İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Bu dört mezhep nereden çıktı diyenlere cevap.
Mezhep iki kısımdır Amelde mezhep, İtikatta mezhep. Amelde yani islam dininin işleyişinde hak olan mezhep dörttür. Bazı cahiller tarafından şöyle denmektedir Peygamber (a.s.) tek bir din ile geldiği halde bu dört mezhep de nerden çıktı?
Buna iki merhalede cevap verelim:
1- Peygamber Efendimiz, kendisinden sonra, bir takım fer’i meselelerde ihtilafların vuku bulacağını ve bunun da ümmeti için bir güzellik, bir kurtuluş vesilesi olacağını beyanla,ümmetin müctehidleri arasında olacak bu ihtilafa izin vermiş, razı olmuş, hatta bu ihtilafı medih ifadeleriyle zikrederek rahmet vesilesi ilan etmiştir.
Kendi zaman-ı saadetlerinde de bir takım meseleleri istişareye açmış, karşılıklı müzakereler sonunda, eshab-ı kiramın birbirlerine muhalif söz ve görüşlerini takdir ile karşılamış, hiçbirini farklı beyan ettiği için müehaze etmemiştir. Mesela: bedir gazası esirleri hakkında hüküm vermeleri için eshabıyla istişare etmiş, her birinin görüşünü dinleyip neticede ortaya çıkan iki görüşten birini tercih etmiştir.
Ömer bin Abdülaziz hazretleri: Eshab-ı kiram efendilerimizin ihtilafından dolayı bende hasıl olan sevinç ve sürûru,Arapların en kıymetli malı olan beyaz Hecin develerinin tamamına sahip olmak dahi veremez,’’ifadeleriyle, müctehidlerin ihtilafının ne derece kıymet ifade ettiğini izah etmeye çalışmıştır.
Halife Harun Reşit,İmam-ı Malik hazretlerinin yazdığı ‘’Muvatta’’isimli kitabı, Kabe-i Muazzamaya astırıp,bütün müminleri müktezasıyla amel etmeye mecbur etmek niyetinde olduğunu İmam-ı Malik hazretlerine söyleyince,İmam buna asla müsade veremeyeceğini ifade etmiştir.
2- Mezheb, Peygamber Efendimiz ve Eshabının yaşayışlarını sistemleştiren bir müessesedir. Bu tatbikatın, zamanla unutulmasını önlemek gayesinin bir neticesidir. Dinde olmayanı dine sokmak asla değildir. Daha önce vuku bulmamış, birtakım hadiselere cevaplar aranır olduğunda, bu ihtiyacı karşılamak için, İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Şafii, İmam-ı, İmam-ı Malik ve İmam-ı Ahmed ibn-i Hambel gibi büyük müctehidlerin gayretleriyle, temelde bir, teferruatta cüz’i farklılıklar ile biz-zarure ortaya çıkmıştır.
Eğer Allah-ü Teâla ve rasülü tek mezhebi murat etmiş olsaydı, kıyamete kadar vuku bulacak hadiseler için, dinimizin hükümlerini, bütün teferruatıyla vaz’ı ederler ve müctehidlere ictihad kapısını aralamazlardı. Dolayısıyla tek mezheb olurdu. Ancak zorluk asıl bu halde meydana gelirdi. Peygamberimizin’’Ümmetinin ihtilafı rahmettir’’ sözünün manası işte budur.
Bununla beraber illa tek mezheb isteyenlere şu çağrıda bulunuyoruz. Madem ki, tek çatı altında toplanmak istiyorsunuz, buyurun, itikadî mezhebimiz olan Ehl-i Sünnet ve Cemeat Mezhebi’nde toplanalım. Eğer sözünüzde sadık iseniz buyurun hak mezheb olan Ehl-i Sünnet’e…. Neden 72 fırkaya bölündünüz??
İşte bu dört mezheb nereden çıktı diyenlere söylüyoruz: Allah ve Rasülünün müsadesiyle ortaya çıkmıştır.’’
Buna iki merhalede cevap verelim:
1- Peygamber Efendimiz, kendisinden sonra, bir takım fer’i meselelerde ihtilafların vuku bulacağını ve bunun da ümmeti için bir güzellik, bir kurtuluş vesilesi olacağını beyanla,ümmetin müctehidleri arasında olacak bu ihtilafa izin vermiş, razı olmuş, hatta bu ihtilafı medih ifadeleriyle zikrederek rahmet vesilesi ilan etmiştir.
Kendi zaman-ı saadetlerinde de bir takım meseleleri istişareye açmış, karşılıklı müzakereler sonunda, eshab-ı kiramın birbirlerine muhalif söz ve görüşlerini takdir ile karşılamış, hiçbirini farklı beyan ettiği için müehaze etmemiştir. Mesela: bedir gazası esirleri hakkında hüküm vermeleri için eshabıyla istişare etmiş, her birinin görüşünü dinleyip neticede ortaya çıkan iki görüşten birini tercih etmiştir.
Ömer bin Abdülaziz hazretleri: Eshab-ı kiram efendilerimizin ihtilafından dolayı bende hasıl olan sevinç ve sürûru,Arapların en kıymetli malı olan beyaz Hecin develerinin tamamına sahip olmak dahi veremez,’’ifadeleriyle, müctehidlerin ihtilafının ne derece kıymet ifade ettiğini izah etmeye çalışmıştır.
Halife Harun Reşit,İmam-ı Malik hazretlerinin yazdığı ‘’Muvatta’’isimli kitabı, Kabe-i Muazzamaya astırıp,bütün müminleri müktezasıyla amel etmeye mecbur etmek niyetinde olduğunu İmam-ı Malik hazretlerine söyleyince,İmam buna asla müsade veremeyeceğini ifade etmiştir.
2- Mezheb, Peygamber Efendimiz ve Eshabının yaşayışlarını sistemleştiren bir müessesedir. Bu tatbikatın, zamanla unutulmasını önlemek gayesinin bir neticesidir. Dinde olmayanı dine sokmak asla değildir. Daha önce vuku bulmamış, birtakım hadiselere cevaplar aranır olduğunda, bu ihtiyacı karşılamak için, İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Şafii, İmam-ı, İmam-ı Malik ve İmam-ı Ahmed ibn-i Hambel gibi büyük müctehidlerin gayretleriyle, temelde bir, teferruatta cüz’i farklılıklar ile biz-zarure ortaya çıkmıştır.
Eğer Allah-ü Teâla ve rasülü tek mezhebi murat etmiş olsaydı, kıyamete kadar vuku bulacak hadiseler için, dinimizin hükümlerini, bütün teferruatıyla vaz’ı ederler ve müctehidlere ictihad kapısını aralamazlardı. Dolayısıyla tek mezheb olurdu. Ancak zorluk asıl bu halde meydana gelirdi. Peygamberimizin’’Ümmetinin ihtilafı rahmettir’’ sözünün manası işte budur.
Bununla beraber illa tek mezheb isteyenlere şu çağrıda bulunuyoruz. Madem ki, tek çatı altında toplanmak istiyorsunuz, buyurun, itikadî mezhebimiz olan Ehl-i Sünnet ve Cemeat Mezhebi’nde toplanalım. Eğer sözünüzde sadık iseniz buyurun hak mezheb olan Ehl-i Sünnet’e…. Neden 72 fırkaya bölündünüz??
İşte bu dört mezheb nereden çıktı diyenlere söylüyoruz: Allah ve Rasülünün müsadesiyle ortaya çıkmıştır.’’
Moderatör tarafında düzenlendi: