Kişilik Bozuklukları

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kişilik Bozuklukları
organik kişilik bozukluğu
Kişilik bozukluğuna ilişkin belirti, bulgu ve davranışlar geç çocukluk ya da gençlik çağında ortaya çıkar, daha sonraki çağlarda belirgin duruma gelerek sürer. Paranoid kişilik bozukluğu gösteren insanların temel özellikleri arasında aşırı gurur, bencillik, çevreye yüksekten bakma, kibir, alınganlık, hatalı yorum, kuşku, suçlama, saldırı ön planda yer alır. Bu özellikler sebebiyle bu tip insanlar başkalarına kin ve nefretle yaklaşırlar. Bağnaz, kavgacı itici, kırıcı olurlar. Çabuk ve kolay kızıp öfkelenirler, yakıp yıkar, yok ederler. Şizoid, içe dönük kişilik yapısının temel özelliği duygusal donukluk, ilgisizlik ve soğukluktur. Bu temel özellik sebebiyle içinde yaşadıkları toplumun ortak davranış kalıplarını benimsemez, duyarsız kalırlar. Bu yüzden içgüdülerden, dürtülerden kaynaklanan saldırgan davranışları bastıramazlar. Birdenbire, gereksiz, yersiz kızıp öfkelenir, kırıp dökerler.

Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu
Anti sosyal kişilik yapısının temel özelliği dengesiz, düzensiz, saldırgan, uyumsuz yaşama biçimidir. Bu tip insanlar aile, okul, iş gibi çevrelerde çatışma, sürtüşme, kavga, gürültü oluşturmadan yaşayamazlar. İçinde bulundukları toplumun ortak ilke ve kurallarına uymaz, onlara saldırı ve şiddetle karşı çıkarlar. Amaca ulaşmak için kaba kuvveti, korkutmayı, yıldırmayı, şiddeti tek yol olarak kabul ederler. Bu tip insanlar, alkol ve madde bağımlılığına, başta cinsel suçlar olmak üzere, bütün suçları işlemeye yatkın olup, topluma zarar veren bütün eylemlerin içinde yer alırlar. Anti sosyal kişilik bozukluğu gösteren insanların çocukluk ve gençlik çağında evden kaçma, hırsızlık, yankesicilik, yalan, dayak atma, kavga, yaralama, cinsel saldırı, alkol ve madde bağımlılığı gibi saldırgan davranışlar ve şiddet içeren eylemlerine sıklıkla rastlanır.

Anti sosyal kişilik bozukluğunun meydana gelmesinde kalıtım ve sosyal ortam rol oynar. Anne ya da babada anti sosyal kişilik bozukluğu varsa, çocuklarda kişilik bozukluğu riskinin normal nüfusa oranla 5 - 10 kat arttığı görülmüştür. Genel olarak aşırı dayak atan, dengesiz, düzensiz, ilgisiz davranın, alkol ya da madde bağımlısı olan, suç işleyen anne - babaların ve parçalanmış ailelerin çocuklarında anti sosyal kişilik bozukluğu riskinin arttığı bildirilmiştir. Ruhsal bozukluk ve hastalıkların belirtileri yakınmaları arasında saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri de bulunabilir.

Saldırgan davranışlar ve şiddet, kişiliğin bütünlüğünü bozmayan, benlikte bölünme, çöküntü, parçalanma yapmayan, duygu ve zihin alanında niteliksel değişmeler gösteren, gerçekle bağlantısını sürdürebilen psikiyatrik hastalıklar arasında yer alır. Belirli durumlar ve sınırlar içinde bastırılma, denetlenme, engellenme ihtimali vardır.

Beyin travmaları, tümörleri, ateşli hastalıklar, zehirlenmeler, bağışıklık, dolaşım, solunum, sindirim sistemleri ve içsalgı bezleriyle ilgili hastalıklar, sara, beyin dokusunun yıkımı, organik beyin hastalıklarında algı ve düşünce bozukluğu olan depresyonlar, taşkınlıklar, şizofreni, paranoid tablolar, alkol ve madde bağımlılığına bağlı bozukluklar ve zeka geriliği gibi hastalıklarda saldırgan davranışlar ve şiddet, hastalık tablosunu oluşturan bulgular arasında yer alır. Saplantılı, takıntılı, zorlu düşüncelerinin etkisi altında kalan kimi hastalar kişilik yapısıyla bağdaşmayan anlamsı, gereksiz, saçma davranışlarda bulunurlar. Bu arada çevredeki insanlara ve nesnelere zarar verebilirler. Yolda yürürken tanımadığı insanların adını, yaşını, adresini sorma gibi saplantısı, takıntısı olanlar sıklıkla başkalarıyla tartışır ve kavga ederler.

Taşkınlık engellenemeyen, önlenemeyen saldırganlık birlikte olur. Taşkınlıkta duygulanım, zihin çalışması ve hareketlerde artma vardır. Manide, bunalımlarda, zeka geriliklerinde, epilepsilerde, şizofrenide görülür.

İnsan öldürme (homocide) özellikle paranoid sendromlarda, paranoyada, şizofrenide, epilepsinin otomatizm durumunda, zeka geriliğinde, bunamalarda görülür. Hasta kendine düşmanlık yaptığını sandığı kişiyi öldürür. Kimi melankolikler çevresinde bulunan yakınlarının da kendisi kadar sıkıntılı olduğunu sanıp, onları kurtarmak amacıyla öldürürler.

Bencil Kişilik Yapısı
Bencillikle aşırı ölçüde olanlar, özellikle hayal kırıklığına kapılmaya elverişlidirler. Bir kimse ne kadar fazla kendini düşünüyorsa, başkalarının haklarını dikkate almıyorsa, bencilliği her şeye egemense, hoşnutsuzluğu, memnuniyetsizliği o kadar şiddetli olur.

Müfritlerin en ateşlileri genellikle, doğuştan gelen kusurları sebebiyle veya dış çevre şartları sonucunda kendilerine güvenlerini yitirmek zorunda kalmış egoist kimselerdir. Bu kişiler, bencilliklerinin çok hünerli mekanizmasını yetersiz kişiliklerinden ayırıp bunu herhangi bir kutsal gayenin hizmetinde gösterirler. İçine büründükleri kimlik her ne kadar bir sevgi ve alçak gönüllülük taraftarlığı şeklinde olursa da, bu kimseler için sevmek ve alçak gönüllü olmak imkansızdır.

Müfrit olan kişi yetersiz ve güvensizdir. Kendi kişisel kaynaklarıyla kendine güvenli bir meydana getiremez. Fakat bu güvenliği bulup sarılabildiği destek hangisiyse, sadece ona ihtirasla yapışmakta bulur. Bu ihtiraslı yapışma, onun körü körüne kendini adamasını ve sorumluluğunun ruhunu oluşturur ve bütün meziyet ve kuvvetinin kaynağını orada bulur. Her ne kadar onun dar açılı bir görüşle kendini adayışı aslında kendi aciz canını kurtarma endişesinden ibaret olmakla beraber, o kendisini sarıldığı bu kutsal amacın desteği ve savunucusu olarak görür. Ve kendi rolünün gerçekte böyle olduğunu, gerek kendine, gerekse başkalarına göstermek için canını feda etmeye hazırdır. Kendi değerini ispat etmek için canını feda eder.

Mantığına ve samimi duygularına hitap etmek suretiyle bir militanı amacından soğutmak ve vazgeçirmek imkansızdır. O, uzlaşmaktan korkar ve kutsal amacının doğruluğunu ve kesinliğini değerlendirme tekliflerini kabul etmez. Fakat o, bir kutsal amaçtan aniden diğer birine geçmekte güçlük çekmez. Bir militan aklen ikna edilemez, fakat kalben başka yöne döndürülebilir. Onun ihtiraslı bağlılığı, bağlandığı amacın niteliğinden çok daha önemlidir.
Bireysel saldırganlığın biyolojik yönünden kısaca söz ettik. Kalıtım, hormonlar, aracı maddeler saldırganlığın meydana gelmesinde rol oynar. Psikolojik yönden gelişimi, direnci, çocukluk hayatı saldırganlığın şekillenmesinde belirleyicidir. Sosyal şartlar, ekonomik durum, aile ortamı gibi durumlar saldırganlığın ve şiddetin bir diğer boyutunu meydana getirir. Ancak bireylerin iyi aile ortamında yetişmeleri, gerekli eğitimi almaları, kişilerin, ailenin ve toplumun hedefi olmalıdır.
 
Geri
Üst