Ramazan ve oruç

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Ramazan ve oruç
“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.

(Farz kılınan bu oruç) sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde tutamadığı günler sayısınca tutar. Oruç tutmaya gücü yetmeyenler üzerine de, bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'an o ayda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse orucunu tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.

Şayet kullarım sana benden sorarlarsa, gerçekten ben çok yakınım. Bana dua edilince, dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşabilsinler.

Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. Onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecr vakti beyaz iplik siyah iplikten seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da geceye kadar orucu tam tutun. Mescitlerde itikaf halinde iken kadınlarınıza yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara böyle açıklıyor ki, sakınıp korunsunlar.” (Bakara, 183-187)

Hicret'ten bir buçuk yıl sonra (miladi 624) Şaban ayının 10. gününde Allahu Tealâ, önceki peygamberlere ve ümmetlerine emrettiği gibi, son peygamber Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'e ve O'nun ümmetine de oruç tutmayı emretti. Gerçi Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Medine'ye hicretinden sonra ashabına her ay üç gün ve aşure gününde oruç tutmayı emretmişti. Bu ilk oruçtu. Fakat bu oruç Ramazan orucu gibi farz değildi. Nihayet Hicret'in 2. yılında, Allahu Tealâ'nın yukarıda geçen ayetlerdeki emri üzerine, Ramazan ayında oruç tutmak mazereti olanlar dışında herkese farz oldu.

Nefsi Allah'a adamak

Ramazan ayındaki bu farz, dilimizde oruç kelimesiyle ifade ediliyor. Arapça aslı ise “sıyam, savm” kelimeleridir. Bakara Suresi 183. ayette “...sıyam, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı, ki korunabilesiniz.” buyuruluyor. Tefsir kitaplarımızda açıklandığı üzere, sıyam kelimesinin manası, nefsi meylettiği şeylerden, bu bir söz dahi olsa, alıkoymak, yani kendini tutmak, kontrol etmektir.

Ramazan ayı boyunca oruçla, gündüzleri yemeden içmeden ve eşiyle birliktelikten mahrum olmaya zorlanan nefsler daha kontrol edilebilir bir hale gelecek ve müslümanlar, elde edecekleri nefsi kontrol alışkanlığıyla, Ramazan ayı dışında da ahiretlerini tehlikeye sokacak söz ve davranışlardan korunabileceklerdir.

“Oruç şehveti kırar, nefsin heveslerini mağlup eder. Azgınlıktan, kötülükten men eder. Dünyanın adi lezzetlerini, makam ve yükselme davalarını küçük gösterir; kalbin Allah'a bağlılığını artırır, ona meleklik zevki ve saflığı bağışlar.”

“Oruç tutmayan, sabretmesini bilmez, nefsini normal şekilde kullanma yollarını gözetmez. Hele refah içinde yaşayanlar hiç oruç tutmazlarsa, bütün hürriyetlerini şehevi arzularına kaptırırlar...” (Elmalı tefsiri)

Rahmet, mağfiret ayı

Ramazan ayı, Kur'an'ın vahyedilip son ümmete tebliğin başladığı aydır. Bakara Suresi'nde “O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırıp, açık delillerle hidayet rehberi olan Kur'an onda indirildi.” buyurulur. Kadir Suresi'nde de, “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.” ilâhi beyanı mevcuttur.

Alemlere rahmet olan, Allah'ın en sevgili, katında en itibarlı kulunun vahy ile müşerref olduğu Kadir gecesi bu ayda yaşanmıştır. Tefsir alimlerimize göre Kur'an-ı Kerim Kadir gecesinde dünya semasına indirilmiş, daha sonra da 23 yılda parça parça yeryüzüne indirilerek insanlara tebliğ edilmiştir.

Ramazan ayı, 12 hicri ayın dokuzuncusu ve üçayların sonuncusudur. Ramazan kelimesi “temizlik, yanmak, keskinlik” manalarını taşır. Dinî açıdan, “yanarak günahlardan temizlenip Allah'a yönelmek” anlamına gelir. Burada yanmak, nefsin arzularına karşı koymaktaki zorluğa işaret eder. Fakat bu zorluğa sabır, temizlenmeye, kalbin arınıp Rabbine yönelmesine vesile olacağından şiddetle tavsiye edilmiş bir mücahededir.

Efendimiz s.a.v. de bir hadis-i şeriflerinde Ramazan ayını, “başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ateşten kurtuluş” olan bir ay olarak tarif etmiş, kendileri Ramazan ayını en güzel şekilde ihya ettikleri gibi, ashabından ve ümmetinden de bunu istemişlerdir.

Her yıl yenilenen büyük davet

Ramazan ayı, müslümanlara büyük fırsatların ikram edildiği bir aydır. Her günü insanlar için bereket, ihsan günleridir.

Bu ay bin aydan hayırlı bir geceye sahiptir. “Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için inerler. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar süren bir selamettir.” Bu gece, duaların asla reddedilmediği, selamet kapılarının sonuna kadar açıldığı anları bünyesinde taşır.

Gündüzleri oruç tutulup gecelerinin ihya edildiği bu ayda müslümanlara “büyük cihad” nasip olur. İnsan en yakın düşmanını, nefsini tanıma fırsatı bulur. Ona karşı tedbirli olmanın yollarını öğrenir.

Bu ay, Rabbimiz'in davetidir: “Şayet kullarım, sana benden sorarlarsa, gerçekten ben çok yakınım. Bana dua edilince, dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşabilsinler.”

Rabbimizin davetine icabet edelim. Alimlerimizin bildirdiği üzere kemali edeble orucumuzu tutup, nefslerimizi her türlü kötülükten, çirkinlikten alıkoyalım. Duayla, zikirle, Kur'an tilavetiyle temizlenip, kalplerimizin uyanmasına, Allah için olmasına çalışalım. Kimse bilmez elimize daha kaç kez böyle fırsat geçecek. Son bir fırsatmış gibi dört elle sarılıp Ramazan ayını ihya edelim, bereketine erelim.

Orucu, itikafı, Kadir gecesiyle Ramazan ayınız mübarek, sıyâmınız daim olsun.
 
Geri
Üst