Deja Vu'nun Sırrı

  • Konbuyu başlatan DєRiи яocк
  • Başlangıç tarihi
D

DєRiи яocк

Forum Okuru
Deja Vu'nun Sırrı
deja vu dejavu nasıl yazılır
ewet melek arkadaşlarım sizde benim gibi oluyodur bana çok oluyor çünkü sizinle paylaşmak istedim buyrun
Sizde sık sık benn bu anı daha önce yaşamıştım hissine kapılıyor musunuz? Uzmanlara göre ( öyle bildirilmiştir ), insanların yüzde 50'sinden fazlası, hayatları boyunca en az bir kez Deja-vu anını yaşamış. Peki Deja-vu nedir? Bir halüsinasyon mu? Yoksa bir hastalık mıdır? Uzmanlar Dejavu'nun peşine düştü; bu bilinmeyenin sırrını çözmeye çalışıyorlar! İşte Deja- vu ile ilgili yapılan çalışmalarda gelinen son nokta;

deja-vu-brain-9402.jpg


Diyelim ki daha önce hiç gitmediğiniz, küçük kenntin kalabalık ana caddesinde arabanızla ilerliyorsunuz. Aniden sol tarafınızda beliriveren yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmek için kırmızı ışığın yanmasını beklediğini gördünüz. İçinizi bukenn te daha önce geldiğiniz hissi kaplıyor. Bir arabadaydınız, aynı kavşakta bulunuyordunuz ve aynı yaşlı kadın kaldırımdan iniyordu. Ancak kadın arabanızın ön tamponuna kadar geldiği anda, hatırladıklarınızla o onda yaşadıklarınızın uyuşmadığını fark ediyorsunuz. Tanıdıklık, önceden yaşanmışlık hissi bir anda yok oluyor...

Çeşitli araştırmaların ortaya koyduğuna göre ( öyle bildirilmiştir ), insanların yüzde 50 'sinden fazlası, hayatları boyunca en az bir kez böyle bir deja-vu anını yaşamış. İçinizde uyanan belli belirsiz bir his o anı her ayrıntısyla yaşadığınızı söylüyor ama kimse tam olarak hangisinin daha önce olduğunu bilmiyor. Önceden yaşanmışlık hissi genelde bir kaç saniye sürüyor. Yaşlılara oranla gençler ve genç yetişkinler daha sık bu rüyamsı hayata düşselerde, her yaştan insan deja-vu yaşıyor. Deja-vu özellikle stress nedeniyleçook bitkin ya da aşırı uyarılma hallerinde görülüyor. Buna karşıklık, çook az insanda da rastlansa, bunun tersi de yaşanabiliyor. 'Jamais-vu '( jemavü okunuyor.) Bu durumdaki kişiler tanıdıkları, bildiklerindeki bir yere gittiklerinde ya da tanıdık birisi ile karşılaştıklarında o yeri ya da o kişiyi hiç görmediklerini söylüyorlar. Deja- vu Fransızca'da 'daha önce görüldü' anlamını taşıyor. İlk kez 1876'de Fransız Fizikçi Emile Boiraç tarafından kullanılmış. 20.yy boyunca psikiyatırlar, DEJA-vu yu Freud'çu açıklamalarla bastırılmışDuygu (Hissiyat) ların geri çağrılmaya çalışılması olarak anlamlandırdılar. Bu 'Paramnezi' teorisine (ÇARPIK ANIMSAMA) o an yaşanan olayla, bir bunalımla ilintilidir. Ve biliçaltına atıldığındanArtık (gayrı) belleğimizde ulaşılmaz durumdadır. Bu nedenle, bennzer olay bir hatırlama yaratmasa da anlaşılması zor bir tanıdıklık hissiyle egoya esas olayı hatırlatır..Dejavu yaşayan birçook insan, bunun mistik bir güç ya da geçmiş yaşamlar, reenkarnasayon sonucu ortaya çıktığı kanısını taşıyor. Böyle düşşünmelerinin nedenine gelince insanlar; olayın hemen önce ve hemen sonrasında zihin ve algılamalarının açık olduğunu, buna göre ( öyle bildirilmiştir ) de durumun tek açıklamasının paranormal - telepatik- mistik bir güç olabileceğini söylüyorlar. Bu çıkarımla tatmin olmayan bilim insanları, uzun zamandır DEJA-VU'nun ardında yatan fiziksel nedenleri araştırıyorlar. Ancak sis perdesi henüz aralanmış biledeğill.

Çünkü Deja-vu'nun gerçekleşmeden önce herhangi bir belirtisi yok. Bu durumda da araştırmacılar deneklerin hatıralarına ya da belleklerine dayanmak zorundalar. Ne var ki durum o kadarda ümitsizdeğill. Çünkü bilim insanlarının elinde De-javu'nun tanımını ve çıkış nedenlerini belirleyebilecek yeteri kadar veri bulunuyor.

Halüsinasyon değill?

İlk önce dejavu'yu diğer alışılagelmişin dışındaki algısal deneyimlerden ayırt etmek gerekiyor. Örneğin bu durum bir halüsünisyondeğill ...Halüsinasyon ruhsal hastalıkların ya da LSD gibi uyuşturucu maddelerin etkisiyle beyin içi dengesizliklerin tetiklediği, ileri düzeyde görsel , işitsel ya da diğer duyuların aşırı hassasiyeti ile ortaya çıkıyor.


'Şakak lobu epilepsisi' hastalarında da deja vu bennzeri belirtiler görülüyor. Örneğin genç bir erkek Japon hasta sürekli olarak hayatının ve evliliğinin bir çook yılını yeniden yaşadığından yakınıyordu. Bu kısır döngüden kurtulmak içinde umutsuzca intihar girişiminde bulunuyordu. Ancak genç Japon'un durumunu DEJAVU'den belirgin vir şekilde ayıran bir yön var. Şaşak lobu epilepsisi hastaları da yaşadıklarının tıpatıp geçmişteki ile aynı olduğuna inanıyorlar .Oysa ki Dejavu yaşayan biri daha o sırada hemen bunun bir yanılsama ve mantıksızlık olduğunu fark ediyor. Almanya'damartt in Luther Üniversitesi'nde okuyan 220'den fazla öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada Dejavu'yu yaşadığını söyleyen deneklerden yüzde 80'i bunun geçmişte yaşadıkları bir olayabennzediğini söyledi.


Bu çalışmanın ışığında bilişsel psikologlar belirtisiz, bildirimsiz , anılardan sorunlu olan bir başka bilinç dışı sürece yöneldiler. Onlaragöre ( öyle bildirilmiştir ) bunlar uzun zamandır unutulan bilinçli olarak geri çağrılamayan ama henüz sinir ağından silinemeyen yaşanmışlıklardır.

1989 yılında bugün Washington Üniversitesi'nde göre ( öyle bildirilmiştir )vli psikolog Larry Jakobi önderliğinde bir deney yapıldı. Deneklerin toplandığı sınıfın duvarına onların bilinçli olarak algılayamayacakları kadar kısa bir süre tek birkelime(kelam) yansıtıldı. Doğru dürüst algılanamayan bu görüntü beynin görsel merkezlerinde bir yerlerde kaydediliyor. Psikolog Jakobi daha sonrakelime(kelam)yi uzun süre duvara yansıttığında denekler bunu daha önce gördüklerini iddia ettiler.

Bilinçaltında algılanan uyarıcının bilinç dışı işlenişi daha sonra bennzer uyarıcının çook daha yüksek bir hızda işlenmiş gibi algılanmasına yol açıyor. İşlemeye hazırlama olarak tanımlanan bu olgu bilim insanlarınca o tarihten beri ciddi biçimde inceleniyor. İşlemeye hazırlama ve diğer dikkat nitelikleri Deja vu içeren durumlarla oldukça uyuşuyor.

1900'li yıllarında başında Hollan'da psikolojinin kurucusu Gerhard Heyman 42 öğreciyi 6 ay boyunca izledi. Bu öğrencilerden Dejavu yaşadıktan hemen sonra kısa bir anket doldurmaları istendi. Heyman 'ın belirlediğinegöre ( öyle bildirilmiştir ) ruh durumu değişkenn olan ya da apati (kayıtsızlık) dönemi yaşayanarla düzensiz çalışma alışkanlıkları olan öğrenciler daha sık deja vu yaşıyordu. Diğer araştırmacılaragöre ( öyle bildirilmiştir ) ise bu öğrenciler çook yorgun ve aşırı stresli oldukları dönemlerde Dejavu yaşamaya daha yatkınlardı .

Bilim insanları Dejavu'nun nörolojik kökennini çözebilseler onu tetikleyenenin ne olduğunu da ortaya çıkarabilirler. Ama bugün için sinirsel bağlantıların yalnızca bir bÖlüm (sonsuz başlangıç)üne ulaşılmış bulunuluyor. Bu arada uzun süre gecikmeli sinirsel aktarımın sorumlusunun DEJAVU olduğu varsayılıyor. Algılama sürecinde bilgi parçacıkları farklı sinirsel yolları izleyerek beynin işlem merkezlerine ulaşıyor. Ve beyin bunları biraraya getirerek anlamlı bir bütün oluşturmaya çalışıyor. İşte bu süreçte aktarımın herhangi bir aşamasındaki gecikmenin karışıklığa ve dejavu oluşumuna yol açacağıdüşşünülüyor.

1963 yılında Efron araştırmalarının sonunda beynin sol yarımküresindeki şaşak lobunun gelen verileri bire bir düzenlemekten sorumlu olduğunu ortaya koydu. Anı zamanda bu yerin görsel yollardan saliseler içinde iki kere mesaj aldığını (birini doğrudan diğerini normal dolaylı yollar aracılığıyla sağ yarımkürden aldığı sanılıyordu) buldu. Eğer herhangi bir neden ötürü dolaylı aktarımda bir gecikme olursa sol şaşak lobu ikinci mesajda bir zamanlama hatası kaydediyor. Ve görsel sahneyi sanki daha önce yaşanmış gibi yorumluyor.

Hatıraları olmayan bellek

Yapay olarak sağlanan bu dejavuların gerçekte yaşanan ile bennzerliği tartışıla dursun yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar önemli bilgiler sağlıyor. Nörologlar orta şakak lobunun bildirimsel ve bilinçli belleğimizde doğrudan rol oynadığını kanıtlamış durumda . Algısal olayların sanki gerçek olaylarmış gibi kaydedilmesini sonrasında da sanki gerçekten yaşanmışlar gibi gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçmesini sağlayan hipokankus beynin orta şakak lobunda yer alıyor. Ayrıca orta şakak lobunda parahipokampalgirus, rinalkorteks ve Amigdal'da bellek konusunda önemli bir role sahip. 1997 yılında Stanfoord Üniversitesi'nden meslaktaşlarının yürüttüğü bir çalışma hipokankus'un bilinçli hatırlamayı sağladığını parahipokampalgirus'un ise bellekten herhangi bir olayı geri çağırmaksızın tanıdik uyarıcı ile yabancı uyarıcıyı birbirinden ayırdığını gösteriyor.
two-heads-9402.jpg


Beynin bir çook bölgesi dejavu İmalatı (üretmi)nde etkili olabilir. Bireye kenndinden ve çevresinden yabancılaştığını , zaman Duygu (Hissiyat)sunu kaybettiğini hissettiren bu Duygu (Hissiyat) tarafından tetiklenen dejavu çook karmaşık bir sürecin işlemekte olduğunu ortaya koyuyor. Nörologlar bu küçük yanılsamaların zihin işleyeişine ilişkin önemli bir içgörü sağladığınıdüşşünüyorlar. Dejavu'nun olgusu konusunda gelecekte yapılacak çalışmaların yalnızca belleğimizi nasıl yanılttığımızı değill aynı zamanda beynimizin hangi yolla tutarlı bir gerçeklik hissi yarattığını da yardımcı olmadığı bekleniyor....
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
bende olmuyor ama eşimde sık sık oluyor ama ruyasında gormus diyor bana bu sahneyı ruyamda gordum der mesela bıgun benden corap istemişti aldım geliyorum verdim corabını ben bu anı ruyamda gordum ne zaman dedıgımde bana 6 7 ay once diyor
 
bikeresinde banada olmuştu işin kötüsü o an uyanamayıp olayı sanki önceden yapmıstım hıssıne kapılıp yapmayanlarda olabılır . mesela; işyerınde senden bır sey yapılması ıstenır o an onu yaptın gıbı hıssedersın.. ama yapılmamıştır gıbı...
 
evet bende de sık sık oluyor uyuyorum ve sabah kalkıyorum sabah kalktığımda rüyamda olan şey gerçekleşiyor
 
Geri
Üst