İlk doğumum sezeryan ikincisi normal olurmu?

Uzman SühaN

Administrator
İlk doğumum sezeryan ikincisi normal olurmu?
Kültürlerin çoğunda yaşamın normal bir parçası olarak kabul edilen gebelik ve doğum, kadın vücudu için normal fizyolojik bir olay olmakla birlikte bazı riskleri de beraberinde getirmektedir.

Sezaryen annenin ve bebeğin sağlığını tehdit eden her durumda veya vajinal yolla doğumun mümkün olmadığı durumlarda bebeğin, anne karnından rahim açılarak çıkartıldığı bir tıbbi doğum yöntemidir. Cerrahi bir girişim olan sezaryen, gerekli olduğunda anne ve bebek için yaşam kurtarıcı olmakla birlikte, vajinal doğumla karşılaştırıldığında özellikle anne açısından bazı ek riskler getirmektedir.





9.jpg



GEBELİKLE İLGİLİ TÜM KONULAR AŞAĞIDAKİ LİNKTE

https://www.meleklermekani.com/forums/gebelik.59/



Tüm dünyada neden sezeryan oranları artıyor?

Sezaryen ameliyatı dünyanın bilinen en eski ameliyatlarındandır. Tıbbın ve teknolojinin de ilerlemesi ile sezaryen ameliyatı teknikleri de gelişmektedir. Ameliyatların mikropsuz koşullarda yapılması, kan verilebilmesi, kuvvetli mikrop kırıcı ilaçlar, modern cerrahi malzeme ve genel anestezi vermeden belden yapılan uyuşturma sayesinde ameliyatın tehlikesi daha aza indirilmiştir.

Günümüzde doğurganlığın azalması, ilk gebelik yaşının giderek yükselmesi, vakum gibi girişimlerin azalması, yardımcı üreme tekniklerinin (tüp bebek) sık kullanılması ve uzun uğraşlar sonrası elde edilen hamileliklerin artması sonucu sezaryen oranları ciddi artışlar göstermektedir.

Sezaryen kararı verirken anne ve bebek sağlığının sorumluluğunu üstlenecek olan doktor elbette kararı kendisi verecektir. Bu karar da doktorun edindiği tecrübelere, doğumun yapılacağı yerin koşullarına, anne adayının ikna olması gibi faktörlerle yakından ilişkilidir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun önerdiği % 15 ‘lik sezaryen oranları hemen hiç bir ülkede tutturulamamakta ve artış sürmektedir. OECD’nin 2009 yılı sağlık raporunda, OECD ülkeleri arasında ortalama sezaryen oranı % 25.7 olarak bildirilmiştir. Türkiye, İtalya ve Meksika ile birlikte OECD içerisinde en yüksek sezaryen oranlarına sahip ülkeler arasındadır. ( % 40 ve üstü ). Bu ülkeleri % 33’lük oranlarla ABD ve Kore izlemektedir.



Günümüzde daha önceki doğumlarını sezeryan ile yapan anne adayı sayısı o kadar çok artmıştır ki artık sezeryan nedenleri arasındaki en büyük payı eski sezaryenli hastalar almıştır. Bu nedenle sezeryan oranları daha da artış göstermektedir. Bu durum ile ilgili ‘bir kez sezeryan hep sezeryan’ şeklinde bir tabir bile doğmuştur.



Neden sezeryan sonrası yeniden sezaryen öneriliyor?

Sezaryen sırasında bebeğin rahimden dışarı alınabilmesi için rahime mutlaka bir kesi yapılmalıdır. Bu kesi her seferinde rahimde bir "yara izi" bırakır.

Bu yara izi ne kadar iyileşirse iyileşsin, yeni bir gebelikte rahim yeniden büyümeye başladığında ve özellikle de doğum eyleminde ortaya çıkan çok güçlü kasılmaların etkisiyle yırtılmaya eğilim gösterir. Daha önce sezaryen ile doğum yapan hastalara sıklıkla sezaryen önerilmesinin sebebi bu eski kesi yerinden olan yırtılmaya eğilimdir.

Bu yırtılma özellikle önceki sezaryendeki rahim kesisi klasik kesi yani yukarıdan aşağı doğrudikey olanlarda yüksektir. Ayrıca T keside de yırtık riski artar.



Ancak günümüzde sezaryenlerin çok büyük bir kısmında "alt segment yatay kesi" adı verilen yatay rahim kesisi uygulanmaktadır. Alt segment yatay kesi iyileştiğinde yeni bir gebelik ve doğum eyleminde bu tür kesiler çok daha az gerilir, bu nedenle bu kesilerin açılma ve yırtılma olasılıkları çok daha düşüktür.
Yırtılma ve buradan olan kanama hem anne hem de bebek açısından ciddi sorunlara neden olabilir. Bazen rahmin tamamen alınmasını gerektirecek kadar ciddi olabilmektedir. Hatta kanama fazla miktarda ile anne hayatını tehlikeye sokabilmektedir.

Sezaryen sonrası vajinal doğum (SSVD) nedir?

Sezaryen birçok nedenle yapılmasına rağmen günümüzde sezaryen nedenleri arasındaki en büyük payı eski sezaryen hastaları oluşturmaktadır. Amerika’da tüm sezaryenlerin %37 ‘si tekrarlayan sezaryenlerdir. Tekrarlayan sezaryen sayısı ülkemizde de benzer oranlar göstermektedir.

Sezaryen yüksek anne ölümü, gelecek doğumların riskinde artış, iyileşme, emzirme ve anne-bebek ilişkisinde gecikme gibi dezavantajlara da sahiptir. Bunun yanında vajinal doğuma kıyasla sezaryen operasyonlarında %50 daha fazla para harcanmakta ve hastanede kalış süresinin daha uzun olmasına bağlı olarak hastane maliyetinin artışı nedeniyle ülke ekonomisine ciddi yük getirmektedir.

Artmış sezaryen oranları hem sağlık açısından problemler oluşturmakta hem de sağlık harcamalarına ciddi bir yük getirmektedir. Son yıllarda sezaryenle doğum oranlarını azaltmaya yönelik çalışmalar gündeme gelmiştir. Bu çalışmalardan biri de sezaryen sonrası vajinal doğum uygulamasıdır.
 
Geri
Üst