Balık ve Vitaminler

suskun_gız

Yeni Üye
Üye
Balık ve Vitaminler
akvaryum vitaminleri balık vitaminleri balıklar icin vitamin
Akvaryum balıkları için üretilen yemler pek çok vitamin barındırsa da, omurga deformasyonu, bir takım etkenlerden dolayı yumurtlamanın gerçekleşmemesi, düşük dayanıklılık düzeyi ve vitamin eksikliğinden kaynaklanan diğer durumlardan ötürü pek çok akvaryum balığı yetişkin olamadan ölmektedir.
Önceden dondurulmak suretiyle kurutulmuş yemlerle beslenen akvaryum balıkları daha fazla tehdit altındadırlar. Prof. Dr. Rudolf Geisler’in ‘Akvaryum balıkları için beslenme ve vitamin’ adlı makalesinde belirttiği gibi eğer dondurulma işlemi sırasında tüm şartlar uygulanmamış ya da saklama sırasında –18 derecede tutulmadıysa bu yemler risk taşır hale gelir. Tabii ki üzerinde vitamin etiketi taşıyan her ürünün istenen ve beklenen etkiyi yaratması beklenemez.
Vitaminler her derde deva olamazlar ancak onlarsız varolmak da mümkün değildir. Son zamanlarda dikkat çekici terim ‘hücre koruma’ adı altında bazı vitaminler öne çıktılar. Bu neyle ilgili? Bilimsel olarak dayanakları nelerdir? Vitamin içeren bileşikler ve ürünlerle vitamin sağlamanın gelecek için ne sonuçları olur?
Genel olarak vitaminlerin organizmaya katkıları ve işlevleri iyi bilinir. Son yirmi yıldır yapılan araştırmalar vitaminlerin bilinenin ötesinde bir takım pozitif etkileri olduğunu gösterdi.
Araştırmalar gösterdi ki Beta karoten, C ve E vitaminleri, hücreleri özgür radikallerden koruyor. Bu yüzden bunlara antioksidan deniyor. Özgür radikaller kanser gibi bir takım hastalıkların oluşmasında ve yaşlanmada önemli rol oynuyor. Gerekli düzeyde beta karoten, C ve E vitaminleri alımı özgür radikallerin zarar verici bir rol oynadıkları bu hastalıkları ve durumları engellemede, ilerlemelerini önlemede katkıda bulunabilir.
Özgür radikaller derken politik bir gruplaşma ya da askeri fanatiklerden bahsetmiyoruz. Bu terimden kastımız kimyasal bir bağ içinde olmayan ve yüksek düzeyde reaksiyona girebilen maddecikler. Kabuklarında bağları olmayan elektronları barındırıyorlar. Böylelikle diğerleriyle bağ kurmaya elverişli hale geliyorlar. Dengelerini sabit kılmak için elektron paylaşıyorlar, diğerlerinin electronlarını alıyorlar.
Bu reaksiyonlar tekrar yeni radikal oluşturacağı ve devamlılığı sağlayacağı için zincirleme bir reaksiyonun başlangıcı oluyor; taa ki bir beta karoten ya da C veya E vitaminine rastlayana kadar. Rastladıklarında ise reaksiyon yavaşlıyor ve sonunda duruyor.
Üç antioksidan bileştiklerinde etkileri çok daha yoğun olur. C vitamini E vitamininin çoğalmasını sağlar. E vitamini ve beta karoten birbirini tamamlar. Tüm antioksidanlar organizmanın karmaşık savunma mekanizmasının birer parçasıdır. Bu savunma mekanizması bütün birimler yeterli ölçüde mevcut ise koruma görevini yerine getirebilir.
Beta karoten- ekstra etkili koruma

Karoten türevleri doğada heryerde bulunabilir. Bunlardan en önemlilerinden biri beta karotendir. Biolojik etkisi üç kategoriye ayrılır:
  • <LI class=MsoNormal style="COLOR: black; TEXT-ALIGN: justify">Yumurtlamayı tetiklemek <LI class=MsoNormal style="COLOR: black; TEXT-ALIGN: justify">Hücrelere zarar gelmesini önlemek
  • Diğer organizmalarla iletişim kurmak
Bilimsel araştırmaların gösterdiğine göre beta karoten ihtiva eden balık yumurtalarının ihtiva etmeyenlere oranla yaşama şansı daha yüksektir. Bunun pekçok sebebinden biri de beta karoten ile yumurtaların ultraviole ışınlarından korumasının sağlanıyor olmasıdır.
Renkler- balığın dili

Karoten türevlerinin fiziksel etkisiyle birlikte balık dediğimiz ‘birey’in rengi diğerleriyle iletişim kurmasını sağlar. Bu sebepten dolayı karoten türevleri bilgi taşıyıcı işlevi görürler. Ahtopotun ruh durumuna bağlı renk değişimi buna bir örnek teşkil eder.
Lesitin- yaşam kurucu

Hiçbir hücre lesitin olmadan varolamaz. Beyin, sinir sistemi ve organlardaki kontrol mekanizmalarının hiçbiri işlevlerini yerine getiremez. Bu sebeptendir ki lesitin’e biyolojik yaşam kurucu denir ve temel gereksinimdir. Lesitin ve onu oluşturan bileşim, her canlı varlığın sağlığı ve fonksiyonları için çok önemlidir. Balık bunu kendisi üretemeyeceği için gerekli oranın yemlere karıştırılarak verilmesi gerekmektedir.
Bundan yaklaşık 150 yıl önce Fransız kimyager Maurice Gobley lesitin’i yumurtanın sarısının içinden ayırmayı başardı. Bu maddenin emülsiyon etkisini farkederek onu ‘lecithin’ olarak adlandırdı. Yunanca LEKİTHOS’dan gelen lesitin yumurtanın sarısı anlamına geliyor. Bu ismi koymasının sebebi yumurta sarısının çok fazla lesitin içermesi.
Bugün gıdalarımızda doğal bitkilerden elde edilen lesitin kullanılıyor. ‘Lesitin kraliçesi’ soya fasulyesinden lesitin elde ediliyor. Akvaryum balıkları için diğer etkilerinin yanısıra lesitinin pozitif bir diğer etkisi de yağları hazmetmede kolaylık sağlamasıdır. Önemli üç aktif maddesi choline, inositol ve fosfordur. Her üçü de hazır yemlere karıştırılabilir.
Doğal olarak yüksek karoten ihtiva edenler, karides, yengeç ve bazı yosunsu bitkilerdir.
Vitaminler- suda çözülen mi emülsiyonlu mu?
Vitaminlerin yararlı olmasını garantilemek için miktar ölçümlerinin doğru yapılması gereklidir, bu ölçüm vitaminin çapı birkaç bin milimetre olacak kadar ince yapılır. Bu işlemler Duplavit gibi üretiminde emülsiyon kullanılmış bileşimlerde olur. Bu yolla vitaminler hiçbir gecikmeyle karşılaşmadan hemen kana karışırlar. Karaciğerde ya da bağırsaklarda kayba uğramadan kana karışırlar. Hızlı ve etkin bir etki garanti altına alınmış olur
Sonuç olarak, akvaryumunuzdaki balığınızın sağlıklı olma durumu kendi kendine oluşmaz. Gösterilen özen, bakım ve alınan önlemlerle mümkün olur. Bu daha çok insan ilgi ve dikkatine ihtiyaç duyan süs balıkları için geçerlidir.
Mehmet Yazıcı
 
Geri
Üst