Nereye savulur iç ferahlatan kokular

CaRiZmA

Vip Melek
Üye
Nereye savulur iç ferahlatan kokular
Ahşap eski konağın bizlere bakan penceresinden
Kimse bakmıyor artık
Yosun tutan deniz yüzlü narin yaşlı taş kemerlerinden
Gittikçe ihtiyarlaşan merdivenlerinden
Kesilmiş huzur dolu ayak sesleri..

Artık
Kar yağar sırtına üşür
Vurur gün boyu ışık balyozlarını yakar için için güneş
Alev olur kiremitlerinde eskiyen sancılar
Ay parlar hep kıskanır
Yıllarca temizlenmeyen camlar
Saklanır odalarına yıllar boyu masallar
Yıldızlar deli kızdır bahçesinde sessizce koşturur
Masmavi yürekleri olan..

Eskiyen zaman ne hoştur..
Ama havuzlarında sükûn
Ne su içmeye gelen serçeler ne güvercin
Ne gölgelere renk veren güller
Hani nerede oturur..?
Nereye savulur iç ferahlatan kokular
Sarmaşıklardan sarkan hanım elleri
Nerede ev sahibine pervazlarında gu-gular sunan kumrular
Mahzun odalarında
duyulur mu artık masallar söylenen gecelerin sesi ..


Ve kimler bekler nöbete duran uykuyu
Rüzgâr mı taşır bedenine serin ve gizemli hayâl korkuyu
Gelir uzaktan ıslak sesleri denizin
Ve bir kız kaybolmuş hani kulaklara düşer çığlığı martıların
Dökerek bacalarına durmadan
Ah tahammül edilmez bir içli şarkıyı
Düşerken bir iç sızı hatıralarımıza
Söyler mi gökyüzünde şen kırlangıçlar
Yeniden açar mı bir çiçek gibi bulut gökyüzünde salkım saçak
Uzakta siyah nokta olur mu kaybolan kargalar
Söyler mi kaderini yalnız konağı bekleyen
eskiyen kadim taşlar..

Evet şimdi :
Hep derleriz umutlarımızı yeniden
Şen olsun yeter ki şen olsun odalarında artık zaman
Ah geçmişi süsleyen bir hayal dostlar
Gelir mi yeniden odalarımıza sevimli rüyalar
Gelir mi dumanı bekleyen ocağımıza ömür
Döner mi sizce yeniden mazi
Tutar mı ellerimizden beklenen o canlı taptaze sevgi..



Ahşap eski konağın bizlere bakan penceresinden
Kimse bakmıyor artık
Yosun tutan deniz yüzlü narin yaşlı taş kemerlerinden
Gittikçe ihtiyarlaşan merdivenlerinden
Kesilmiş huzur dolu ayak sesleri..

Artık
Kar yağar sırtına üşür
Vurur gün boyu ışık balyozlarını yakar için için güneş
Alev olur kiremitlerinde eskiyen sancılar
Ay parlar hep kıskanır
Yıllarca temizlenmeyen camlar
Saklanır odalarına yıllar boyu masallar
Yıldızlar deli kızdır bahçesinde sessizce koşturur
Masmavi yürekleri olan..

Eskiyen zaman ne hoştur..
Ama havuzlarında sükûn
Ne su içmeye gelen serçeler ne güvercin
Ne gölgelere renk veren güller
Hani nerede oturur..?
Nereye savulur iç ferahlatan kokular
Sarmaşıklardan sarkan hanım elleri
Nerede ev sahibine pervazlarında gu-gular sunan kumrular
Mahzun odalarında
duyulur mu artık masallar söylenen gecelerin sesi ..


Ve kimler bekler nöbete duran uykuyu
Rüzgâr mı taşır bedenine serin ve gizemli hayâl korkuyu
Gelir uzaktan ıslak sesleri denizin
Ve bir kız kaybolmuş hani kulaklara düşer çığlığı martıların
Dökerek bacalarına durmadan
Ah tahammül edilmez bir içli şarkıyı
Düşerken bir iç sızı hatıralarımıza
Söyler mi gökyüzünde şen kırlangıçlar
Yeniden açar mı bir çiçek gibi bulut gökyüzünde salkım saçak
Uzakta siyah nokta olur mu kaybolan kargalar
Söyler mi kaderini yalnız konağı bekleyen
eskiyen kadim taşlar..

Evet şimdi :
Hep derleriz umutlarımızı yeniden
Şen olsun yeter ki şen olsun odalarında artık zaman
Ah geçmişi süsleyen bir hayal dostlar
Gelir mi yeniden odalarımıza sevimli rüyalar
Gelir mi dumanı bekleyen ocağımıza ömür
Döner mi sizce yeniden mazi
Tutar mı ellerimizden beklenen o canlı taptaze sevgi..


alitni
 
Geri
Üst