Artvin Tarihi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Artvin Tarihi
Geçmişte Çoroksi, Çorok, Kollehis ve Klarceti, Osmanlı döneminde ise Livane olarak bilinen Artvin''in bu ismi nereden aldığı ve hangi tarihten itibaren kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. İlk adların ise Çoruh Irmağı ile ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Artvin''in tarihsel geçmişi Şavşat''ın Meşeli ve Yusufeli''nin Demirköy yakınlarında tesadüfen bulunan bakır baltalara dayandırılarak M.Ö. 3000''li yıllara, yani "Tunç Çağına" indirgenmektedir.

M.Ö 4. yüzyıllarda bölgeden geçen Ksenophan''agöre Artvin ve çevresinde Kolklar, Makaronlar ve Taoklar gibi bir takım kavimlerin yaşadığı doğrulanmaktadır. M.Ö 1'' inci yüzyıllarda yaşayan Coğrafyacı Strabon Roma''nın Anadolu''daki hakimiyeti sırasında, Artvin ve yöresinin yerel krallıkların hakimiyetinde olduğu belirlenmektedir. Bunun sonrasında Arsaklı ve Sasan yönetiminde kalan Artvin, ortaçağ dönemi ile birlikte Bizans''ın himayesinde Bagratlı Kırallığı''nın yönetiminde kalmıştır. 1015 tarihi itibariyle başlıyan Selçuklu seferleri 12''nci yüzyılda Saltuklu''larla pekiştirilmeye çalışılmıştır. Moğol istilasının ardından İlhanlı''ların kontrolünde Çıldır Atabeklerinin yönetiminde kalmak üzere Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevi gibi Türk devletlerinin himayesinde bulunmuştur.

Yavuz Sultan Selim zamanında başlayan Osmanlı Egemenliği Kanuni Sultan Süleyman dönemi Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa''nın Atabeklerin başkenti durumundaki Ardanuç kalesini fethetmesiyle tamamlanmıştır. Osmanlı döneminde Hopa ve Borçka Trabzon''a Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli merkezi Ahiska olan Çıldır Eyaleti''ne bağlı olarak yönetilmiştir. 1828 de Osmanlıların Ruslara yenilmesi sonucu Çıldır kaybedilince buraya bağlı birimler Erzurum Eyaleti''ne dahil edilmiştir. 1877 - 1878 Savaşı sonucunda 3 Mart 1878 de imzalanan Ayastafanos Anlaşması gereği o zaman Batum Liva''sına bağlı Artvin, Ardanuç, Borçka, Şavşat ve Hopa''nın Kemalpaşa bucağı savaş tazminatı olarak Ruslara terkedilmiştir. 3 Mart 1918 de imzalanan Brestlitovsk antlaşması gereğince Ruslar Artvin topraklarından çekilmişlerdir. Peşine İngiliz''lerin ve Gürcü''lerin geçici işgalleri olmuşsa da TBMMM nin girişimleri sonucu 23 Şubat 1921 de Artvin Anavatana kavuşmuştur. 16 Mart 1921 de imzalanan Moskova Antlaşması ile durum kesinlik kazanmıştır.



Artvin Kalesi
artvin-kale-7773.jpg



Tekkale
art-tekkale-5827.jpg


Kaleler

Bilhassa, arazinin yapısı bakımından yörede Çoruh boyunca geçitlere hakim yerlerde eskiden çok sayıda kaleler inşa edilmiştir. Ancak bu kaleler zaman içinde az çok yıkılmış ve bazılarının sadece ören yerleri kalmış durumdadır.

Çoğu karakol ve haberleşme görevi yapan ufak kaleler olup vadi boyunca birbirini görebilecek yerlerde kurulmuştur. Bunların belli başlıları şunlardır; Artvin'de, Artvin, Baset, Kuvarshan, Mole kaleleri, Ardanuç ilçesinde, Ardanuç, Ferhatlı, Klarcet, Fetoben, Petrik İsman, Şavşat ilçesinde Söğütlü, Parıh, Tukharis, Ustamis, Yusufeli ilçesinde Aspişen, Dörtkilise ve Orşnak kaleleri vardır.



Köprüler

Gerek Çoruh nehri ve gerekse Arhavi ve Hopa'dan Karadeniz'e dökülen irili ufaklı dereler üzerinde kırdır ve kemerli bir çok köprü yaptırılmıştır. Günümüze kadar pek azı sağlam gelmiştir. Bunlar; Ortaköy deresi üzerinde Ballıca köprüsü, Borçka - Hopa karayolu üzerinde Vaniti ve Hankemer köprüleri, Hopa ilçesine bağlı Köprülü köyündeki kemerli köprüdür. Köprülü köyündeki eser dörtyüzyıl önceden kalan bir Osmanlı eseridir. Esenkıyı ve Sugören köyündeki köprülerin ise 1857 yılında cami yapımı sırasında kemerli olarak inşa edildiği bilinmektedir. Arhavi Ortacalar yolunun geçtiği dere üzerinde iki kemerli köprü bulunmaktadır. Ayrıca Artvin sınırları içerisinde Berta köprüsü ve Borçka Kaynarca deresi üzerinde Balcı Köprüsü vardır.



Camiler



Salih Bey Camii: Artvin'in Korzul mahallesindedir. Yerli halk arasında buna Korzul Camii de denmektedir. Livane Sancak Beyi Salih Bey tarafından yaptırılmıştır.



İskender Paşa Camii: Eski camiler arasında en önemlisidir. Ardanuç - Adakale'de (eski Ardanuç) olup Ardanuç fatihi olan İskender Paşa tarafından 1551 yılında yaptırılmıştır.



Balcıoğlu Camii: Artvinli usta Reisoğullarından Hasan Ağa tarafından yaptırılmıştır.



Çarşı Camii: İl merkezinde olup 1876 yılında yaptırılmıştır. Tek minareli bir ana kubbe etrafında beş adet küçük kubbeler sıralanmıştır.



Demirkent Camii: Yusufeli ilçesinin Demirkent köyündedir ve ahşaptır.



Artvin Doğu Karadeniz dağlarını derin bir şekilde yaran Çoruh vadisinin sol yamacında 230-110 rakımı arasında, meyilli bir arazide kurulmuştur. M.Ö. 2000 yıllarından kalan kalıntılara rastlanmaktadır. M.Ö. IX. yüzyılda Urartu hakimiyetine girmiş, I. yüzyılda Pontus Krallığına katılmış, V. yüzyılda Bizans egemenliğine geçmiş, 646 yıllarında Halife Hz. Osman döneminde İslam topraklarına katılmış, Bizanslılarla İslam Orduları arasında birkaç defa el değiştirmiş, bu değiştirmelerde Artvin nüvezi teşkil edilmiştir. Müslüman ordularının akınlarını gözetlemek için 939 yılında Artvin Livane Kalesi yapılmıştır.

Artvin'de 1068 yılından itibaren Selçuklu hakimiyeti başlamış, daha sonraları Gürcülerin eline geçmiş, tekrar Selçuklu hakimiyetinde Artvin yöresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde kalmış. XIII. yüzyılda da Moğol ve İlhanlı istilalarına uğramış, XV. yüzyılda Akkoyunlu Osman Bey Çoruh boylarına inmiş, Uzun Hasan ise bu toprakları Akkoyunlu hakimiyetine almıştır. Bölge daha sonra Gürcü istilasına uğrayınca Artvin Beyleri Trabzon Valisi Yavuz Sultan Selim'den yardım isteyerek Gürcüleri kovmuşlardır. Kanuni döneminde Erzurum Beylerbeyi Dulkadirli Mehmet Han Yusufeli ve Artvin'i alarak Livane Sancağı kurup (1536-1537) Erzurum beyler beyliğine bağlamıştır. 1578' de Osmanlı-İran mücadelesi sırasında Osmanlı hakimiyeti sağlanmış, Çıldır eyaleti kurulunca da Artvin buraya bağlanmış, Livane Sancağı da merkez olmuştur.



XIX. yüzyıla kadar Türk'lerin elinde kalan Artvin iki defa Rus işgaline uğramıştır. Haziran 1828 de imzalanan Edirne Muahedesi ile Ahıska Ruslara terk edilince, Çıldır eyaletinin bozulması üzerine Artvin Trabzon eyaletinin Batum sancağına bağlı Livane kazası merkezi olmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonuna kadar sürmüş, 5 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos antlaşması ile Batum, Kars Ardahan, Eleşkirt, Beyazıt ve Artvin Ruslara savaş tazminatı olarak bırakılmıştır. Bölge halkını yıldıramayacağını anlayan Ruslar, 3 Mart 1918 tarihinde yapılan Brest Litovsk barışı ile halk oylaması sonucu % 99'dan fazlası Türk hakimiyetini istemeleri neticesi Artvin savaşsız olarak Türklere bırakılmıştır.

I. Dünya savaşı sonuna kadar işgalde bulunan Artvin halkı 1914 kasımında direnişe geçerek yüzbaşı İsmail Bey komutasında Melo sınır taburu şehir ve çevresini Ruslardan bir süre de olsa temizlemiştir. 2 Kasım 1914'de 18 Aralık 1917'de imzalanan Erzincan ateşkes anlaşmasıyla Ruslar 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesi sınırlarına çekilmiştir. Artvin Osmanlıların elinde kalmış, imzalanan Mondros mütarekesi ile Artvin tekrar boşaltılmış, 17 Aralık 1918'de İngilizler tarafından işgal edilmiş, İngilizler çekilirken de şehir Gürcistan'a bırakılmıştır.

Bu badirelerden sonra Artvin, T.B.M.M. Hükümetinin yoğun çabalarıyla 7 Mart 1921 sabahı Gürcülerin çekilmesiyle Türk topraklarına dahil edilmiştir.
 
Geri
Üst