Kapsamlı kromozom taraması (aCGH)

Uzman SühaN

Administrator
Kapsamlı kromozom taraması (aCGH)
kapsamlı kromozom taraması nedir,kapsamlı kromozom taraması ne için yapılır,kapsamlı kromozom testinin avantajları,kapsamlı kromozom testi hakkında bilgiler


kk.jpg






Kapsamlı kromozom taraması (KKT), Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) uygulaması planlanan çiftlerde, embriyoların mikroarray teknolojisi ile hücredeki bütün kromozomlar için (23 çift, 24 farklı kromozom) taranmasıdır. Rutin anöploidi taramasında yaygın olarak kullanılan ve embriyoların FISH adı yerilen teknik ile sınırlı sayıda kromozom bozukluğu yönünden tarandığı yönteme kıyasla, KKT sayesinde tüm kromozomlar sayısal veya yapısal bozukluklar yönünden incelenebilmekte, herhangi bir kromozom bozukluğu saptanan embriyolar tedavi dışında bırakılarak, incelenen tüm kromozomalar yönünden sağlıklı embriyolar ile embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde gerçekleştirilen bir PGT uygulamasında, genetik inceleme sonrası normal bir embriyo bulunduğu taktirde, ileri yaşlarda (>37) da genç bir anne adayına sunulan yüksek gebelik oranları sunulabilmektedir.

Kapsamlı kromozom taramasının klasik PGT ile anöploidi taramasına kıyasla avantajları nelerdir?

Analiz edilebilen kromozom sayısı ve tanısal doğruluk artmaktadır.
Klasik PGT, FISH tekniğinin kullanımı ile genellikle 5-9 kromozomun incelenebildiği bir tekniktir. Bu kromozomlar (21., 13. ve 18. Kromozomlar gibi) anomalili bir gebelik oluşturabilen veya erken dönem düşüklüklerde sık görülebilen anomalileri içermektedir. Bu yaklaşımda diğer kromozomlar analiz edilemediğinden, incelenemeyen kromozomların implantasyon başarısızlığına olan katkılarının da tespiti mümkün olmamaktadır. KKT yönteminde bir embriyodaki 23 çift kromozomun tamamı taranabildiği için embriyonun kromozomal durumu ya da kromozomal anomalilerin embriyonun ileri gelişimindeki olası etkisi detaylı ve yaklaşık %98’lik bir doğruluk oranı tespit edilebilmektedir.
Embriyo biyopsi gününün 3.günden blastosist evresine ertelenmesi ile mozaisism olasılığına bağlı hata oranı azaltabilmektedir
Mikroskop altında benzer görülmelerine rağmen, gelişen bir embriyoda erken dönemdeki bütün hücreler aynı kromozomal içeriğe sahip olmayabilir. Bu yüzden, “klasik PGT” kapsamında embriyo gelişiminin 3.gününde gerçekleştirilen embriyo biyopsisi sırasında 8 hücreli bir embriyodan alınan bir hücre, embriyonun geri kalan diğer hücrelerinden farklı bir kromozomal yapısına sahip olabilir. Bu farklılık veya farklılık ihtimali, “kromozomal mozaisizm” diye adlandırılır ve erken gelişim evresi embriyolarda yaygındır. Bu durum, ayrıca, tanısal “hata”ların da biyolojik kaynağıdır. Kromozomal mozaisizmi tespit etmenin tek yolu embriyodan birden fazla hücre almaktır fakat erken gelişim aşamasındaki bir embriyodan birden fazla hücre alınması embriyonun gelişimini ciddi olarak etkilediğinden tercih edilmemektedir.
Embriyolar blastosist evresine kadar (embriyo gelişiminin 5. ya da 6. günü) büyütülerek ve birden fazla hücre örneği alınarak:
i) Hangi embriyonun en yüksek implantasyon potansiyeline sahip olduğunu anlayabilmekte,
ii) Gelişen blastosistteki mozaisizm seviyesini görebilmekteyiz. Alınan hücreler 5. ya da 6. gün embriyosunun trofektoderm (plasentayi oluşturacak olan) tabakasına ait olduğu için biyopsiden sonra fetusa (doğacak bebeğe) ait hücreler zarar görmemiş ya da hacmi azaltılmamış olur.
KKT siklüslerinde dondurulmuş embriyo transferi ile gebe kalma şansı artmaktadır
Gelişen bir embriyonun tüm kromozomlarının incelenmesi kolay bir işlem değildir ve bu işlem için belirli bir zaman gerekir. Eğer embriyoya 5. günün sabahında biyopsi yapılmışsa genetik analiz sonuçları 6. günde hazır olabilir ve taze embriyo transferi yapılabilir. Fakat bu döngüyü taze 6. gün transferine ötelemek beraberinde tedavi açısından bazı olumsuzluklar da getirebilmektedir:
i) 5. günün sabahında bütün embriyolar blastosist evresine ulaşamayabilir, bu nedenle sınırlı sayıda embriyo KKT için uygun olabilir,
ii) Endometriumun reseptivitesinin (embriyonun rahme tutunma gücü) 6. günde azaldığı görülmektedir. “Kromozomal olarak normal” bir embriyo endometrial sebeplerle gebelik oluşturmayabilir.

Bu tür problemlerden kaçınmak için, biyopsi yapılmış 5. ya da 6. gün embriyolarını dondurarak saklamak ve daha ileri bir tarihte doğal yapısındaki bir rahim ortamına transfer etmek KKT’de en ideal strateji olarak önerilmektedir. Bu yaklaşımla, sadece KKT’de analiz edilen embriyo sayısı maksimuma çıkmakla kalmayıp, seçilmiş blastosistlerin implantasyon potansiyelleri de, doğala yakın rahim ortamına transfer yapılacağı için, artmış olur.

PGT uygulamasına bağlı olası riskler

PGT’nin belirtilen avantajları dışında uygulanan tekniğe bağlı bazı riskleri de bulunmaktadır:

• Biyopsi sırasında her ne kadar çok düşük olsa da embriyonun zarar görme ihtimali (<0.1%) vardır. Bu nedenle PGT, aday çiftler dışındaki hastalara önerilmez.
• PGT, donmuş embriyo transferiyle birlikte (KKT’deki gibi) yapılırsa, embriyo kriyoprezervasyonu zorunlu hale gelir. Bu durumda, yüksek canlılık oranlarının sağlandığı embriyo dondurma programlarının uygulanması gerekmektedir. Çözme sonrası canlılık oranlarının belirli bir oranda sınırlı kaldığı merkezlerde bu yöntem tercih edilmemelidir.
• Transfer edilen embriyonun “kromozomal olarak normal” olması gebelik şansını arttırır, ama garanti etmez. Başarılı bir gebelik için bu embriyonun tutanbileceği sağlıklı (reseptif) bir rahim dokusu da (endometrium) gereklidir. Reseptif olmayan bir endometrial ortamın varlığı veya rahimde bulunan anatomik bozukluklar da bazı durumlarda gebeliğin başarısız olmasının önemli bir sebebidir.
• “Kromozomal olarak normal” bir embriyo ile gebelik oluşması durumunda “genetik hastalığı olmayan” bir çocuğunuz olması garantilenemez. FISH ve KKT gibi kromozom düzeyinde yapılan testler, kromozom seviyesindeki anormallikleri ve buna bağlı oluşabilecek genetik hastalıkları tespit etmeyi amaçlar. Bu yöntemler talasemi, kistik fibrozis gibi gen seviyesinde olan hastalıkları tespit edemez. Eğer çiftin ailelerinde bu şekilde kalıtılan bir tek gen hastalığı hikayesi varsa “tek gen hastalığı için PGT” yaklaşımı düşünülmelidir.
• 3. ya da 5/6. günde yapılan PGT testleri embriyonun sadece bu aşamadaki kromozomal durumunu ortaya koyar ve doğuma kadar hiçbir değişiklik olmayacağını garanti etmez. Fakat test yapılan günlerden sonra embriyonik hayatta spontan olarak meydana gelebilecek olası kromozomal değişiklikler, gelişen fetüste sadece bölgesel farklılıklar oluşturabilmekte, çoğunlukla hayati tehlike oluşturabilecek ciddi problemlere neden olmamaktadır.
• Embriyo biyopsisinin gününe ya da tespit için kullanılacak olan tekniğe bağlı olarak %2-10 yanlış teşhis ihtimali vardır. Yinede, tecrübeli ellerde biyopsi blastosist aşamasında yapıldığı zaman teşhisin yanılma oranı %3’ten azdır.
 
Geri
Üst