzere Osmanlı Devleti tarafından murahhaslar tayin edilecektir.

10. Her iki devlet savaş sırasında işgal ettikleri topraklarda genel af ilan edecek harp esirleri de bu antlaşmanın onaylanmasından sonra derhal serbest bırakılacaktır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Gümrü Antlaşması

İstiklâl Savaşında TBMM Hükümetiyle Ermenistan arasında 2 Aralık 1920�de imzâlanan ve Ermenistan�la Türkiye arasındaki savaşı sona erdiren antlaşma. Bu antlaşma Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olması bakımından önemlidir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Ekim 1917 Devrimi üzerine Kafkas Cephesindeki Rus orduları işgâl ettikleri doğu vilâyetlerinden çekilince Ermeniler merkezi Erivan�da olan bir Cumhûriyet kurup yaklaşık 50.000 kişilik bir Ermeni kuvvetiyle Rusların yerini aldılar. Doğu vilayetlerimizde yaşayan Müslüman-Türklere zulüm yaptılar. Şehirleri ve köyleri yakıp yıktılar. Savunmasız ve mâsum insanları hunharca katlettiler. Bu zulmü ve işgali önlemek için harekete geçen Osmanlı ordusu Erzurum Trabzon ve Van vilâyetlerini kurtardıktan sonra Osmanlı-Rus sınırını geçerek Güney Kafkasya doğrultusunda ilerledi. Kars�tan sonra Gümrü�ye giren Osmanlı ordusu Ermenileri geri püskürttü. Ermenileri kesin yenilgiye uğrattıktan sonra Ağrı�yı da ele geçirdi. Ermenilerin isteği üzerine 31 Mayıs 1918�de Batum antlaşması imzalandı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında kaybedilen topraklar yeniden Osmanlı Devletinin hâkimiyeti altına girdi.

Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918�de imzalanan Mondros Mütârekesi'nden sonra Osmanlı Devleti Kafkasya Cephesindeki kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Önce Kafkasya ve Azerbaycan�ı boşaltarak Kars Ardahan Batum�a çekildi. Ancak İngilizler buranın da boşaltılmasında ısrar ettiler. Elviye-i Selâse adı verilen Kars Ardahan ve Batum da 31 Ocak 1919�da boşaltıldı. Bu arada Kars�ta �Güney-Batı Kafkas Millî Şûrâ Hükümeti� kuruldu. 13 Mart 1919�da Kars�ı işgal eden İngilizler Millî Şûrâ Hükümetini dağıtarak idâresinde Taşnak Komitelerinin hâkim olduğu şehri Ermenistan Cumhuriyeti askerlerine teslim ettiler. 20 Nisanda da Gürcistan Cumhuriyeti Ardahan�ı işgal etti.

İngilizlerin teşvik ve desteğiyle Doğu Anadolu�daki bâzı bölgeleri işgal eden Ermeniler Müslüman halka akla gelmedik işkence ve zulümleri yaptılar. Şehirleri köyleri ve kasabaları yağmaladılar. Pek çok kimse şehid oldu. İşgalcilere karşı milis kuvvetleri vâsıtasıyla mücâdele eden Doğu Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir 26 Nisan 1920�de TBMM Hükümetine başvurarak askerî bir harekât için izin verilmesini istedi. Fakat Ankara Hükümeti İtilaf Devletlerinin San Remo�daki toplantılarını öne sürerek böyle bir harekâtın siyâsî açıdan doğru olmayacağını belirtti. Ermenilere karşı mücâdelenin Kars Batum ve Ardahan�daki (elviye-i selâse) milis çetelerinin güçlendirilerek yürütülmesi isteğini de Sovyet Hükümetiyle yeni münâsebet kurulmakta olduğunu ileri sürerek erteledi. Daha sonra TBMM Hükümeti tarafından Doğu Cephesinde askerî harekâta başlanmasını kararlaştırdı. Kâzım Karabekir Paşanın komuta ettiği Doğu Cephesi kuvvetleri 28 Eylül 1920�de ileri harekâta başladı. 29 Eylül'de Sarıkamış 30 Ekim'de Kars geri alındı. Ermenistan Cumhuriyetini barışa zorlamak için Gümrü yönünde ileri harekâtı sürdüren Türk birlikleri Ermenileri geri atarak Şahnalar�ı ele geçirdi ve Ermeni askerlerini Arpaçay�ın batı sırtlarına kadar sürdü. Türk birliklerinin ilerlemesi üzerine Ermenistan Cumhuriyeti ateşkes istedi. Kâzım Karabekir Paşanın ateşkes şartları kabul edilmeyince Doğu Cephesi kuvvetleri Arpaçay�ı geçerek 7 Kasım 1920�de Gümrü�yü aldı. Gümrü�nün doğusunda bir hattı tutan Ermeni kuvvetleri yeniden bozguna uğratıldı. Ateşkes şartlarını kabul etmek zorunda kalan Ermenistan Cumhuriyetiyle 22 Kasımda Gümrü�de barış görüşmelerine başlandı.

28 Kasım'da imzalanan ateşkes antlaşması uyarınca Ermeni kuvvetleri Arpaçay�ın 15 km doğusundan geçen hattın gerisine çekildiler.

Ermenistan Taşnak Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasında sürdürülen barış görüşmeleri neticesinde 2 Aralık 1920�de Gümrü Antlaşması imzâlandı. TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olan Gümrü Antlaşmasına göre; Türkiye ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında savaş durumu sona eriyor Ermeni işgâli altındaki Iğdır Tuzluca Kars geri alınıyordu. Sınır; Karasu�nun döküldüğü yerden başlayarak Aras Irmağı Kekaç kuzeyine kadar Arpaçay-Karahan Deresi Tiğnis batısı-Büyük Kımlı doğusu-Kızıltaş-Büyük Akbaba Dağı çizgisinden geçiyordu. Ermenistan Cumhûriyetinin güneyindeki Nahcivan Şahtahtı Şarur bölgeleri ileride yapılacak bir plebisitle (halk oylaması ile) idâre biçimi tespit edilmek üzere Türkiye Cumhuriyeti himâyesinde bir mahallî idâreye bağlanacaktı. (Bu yöre daha sonra Moskova Antlaşmasıyla Âzerbaycan�a verildi)

Antlaşmanın üçüncü maddesinde Türkiye�nin vaktiyle Osmanlı sınırları içinde bulunup antlaşma uyarınca Türkiye�de kalacak olan ve üzerinde Türkiye ile târihî etnik ve hukûkî münâsebeti olan toprakların hukûkî durumu konusunda Ermenistan Cumhuriyeti istediği takdirde antlaşmanın onayından sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabul edeceği belirtiliyordu. Dördüncü maddesinde: Ermenistan Cumhuriyeti; emperyalist devletlerin kışkırtmalarıyla düzen ve güvenliği bozucu hareketlere girişilmesini önlemek için 1500�den fazla asker bulundurmamayı silahların sayısını sınırlandırmayı kabul ediyordu. Bu konular Erivan�da bulunacak Türk temsilcisi tarafından denetlenebilecekti.

Antlaşmaya göre; Birinci Dünya Savaşı sırasında düşman ordularına katılan veya işgal altındaki topraklarda kıyıma katılmış olanlar dışındaki göçmenlerin eski sınırlar içindeki yurtlarına dönmelerine izin veriliyordu. Göçmenler bu haklarını bir yıl içinde kullanabilecekler bu süre içinde dönmeyenler hiçbir hak iddia edemeyeceklerdi.

Taraflar Birinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan karşılıklı zarardan aklanıyorlardı. Antlaşmanın 10. maddesine göre; Erivan Hükümeti Sevr Antlaşması'nı geçersiz sayacağını emperyalist ülkelerde bir kışkırtma vâsıtası olan temsilci heyetlerini geri çağırmayı kabul ediyordu. Ayrıca Türk Devleti bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı Erivan Hükümetine antlaşmayla sağlanan haklara zarar vermemek şartıyla Ermenistan içinde geçici olarak askerî tedbirler alabilecekti.

Antlaşmanın 18. maddesine göre antlaşma hükümleri TBMM ve Ermenistan Taşnak hükümetlerince onaylanacaktı. Fakat antlaşmanın imzâlanmasından bir gün sonra Ermenistan Kızıl Ordunun denetimine girdiği için Gümrü Antlaşması onaylanamadı. Ancak Türk ordusu elverişli konumda olduğu için 16 Mart 1921�de Sovyetler Birliğiyle imzâlanan Moskova Antlaşmasında Gümrü Antlaşmasının sağladığı durum korundu. Antlaşmanın kararları büyük ölçüde Moskova Antlaşmasında yer aldı. 13 Ekim 1921�de Ermenistan Âzerbaycan ve Gürcistan Sovyet hükümetleriyle imzalanan Kars Antlaşmasının temelini de Gümrü Antlaşması teşkil etmiştir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: Antlaşmalar ve Konferanslar...!

Hünkâr İskelesi Antlaşması

8 Temmuz 1833�te Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan antlaşma.

Yunanistan�da ve Arabistan Yarımadasında Osmanlı Devletine büyük hizmetler yapmış olan Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa kendisine verilen yanlış bir haber üzerine Osmanlılara karşı oğlu İbrahim Paşa'nın kumandasında Suriye tarafına asker sevk etmişti. Üç gün süren muharebede Mısır askeri çokluğu ve intizamlı olması sebebiyle galip gelerek Kütahya�ya kadar ilerledi. Fransızlar ve İngilizler Müslümanları birbirine düşürmek için Mehmed Ali Paşayı Osmanlılara karşı kışkırtıyorlardı. Osmanlı Devletinin bütünlüğünü sarsacak gibi görünen Mısır meselesini halletmek isteyen Sultan İkinci Mahmud Han Rusya ile Hünkâr İskelesi Antlaşmasıyla ittifak akdine mecbur kaldı.

8 Temmuz 1833�te imzalanan antlaşma 6 açık ve biri gizli olmak üzere yedi maddeden meydana geliyor ve 8 sene için geçerli sayılıyordu.

Antlaşmanın açık maddelerinde;
1. İki devletin sadece savunma maksadıyla bu antlaşmayı imzaladığı

2. Herhangi bir savaş vukuunda birbirlerine yardım edecekleri

3. Yardımı isteyenin diğerinin masraflarını karşılayacağı

4. Sürenin 8 yılı aşmayacağı

5. İki ay içinde onaylanacağı

gibi hususlar bulunuyordu.

Gizli maddede ise; Rusya Batı ile savaşa girdiği anda Osmanlıların boğazları Batılılara kapatacağı hususu vardı.

Fransa ve İngiltere antlaşmanın imzalandığını öğrenir öğrenemez antlaşmayı protesto ettiler. Bir İngiliz donanması İzmir önlerine geldi. Avusturya Hünkâr İskelesi Antlaşmasının sakıncalarını Çar hükümetine anlattı. Çar Nikola antlaşmayı bozmamakla birlikte şartlarını yerine getirmeyeceğini söyleyerek ortalığı yatıştırdı. Zaten mecburiyetlerden doğan antlaşma tatbik edilmedi.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri
Üst