Heykeltraşların Biyografileri

Ce: Heykeltraşların Biyografileri

ORhan Algök

Kırıkkale'de 1955 yılında doğdu. Orta okul ve Lise'yi Kırıkkale'de tamamladıktan sonra 1977 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Y. Okulu (Şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi) Seramik Sanatları Bölümüne girdi.1981 yilnda bu okulu birincilikle bitirdi. Stajını tamamlamak üzere bir süre Fransa'da bulundu. 1983 yılında kendi atölyesini kurdu... Model ve Heykel konusunda yıllarca çalıştı.
YAPTIĞI ÖNEMLİ İŞLERDEN BAZILARI:
  • Bahçelievler Şehit Asker Anıtı (Ekim 1997),
  • Koraç Kupası Anıtı (Mayıs 1998),
  • Şirinevler Atatürk Anıtı (Ekim 1999),
  • Hadımköy 1.Faz(1995) ve 2. Faz(1999) tüm Alarko-Alkent 2000 heykelleri,
  • U.E.F.A GS Anıtı (Haziran 2000),
  • Trabzon Maçka Asker Heykeli (1999) 've Folklorcular Heykeli (2000),
  • Ihlamur Dünya Barış Parkı Heykeli(Temmuz 200l),
  • Sarı Konaklar Aile ve Sevgi Heykeli (Mayıs 2002),
  • Beşiktaş Ihlamur Sevgi Parkı Güvercinler Heykeli (Mayıs 2003),
  • B.K.M önüne Kartal Heykeli (Mayıs 2003).
SERGİLER
  • Mayıs 98 Opera San.Gal. (Kişisel)
  • Ekim 98 Opera San.Gal. (Seramik)
  • Aralık 98-İst.San Fuarı Bakraç San Gal.(Tüyap)
  • Aralık 99' Meb.San.Gal.(Kişise)
  • Mayıs 00 Ortaköy Kültür. Merk (Karma)
  • Mayıs 00 İ.M.K.B Ank.San.Gal.(Kişisel)
  • Ekim 00 İst.San.Fuarı Bakraç San.Gal.(Tüyap)
  • Şubat 01 Bakraç San.Gal(Karma)
  • Mart 01 İst.Kad.Bienali(Vakko)(Kişisel)
  • Nisan 01 Vakko İst.San.Gal.(Karma)
  • Mayıs 01 Vakko Ank. San.Gal.(Karma)
  • Mayıs 01 Alkent(Lake side)(Kişisel)
  • Ekim 01 İst.San.Fuarı Bakraç San-Gal.(Tüyap)
  • Kasım O1 Ariyel San. Gal.
  • Mart 02 Galeri Ayda (Ank) (Kişisel)
  • Mayıs 02 Sarı Konaklar (Kişisel)
  • Ekim 02 İst.San.Fuarı Bakraç San.Gal.(Lütfü Kırdar)
  • Haziran 03 U.A. Bandırma Kuşcenneti K.T.Fes.
  • Mart 04 Karsu Tekstil San.Gal.(Kişisel)
  • Mayıs 04 iş Bank.İzmir San.Gal.(Kişisel)
  • Aralık 04 İst.San.Fuarı Doku San.Gal.(Lütfü Kırdar)
  • Nisan 2005 Ziraat Bank. Tun. San. Galerisi
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Ercan Yaren

1970 Yılında Akhisar'da doğdu. İlk sanat eğitimlerini mezun olduğu öğretmen okullarında aldı. 1995 yılında gittiği Moskova'da heykelle tanıştı. Moskova Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde aldığı heykel ve komposizyon eğitimlerinden sonra rölyef sanatı ile uğraşmaya başladı. Çalışmalarında toplumsal olayları konu alan bir yol izlemektedir. İlk atölyesini 1998 yılında Akhisar'da açan sanatçı, ilk kişisel sabit heykel sergisi olan "karşılaşmalar"ı Moskova'da açtı. Bir çok sanatsal projede ve etkinlikte atölye çalışmaları düzenledi.
Daha çok, tarihsel konuları projelendirerek rölyef sanatı ile anlatmayı hedefleyen sanatçı, " heykel, yapılmaktan çok aranmalıdır" düşüncesinde.
Halen Akhisar'da ki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Arif Dino

Şair ve ressam. 1893'de İstanbul'da doğdu, 30 Mart 1957'de İstanbul'da öldü. Sanatçı bir ailenin fertlerinden biridir. Abidin Dino'nun kardeşidir. Ailesinde çok sayıda yazar, ressam, karikatürist ve gazeteci vardır. Öğrenimini yurtdışında yaptı. Boksör, aşçı, sinema oyuncusu, portre ressamı, grafiker, heykeltraş, sanat eleştirmeni gibi geniş bir yelpazede çalıştı.

1929'da İstanbul'a geldi. 1942'de Alman Faşizmine karşı çıktıkları için küçük kardeşi Abidin Dino ile birlikte ikamete memur olarak cezalandırıldı. 1951'de döndüğü İstanbul'da 6 yıl sonra öldü. Hiç evlenmedi.

Fransızca yazdığı şiirleri Abidin Dino, Rasih Nuri İleri, Hür Yumer Türkçeye çevirdiler. Tüm şiirleri, desenleri ve ardından yazılanlar Adam Yayınları tarafından bir kitapta toplandı.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Ali Hadi Bara

Heykelci. 1906 yılında Tahran'da doğdu. Ali Hadi Bara, ilk heykel hocası Yervant Osman Efendiden sonra yetişmiş İhsan Özsoy, İsa Behzat, Mahir Tomruk ve Nijat Sirel gibi, heykel sanatçılarının hemen ardından gelen kuşağın belki de en güçlü temsilcisidir.

Ailece Türkiye'ye geldiklerinde Ali Hadi dört yaşındaydı. 1923 yılında Sanayii Nefise Mektebi'ne kaydolmuş, 1927 yılında Avrupa bursunu kazanarak Paris'e gitmişti. Paris'te Jullian Akademesi'nde Bouchard'ın sonra da ünlü sanatçı Aristide Malilol'un yanında çalıştı. Doğaya dönük klasik kurallara bağlı ve teknik gücü ön plana alan uzun çalışmalar, Bara'ya gereken sanat gücünü vermişti.

İlk yapıtlarında Bouchard'dan çok Despiau ve Maillol gibi büyük ustaların etkisi görülür. Daha doğrusu, Bara'nın ilk büstlerinde figür ve anıtlarında sezilen hava, bir etkiden çok, çağın klasik eğilimlerine bir ayak uyduruştur. Avrupalı heykelciler, bir süre eski Yunan klasisizmini ya da Marcel Gimond gibi birkaç sanatçı, Mısır'ın plastik olgunluğunu, anıtsallığını yeniden canlandırmak isterken, ileri görüşlü aydın Türk heykelcilerinin de bu yolu benimsemeleri normaldi.

Hadi Bara'nın klasisizmle Akademizm arası bir uslübu yansıtan yapıtlarına örnek olarak Adana anıtını, Müritoğlu ile birlikte yaptığı Barbaros anıtını, Fevzi Çakmak, Tevfik Fikret, Ahmet Rasim ve Bedia Hanımın (Hadi Bara'nın eşi) büstlerini, birkaç çıplak kadın figürünü, özellikle, "Havva" figürünü sayabiliriz. Bu son yapıt Aristide Maillol'un etkisini taşımakla birlikte Bara'nın en güçlü en başarılı çalışmalarından biridir.

1929'da Paris'te Sonbahar Sergisi'nde gösterilen bu anıtsal kadın çıplağı, ayrıntılardan arınmış, biçimde sadeliğine varmış, tam anlamıyla anıtsal bir yapıttır. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin en değerli parçalarından biri olan bu heykel, ne yazık ki bronza dökülmemiş, alçı olarak kalmıştır. Fakat heykelci Muzaffer Ertoran tarafından bronz rengine boyandığı için heykel bronzdan sanılır.

Ölümünden önceki on yıl içinde, Bara'da tam bir kişilik değişimi görülür. Figüratif, insancıl bir üsluptan soyut araştırmalara atlayan, çağın ileri görüşlü estetiğini benimseyen sanatçı, doğa ile ilişkilerini kesmiş, gerçek üstü biçimlerin boşlukta kapladığı yerleri saptamak gibi tam anlamıyla soyut araştırmalara yönelmiştir. "Boşluk-doluluk" denge ve düzenini bulma çabası içinde yaptığı, çoğu alçı bazıları demir lama ve çubuktan yaratılmış heykellerinde geometrik bir biçim düzeni ağır basar.

Feza çağı diye adlandırdığı alçı tekerlekler, üçgenler ve hunilerde, boşluk- doluluk dengesiyle birlikte, çağımızın bilimsel çabaları ve bu çabaların sırlarını içten duymuş bir sanatçının tasaları dile gelir. 1971 yılında İstanbul'da öldü.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Zühtü Müridoğlu

Zühtü Müridoğlu 26 Ocak 1906'da İstanbul'da doğdu. Figüratif ve soyut anlayışta yapıtlar üreten heykelci, 1924'te girdiği Sanayi-i Nefise Mektebi'nde önce Resim Bölümü'nde Hikmet Onat'ın, sonra da Heykel Bölümü'nde İhsan Özsoy'un öğrencisi oldu. 1928'de Avrupa sınavını kazanarak Paris'e gitti.

1928-1932 arasında özel Colarossi Akademisi'nde Marcel Gimond'un öğrencisi oldu. 1936-1939 yılları arasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde çalıştı. 1939-1947 arasında da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde resim öğretmeni olarak görev yaptı. 1947'de girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü'nde, 1950-55 arasında Ali Hadi Bara ile birlikte heykel, 1971'de emekli olana değin de ağaç uygulama atölyesini yürüttü.

Türkiye'de heykel sanatının gelişmesine önemli katkıları oldu. İlk dönem yapıtlarında A.Maillol'un düzen ve uyumundan etkilendi. Figüratif heykellerinde yumuşak bir hacimlendirme yöntemi kullandı. Hadi Bara ile birlikte 1941-43 arasında Beşiktaş'taki "Barbaros Anıtı"nı gerçekleştirdi. İlk soyut çalışmalarını 1950'den sonra yapmaya başladı. Önceleri doğal biçimleri stilize bir anlayışla heykel ve kabartmalara uyguluyordu. 1950'lerin ortalarında geometrik soyuta yöneldi ve heykel alanında ki bu anlayışın Türkiye'deki ilk temsilcilerinden biri oldu. 1953'te Londra Çağdaş Sanatçılar Enstitüsü tarafından düzenlenen uluslararası heykel yarışmasında "Bilinmeyen Siyasi Esir" adlı yapıtıyla ödül kazandı.

1980'lerde de figüratif ve soyut çalışmalarını birlikte sürdürdü. Taş, ahşap, alçı, bakır, demir gibi çok çeşitli malzemeler kulandı. Anıt heykelleri arasında Anıtkabir'in büyük merdivenin batı yanındaki kabartma (1953), Büyükada'daki "Atatürk Anıtı" (1965), Muş'taki "Atatürk Anıtı" (1965) bulunmaktadır.

1977'de Sedat Simavi Vakfı Ödülü (ressam Cevat Dereli ile), 1981'de de Atatürk Sanat Armağanı Müridoğlu'na verilmiştir.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Prof.Dr. Mustafa Nusret Suman

1905 yılında Selanik'te doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdikten sonra Münih'te resim, Paris'te heykel öğrenimi yaptı. 1943'te akademide asistan, 1969'da profesör oldu. Aynı yıl kendi isteğiyle emekliye ayrılan Nusret Suman, gerek portre, gerek anıt heykelciliğinde pek çok eser vermiş bir sanatçıdır. 20'ye yakın anıt çalışmasının çoğunda Atatürk'ü konu edindi.

Eserleri: Tokat (1935), Muğla (1937), Mustafa Kemal Paşa (1939), Kırıkkale(1942), Balıkesir(1959), Çorlu(1960), Karacabey ve Çarşamba (1961), Sivas, Adapazarı ve Ankara Fen Fakültesi (1964), Bingöl(1965), Sinop ve Gaziantep (1967) Atatürk anıtları.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Ratip Aşir Acudoğlu

Heykeltraş Ratip Aşir Acudoğlu 1898 yılında İstanbul'da doğdu. Ratip Aşir, İlk öğrenimini Mahmudiye Rüştiyesi'nde, ortaöğrenimini Ankara Sultaniyesi'nde yaptı. O sıralar Türkiye Birinci Dünya Savaşı'na katılmıştı. Son sınıf öğrencisiyken askere alınan Ratip Aşır savaşın bittiği yıl Sanayii Nefise Mektebine (Güzel Sanatlar Akademisi) girdi. İhsan Özsoyun atölyesinde çalışmaya başladı.

1920 de Almanya'ya gitti. Münih Akademisi'ne giren Ratip Aşir, bir süre Blecker'in atölyesinde çalıştı. Fakat o Fransa'nın Rodin'den sonra yetişen en güçlü heykelcisi Aristide Maillo'a hayrandı. Bütün dileği Bourdella ve Maillol gibi büyüklerin yanında çalışmaktı. Nitekim Münih'e geldiğinin ikinci yılında Almanya'dan Fransa'ya geçerek Maillol'dan ders almak istedi. Maillol atölyesine kabul edip eserlerini bir bir gösterdi ama işlerini öne sürerek hocalığı devam ettirmedi.

Ratip Aşir, Edirne Öğretmen Okulu'na resim öğretmeni tayin edildi. Sanatçı ömrünün sonuna kadar ortaokullarda çocuklara resim yaptırmak gibi kişiliğine hiç uymayan işlerle uğraşmak zorunda kaldı. Menemen Şehit Kubilay anıtı, Erzincan İnönü anıtı (1948), Ankara Ziraat Fakültesi Atatürk anıtı gibi büyük eserler ona sipariş edildi ve bunlardan sağladığı kazançla kendi heykel çalışmalarını sürdürebildi. En belirgin Eseri Ziraat Fakültesi önündeki Atatürk anıtıdır denebilir. Ratip Aşir Hatipoğlu 1958 yılında öldü.
 
Ce: Heykeltraşların Biyografileri

Kenan Yontuç

Güzel Sanatlar Akademisi'nde ve Almanya'da heykel eğitimi gören Yontunç, Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. 1943'te emekli oldu. Ülkenin dört bir yanını Atatürk heykelleri ve anıtlarıyla donatan, en verimli sanatçılardan biridir. Amasya, Tekirdağ, Kırklareli, Çorum, Edirne, Silifke, Elazığ, Isparta, Kastamonu, Mersin, Kayseri ve Tarsus'u onun yaptığı Atatürk anıtları süsler.

Biyografi kaynakları: kimkimdir
 
Geri
Üst