Kurumsal Yönetim İlkeleri

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Kurumsal Yönetim İlkeleri
Kurumsal Yönetim İlkeleri... Ya da ilkeli kurumsal yönetim... İhtiyacı en fazla hissedilen rekabet avantajı unsurlarından biri.

Sermaye Piyasası Kurulu, Kurumsal Yönetim İlkeleri’ni yıllar önce yayınladı. 100 maddelik ilkelere uyan şirketler, halkın, yabancıların ve hissedarların gözünde itibar kazancı sağlayabiliyor.

Bir bakıma itibar yönetimi denen çağdaş kavramı, giderek daha fazla hayatın içine sokuyoruz.

‘İtibar Yönetimi’ deyince Türkiye’de akla gelen isim, Salim Kadıbeşegil. Yıllardan beri bıkmadan usanmadan diline pelesenk ettiği itibar yönetimi için herkese sorduğu soru şu:

İtibarınızdan daha değerli neyiniz olabilir?

Basit bir soru belki. Ama cevap vermeyi kabul ettiğinizde, ortaya inanılmaz çalışma gerektiren ve bu çalışmaları kat be kat geri verecek bir rekabet avantajı imkanı sunan, kritik bir soru.

Pek çok şirket de şimdi, Kadıbeşegil’in sözünü ettiği Kurumsal Yönetim İlkeleri (corporate governance) sayesinde, güven ve şeffaflığın göstergelerini ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Bu, alkışlanacak bir tutum. Neticede kurumsal yönetimin bir ilkeler manzumesi olduğunu, omurgasız firmaların ve yöneticilerin uzun vadede varolamayacağını bir şekilde iş hayatımıza sokmalıydık.

Bu ilkeler, özellikle Enron skandalı sonrasında tüm dünyada, güven ve şefaflığının göstergesi olarak kabul ediliyor.

SPK’nın 100 maddeden oluşan ve taslak halinde yayımlanan Kurumsal Yönetim İlkeleri henüz netleşmiş değil. Ama bir kez yola çıkıldı ve artık sonuçlanacağını da biliyoruz.

Kurumsal Yönetim İlkeleri bir şirketin hissedarları, iş çevreleri, çalışanları ve toplum ile ilişkilerini düzenleyen genel yönetim ilkeleri olarak adlandırılıyor.

1980’lerin ortalarında şirketleri halka açık olmasının yabancı sermaye ve şeffaflık açısından önemli kabul edildiği dönem de artık sona eriyor.

Artık halka açık olmakla birlikte, şirketin kurumsal yönetim ilkelerine ne kadar uyup uymadığı da ön plana çıkıyor.

Sistem bundan sonraki adımda, şirketin kurumsal yönetim ilkelerine ne kadar uyduğunu ortaya koyacak ‘reyting’ sistemini devreye alıyor.

Halen bazı aracı kuruluşlar Türkiye’de halka açık şirketler için Kurumsal Yönetim İlkeleri’ne göre reyting uygulaması yapıyor. Bu raporlar yabancı yatırımcılara gidiyor.

Özellikle yabancı portföy yatırımlarında bir şirketin kurumsal yönetim ilkelerine uyup uymadığı önem taşıyor. Ancak söz konusu ilkeler sadece hisseleri borsada işlem gören halka açık şirketlere uygulanmıyor.

Anonim şirketlerin bu ilkeleri uygulaması doğrudan yabancı yatırım konusunda şansı artırıyor.

Sonuçta, omurgalı yöneticilerin omurgalı hale getirdiği kurumlar ile ilk krizde yok olup gidecek amip firmalar, ayrışmaya başlayacak.

Özellikle KOBİ’lerimizin kalıcı, sürdürülebilir üretkenlikte ve krizlerle başedecek yapıya ulaşabilmeleri için kurumlaşmaları gerekiyor.

Ve bu ilkeler onlara, ihtiyaç duyacakları yol haritasını sağlayacak.

Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin sadece firmalar için değil, aynı zamanda tüm siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri için de geçerli olduğunu da bir yere yazalım. İleride gerekeceğini hep birlikte göreceğiz.

Şeref OĞUZ
 
Geri
Üst