Estetik fukarası apartmanlar

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Estetik fukarası apartmanlar
Türk inşaat sektörü 60-70 yıl önce çok katlı betonarme binayı öğrendi ve öğrendiği kadarıyla yetinerek bugüne kadar gelindi

Bu süreçte kopya koyun gibi bütün apartmanlar birbirinin aynısı olarak çoğaldı ve ortaya ucube şehirler çıktı. Planlamayı elinin tersiyle iten kamunun da bu işte çok büyük kabahati var ama sivil yapıları inşa edenlerin estetik açıdan sınıfta kaldıkları apaçık ortada.

İnşaat sektöründe birkaç dönüm noktasına işaret ederek dönüşüm sürecini hatırlamaya çalışalım. Nitelik anlamında, son 25 yılda gidişatın iyi alametleri olarak birinci dönüm noktası Emlak Bankası'nın yaptırdığı apartmanlardı. Bu apartmanlar zamanına göre öncü bir niteliğe sahiptiler.

İkincisi çok değil, 15 sene kadar öncesine dayanıyor. Kemer Country'nin öncülük ettiği, yeni site hayatıydı. Müstakil ya da ortak havuzlu, bir avlu içinde, dışarıya karşı korunaklı, giriş çıkışı kontrollü olan bu site hayatı çok sevildi. Yaygınlaşmaya başlamıştı ki...

1999'daki depremlerle süreç kesintiye uğradı. Üçüncü dönüm noktası, hatta milat diyebileceğimiz anlayış değişikliği de zaten bu acı depremlerle gündeme geldi.
O güne kadar beton, kürekle karıştırılarak ya da küçük mikserlerle elde ediliyordu. Hazır betonu bilen insan sayısı sınırlıydı. Bildiğini sananların çoğu, hazır betonla çelik hasırı birbirine karıştırırdı.

Depremin zorlamasıyla ilk farklılaşma hazır betonda ve radye temelde oldu. 1999'dan sonra inşaat yapmaya başlayan birçok şirket ilanlarında, binaları hazır betonla yaptıklarını ve radye temel üstüne inşa ettiklerini yazdılar. Daha sonra çıkarılan bir yasayla hazır beton, farklılık değil mecburiyet haline geldi.

Tünel kalıp modası
Zamanında Emlak Bankası'nın yaptırdığı binaların farklı ve öncü olduğunu söylemiştik. Ancak günümüze gelindiğinde, tünel kalıpla ya da tip proje şeklinde inşa edilen bu apartmanlar mimari açıdan eleştiriliyor.
Batı Avrupa'da da Sovyetler zamanında inşa edilen toplu konutları andıran apartmanlar var. Ancak artık bu tarz binalar, kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde yıkılarak yerlerine daha estetik konutlar yapılıyor.
Zamanında Emlak Bankası'nın üstlendiği görevi şimdi Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yürütüyor. Ama 25 yıl önceki Emlak Bankası zihniyetiyle. Yine tünel kalıp, yine tip projeler. Hiçbir farklılaşma yok. Hatta şimdikilerin daha düz olduğunu söyleyenler bile var.
TOKİ böyle yapıyor da özel sektör farklı mı? Hayır. Cephe tasarımıyla öne çıkan üç tane proje sayın desem, eminim ki üçüncüyü bulmak için bayağı düşünmek zorunda kalırsınız.

Bina cepheleri dümdüz
Hollanda merkezli yayıncılık kuruluşu Real Estate Publisher geçen yıl Türkiye Emlak Yıllığı yayımlama önerisiyle geldi. Oturup planladık, bir süre sonra makaleleri yazdık gönderdik. Sıra geldi kapak fotoğrafına. Orada iş durdu.
Kapağa koyacağımız ve herkesin üstünde mutabık kalacağı, bütün inşaat şirketlerinin hakkını teslim edeceği bir bina resmi bulamadık.

Onların yayımladığı Avrupa emlak yıllıklarında o yıl hizmete girecek ya da tamamlanacak projelerin resimleri yer alıyor. Bakıyorsunuz, hepsi birer anıt gibi. Düz gibi görünenlerde bile öylesine statik fanteziler var ki hayranlık uyandırıyor.
Sonuçta Boğaz'dan Levent istikametine doğru çekilmiş bir resim bulduk. Ama bulduğumuz fotoğraf zevahiri kurtarmaktan öte amacına da tam uygun bir fotoğraf oldu. Önde yalılar, hemen arkasında 1970'lerin binaları, onun arkasında 80-90'ların siteleri ve en arkada da Levent'teki gökdelenler...
Fotoğraf amacına hizmet etti ama farklılaşma anlamında sınıfta kaldığımız, bir kez ortaya serildi.

Tek mimarla yetinmiyorlar
Batıda artık birbirini tekrarlayan katlar ya da villalar ilgi görmez olunca, sitelere mahalle havası vermek için farklı tarzlara sahip birkaç mimara proje ısmarlanıyor ve o farklılığın peşine düşülüyor. Türkiye'de de bir iki projede denendi ama devamı gelmedi.
 
Geri
Üst