GIDA KATKI MADDELERI!!(önemli)

Mirmiga

Yeni Üye
Üye
GIDA KATKI MADDELERI!!(önemli)
gıda katkı maddeleri sunum
[FONT=Arial, Helvetica][FONT=Tahoma, Arial, Helvetica][/FONT][/FONT] [FONT=Arial, Helvetica][/FONT]Son yıllarda, öze
i-katki1.jpg
llikle tüketici haklarını ilgilendiren ve en çok tartışılan konulardan biri de hergün tükettiğimiz hazır yiyecek ürünlerinde bulunan katkı maddeleri. Bunları hepimiz her zaman her yerde tüketiyoruz; hatta içinde yaşadığımız toplum şartları da bir yerde bunu gerektiriyor diyebiliriz. Sağlıklı beslenmeye özen gösteren kişiler bile- bir kap meyveli yoğurt ya da kuru meyve yerken örneğin- birtakım kimyasal maddeleri de beraberinde tüketiyor.Kuşkusuz bu katkı maddelerinin hepsi insan sağlığına zaralı değil. Ayrıca bu katkı maddelerinden haberdar olan birçok kişi bu ürünleri bilinçli olarak tüketmekten rahatsız olmamaktadır- sigara içenlerin durumunda olduğu gibi. Bu yazının amacı, bu konuda bilinçlenmek isteyen ya da biraz olsun bilgi sahibi olmak isteyen tüketicilere yardımcı olabilmek. Ben kişisel olarak bu katkı maddeleriyle bir alerji sorunu sonucunda tanıştım; bu yüzden herkesin bu konuda bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyorum. Sorun, bugüne kadar Türkiye'de tüketicilere neyin zararlı neyin zararsız olduğunun açık bir şekilde duyurulmamış olması. Yoksa bu katkı maddelerinin tüketilmesi veya tüketilmemesi tamamen bireyin tercihine kalmış birşey. Yani asıl önemli olan tercih edebilme hakkımızın olması!

i-katki2.jpg
Son 30 yıldır gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, yiyecek maddelerinde kullanılan katkı maddelerinde tam bir patlama olmuştur. Örneğin sadece İngiltere'de bir yıl içinde kullanılan katkı maddelerinin toplam ağırlığının iki yüz bin tonu geçtiği sanılıyor. Çoğu aroma/lezzetlendirici olmak üzere toplam altı bin civarında katkı maddesi bulunuyor. Bu maddelerin tüketimi arttıkça, bazı rahatsızlıklarla olan bağlantılara yönelik bulgular da ortaya çıkmıştır. Bunların içinde en sıkça görülenleri egzema,astım,başağrısı,alerjik kaşıntılar,gastrik rahatsızlıklar,ishal,(özellikle çocuklarda) hiperaktiflik ve aşırı duyarlılık (hypersensitivity vb. Örneğin İngiltere bugün Avrupa'nın en hasta ülkesi konumunda; ayrıca bu ülkedekikanser vakalarının sayısı dünyanın en üst sıralarında yer almaktadır. Ne yazık ki dünyanın çeşitli devletleri, bu konuda artırılması ve geliştirilmesi gereken araştırmalara ve birtakım gıda komitelerinin uyarılarına sırt çevirmektedir. Gerçek şu ki, son iki,üç nesil bir nevi 'denek'olarak kullanılmaktadır.

Bu maddelerin güvenli olup olmadığını anlamak için hayvanlar(özellikle fareler) kullanılmıştır; ancak hayvanlar insan değil ki onlara kendilerini nasıl hissetiklerini soralım.(Başınız ağrıyor mu? Mideniz bulanıyormuş gibi!) Ayrıca insanlarla hayvanların biyokimyasal ve genetik yapıları farklı olduğu için varılan sonuçlar son derece yanıltıcı olabiliyor. Bir örnek:insanlar thalidomide ilacından, farelerden yüz kat, maymunlardansa yirmi kat daha duyarlı olup çok daha fazla etkilenmektedirler. Diğer bir nokta da, bu katkı maddelerinin 'kokteyl etkisi'nin araştırılmaması.İki madde üzerinde birden yapılan ender bir araştırma sonucunda,sodyum sülfit(E221) ile benzoik asidin(E210)etkileri karşılaştırıldıklarında,ayrı olarak tek başlarına verdikleri sonuçlardan çok daha ciddi olduğu ortaya çıkmış.
i-katki3.jpg
Şunu da kabul etmek gerekir ki, katkı maddeleri doğal yaşamımızın mucizeleri arasında. Emülgatörler, düzenleyiciler(stabilitör),katılaştırıcılar,jöleleştirici maddeler, ayırıcılar(anti-caking agents) ve boyalar sayesinde yiyecekler dipdiri yapılarıyla, capcanlı renkleriyle, parlak soslarıyla gözümüze çok daha çekici görünecektir. Bu maddelerle artık hiçbir şey imkansız değil. Günümüz dünyasında bir gıdanın raf ömrünün bir yıl, iki yıl ya da bilmem kaç yıl daha uzaması artık insan sağlığından çok daha önemli. Size abartılı ama ne yazık ki gerçek bir örnek, bir paket hazır tavuk çorbasının içindekiler:nişasta, kuru glikoz şurubu(acaba nasıl kurutuluyor?), bitkisel yağ, şeker, lezzetlendiriciler: monosodyum glutamat (621), sodyum 5'ribonucleotide (635),tuz, kurutulmuş tavuk, soğan tozu, asit düzenleyici: E340, baharatlar, emülgatörler: E471, E472(b), boyalar: E150,E102, antioksidanlar:E320,E321(!!!)

Hepimiz artık - sanayi, şehir ve toprak kirliliği ile - kimyasal bir çevre içinde yaşamaktayız. Vücudumuza giren zehir miktarını mümkün olduğunca azaltmak vücudumuzun ve bağışıklık sistemimizin daha güçlü olmasını sağlayacaktır kuşkusuz. Ve arada bir tüketilen birkaç katkı maddesi tabii ki bizi öldürmez.
 
Geri
Üst