Ağlamak unutturur mu seni?
Ağlayıp unutacağım,unutana kadar ağlayacağım’ cümlesini kurarken aşk sancıları çeken diğer yarıma…
Baştan Kaybetmişsem….
Ağlamak unutturur mu seni? Eğer öyle ise ağlayıp unutacağım, unutana kadar da ağlayacağım. Son damlasına kadar akıtacağım göz
yaşlarımı sen orada boğul diye, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir de bakacaksın ki kendini iç çekişlerimde can çekişirken bulacaksın.
Yardım bekleyen gözlerine bir damla daha, kuramadığın cümlelere bir damla daha, inanmadığın sevgime iki damla, yalanlarına üç, dört………ve
sen boğulana kadar hiç susmayacağım belki de. Öldüğünü anladığım an, içim dışıma çıkana kadar seni içimden çıkarmak için kusacağım,
senden en ufak bir parça bile bırakmamak için. Sonra gömeceğim seni en karanlık mahzenlere mabedim ol diye. Seni gömerken kendimi de
gömmüş olacağım, olsun zaten uzun zamandır şu yaşayan ölülerdendim ben. Küçük İskender belki kulağıma ‘Düşünsene, duvara bile çiviyi
çakmak için saplı olması gerekir. Hayatında anlamlı bir şey olması için saplantılı olması gerekir. İnsan vücuduna saplanması gereken en güzel
şey bence aşk.’ diye fısıldayıp beni vazgeçirmeye çalışsa bile ‘Ben kaybetmeye hazır olduğum ya da baştan kaybettiğim bir şeyi sevmeyi
tercih ederim’ deyip kendi cümlesini hatırlatacağım ve ben sana bir kere bile sarılmadan önce seni öldüreceğim ve gömeceğim, sonra hep
yastıklara sarılacağım sen diye...
Baştan Kaybetmişsem….
Ağlamak unutturur mu seni? Eğer öyle ise ağlayıp unutacağım, unutana kadar da ağlayacağım. Son damlasına kadar akıtacağım göz
yaşlarımı sen orada boğul diye, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir de bakacaksın ki kendini iç çekişlerimde can çekişirken bulacaksın.
Yardım bekleyen gözlerine bir damla daha, kuramadığın cümlelere bir damla daha, inanmadığın sevgime iki damla, yalanlarına üç, dört………ve
sen boğulana kadar hiç susmayacağım belki de. Öldüğünü anladığım an, içim dışıma çıkana kadar seni içimden çıkarmak için kusacağım,
senden en ufak bir parça bile bırakmamak için. Sonra gömeceğim seni en karanlık mahzenlere mabedim ol diye. Seni gömerken kendimi de
gömmüş olacağım, olsun zaten uzun zamandır şu yaşayan ölülerdendim ben. Küçük İskender belki kulağıma ‘Düşünsene, duvara bile çiviyi
çakmak için saplı olması gerekir. Hayatında anlamlı bir şey olması için saplantılı olması gerekir. İnsan vücuduna saplanması gereken en güzel
şey bence aşk.’ diye fısıldayıp beni vazgeçirmeye çalışsa bile ‘Ben kaybetmeye hazır olduğum ya da baştan kaybettiğim bir şeyi sevmeyi
tercih ederim’ deyip kendi cümlesini hatırlatacağım ve ben sana bir kere bile sarılmadan önce seni öldüreceğim ve gömeceğim, sonra hep
yastıklara sarılacağım sen diye...