hayal ederken...

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
hayal ederken...
İnsan hayatını anlamlı kılan heyecanlarımız sayesinde mutlu oluyoruz.
...
Öznesi belli olmayan cümleler için söylediğimiz sözlerin doğru özneleri bulmasını bekliyoruz.Hayat her defasında doğru özneyi bulmuyor.Ama bilinen bilimsel olmayan gerçekler öznenin aslında bizim olduğumuzu söylüyor.Bir hayat içinde hayatı yaşayandan daha doğru bir özne ne olabilir ki?
..
Yaşamınız için kurduğunuz cümlelerin öznesi bir gün çat kapı gelirse diye bekliyoruz.

Beklemek herkese çok da yakışıyor aslında.Sabrederken yaşayacaklarımız hayal ederken beklemek,beklediğin gelmese bile en güzeli aslında.Ama; ya olması gerektiği gibi olmazsa her şey? Olanlar tutmazsa planlara, "b" planları bile işe yaramazsa...Bunu kendimize söyleyip korkutuyoruz ruhumuzu.

Kurduğumuz hayallerin olması demek değildir mutluluk.Tek bir şart yok mutlu olmak için.Bu olursa mutlu olacaksın,denemez asla.Asıl mutluluğun peşinde koşan,dört duvarın arasına sıkışmış iki ayaklılar,insanlar ellerindekinin gerçek mutluluk olduğunu düşünmüyor.Sürekli arayış halinde koşuşturuyorlar.Ufacık dünyalarına sıkışmışlar,beklemek de değil yaptıkları,aramak da değil.

Yaptıkları çaresizliğin resmi.Mutlu olamayacaklarını yaptıkları "basit" fakat "alımlı" şeyler.Risk almak akıllarına gelmiyor.Küçük bir dünyada alabilecekleri küçük risklerden dahi korkuyorlar.Ama atılsalar şöyle genişliklere,risk alsalar biraz belki de sırf bu riskin heyecanı bile mutlu edecek onları.

İnsan anne karnındayken bile bilmiyor hiç bir şey,geleceğine dair.Şimdi de bilmiyoruz.O zaman nasılsak şimdi de öyle.Yalnız yaşamlarımız küçük sanıyoruz,büyütemiyoruz.Kendi gerçeklerimizle kendimizle,kendi kendimizle sıkılıyor,bunalıyor,arıyor,bulamıyor,üzülüyor ve mutlu olamıyoruz.Oysa hafif çalan bir müzik bile mutluluğumuzun adı ya da kaynağı.İnatla kabul etmemekse bizim doğamız,pesimist yaşamlarımız.Hazırcı olarak yetiştiriyoruz kendimizi,sonra da hazır olamayınca hiç bir şey (ya da her şey)kendimize kızıyor kendimizi suçluyoruz.Suçlu 'biz'..Belki,öyle ama başkalarını suçlamaktan daha asil bir şey yapıyoruz:Hatalarımızı kendimiz de arıyor kendimizi büyütüyoruz.Ve olgunlaşacağız belki de.

Cesur yüreklerimizi sıkıştırıyoruz derinlerimize.Kendimizi sevmemizi bile engelliyoruz sonra sevilmediğimizi düşünüyoruz.Risk almadan "cesuruz" diyoruz.Özneyi kendimize yöneltiyoruz.Cümle bittiğinde bizden eser kalmıyor.Korkaklığımız çıkıyor karşımıza.Kaybedeceği hiç bir şeyi yoksa bir insanın en cesuru odur.Ama kaybettiklerimizi düşünerek cesaretimizi kıran beynimize sözümüzü hiç geçiremiyoruz.Kalbimiz risk alıp sevmemiz gerektiğini söyledikçe beyin korkan ve ürkek davranıyor.

Oysa risk alabileceksin ki,cesur olasın.Yüreğin cesareti tattıkça mutlu olacak.Bir gün 'ben' öznesi 'biz'e dönüşecek.Beklediğinin sabrettiğin karşılığını alarak şükran duyacaksın kendine.Kendini severken sevildiğini hissedeceksin.Ama bu kez seni seven sadece "sen" olmayacak.
 
Geri
Üst