Manuel terapi kimlere uygulanır?

Uzman SühaN

Administrator
Manuel terapi kimlere uygulanır?
Tüm vücut sistemlerinin özellikle omurga ve hareket sisteminin düzenlenmesi amacı ile uygulanan ve vücuda birçok parçanın toplamı olarak değil, bir bütün olarak yaklaşan bir manuel terapi yöntemidir.

Sağlığın devamı için bütün bu sistemlerin uyum içinde çalışması gerekir. Bu nedenle, osteopat vücuttaki problemi sadece ağrı olan bölgede aramaz, “Uzun zamandır farklı tedaviler denediniz ve ağrınıza tam çözüm bulamadınız mı? Belki de ağrınızın farklı bir sebebi vardır”… felsefesinden yola çıkarak ağrının kaynağını tespit eder ve sorunu çözmeye çalışır. Böylelikle daha kalıcı bir iyileşme sağlanmış olur.

Bir osteopat’ın elleri, ayrıntılı anatomik bilgisi ve farklılaşmış özel pratik eğitimi sayesinde vücutta en ufak hareketleri hissedebilme, yorumlama ve tedavi edebilme yeteneğine sahiptir. Osteopat, ağrısız bir şekilde vücuda yardım ederek, eklemlerdeki hareket kısıtlılıkları ve kaslardaki gerginlikleri mobilize ederek vücuda daha geniş hareket kabiliyeti sağlar. Vücuttaki hareketliliğin ve kan akımının düzenlenmesi, vücudun kendini iyileştirme yeteneğini ortaya çıkararak ağrının giderilmesini sağlar.

Osteopati’nin bel ve boyun fıtıkları, baş ve sırt ağrıları, migren, fibromiyalji başta olmak üzere birçok ağrılı durumda etkili bir tedavi yöntemi olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Manuel terapi yöntemi özel teknikler içeren ve tamamen elle uygulanan bir tedavi yöntemi.Kemiksel deformiteleri düzeltmeyi amaçlayan ve egzersizle birleştirildiğinde etkisi yüksek bir tedavi konseptidir.




7.jpg





MANUEL TEDAVİ:
TERAPİST VE HASTA İÇİN ÖNEMİ:
DAHA GUVENLİ TEDAVİ
DAHA ETKİLİ TEDAVİ
TEDAVİNİN SÜRESİNİ AZALTMA

MANUEL TEDAVİ

A:Hem teshis hemde tedavi tekniklerini içerir.
B:Özellikle kas iskelet sistemine ait yaralanmaların ve fonksiyonel bozuklukların tedavisinde kullanılır.
C:Refleks tedavi olarakta tanımlanır.
D:Eklem yapılarının mobilizasyonu ile oluşturulan refleks reaksiyonlar eklemdeki agrılı durumlar ve fonksiyon bozukluklarında etkili olur.


UYGULAMA ALANLARI
BEL RAHATSIZLIKLARI: Bel fıtıgı-bel fıtıgı-kas agrıları-kanal daralması
OMUZ RAHATSIZLIKLARI donuk omuz-omuz kısıtlıkları-brakial plexus yaralanması-impingement sendromu


DİZ PROBLEMLERİNDE diz agrılarında-menuskus yaralanmalarında –bag yaralanmalarında-diz limitasyonlarında-diz kireçlenmelerinde
AYAK- AYAK BİLEĞİ PROBLEMLERİNDE
BOYUN RAHATSIZLIKLARINDA:Boyun agrılarında-boyun fıtıklarında-boyun düzleşmelerinde


DİRSEK PROBLEMLERİNDE drsek limitasyonları-lateral epikondilit (Tenisci dirseği)-medial epikondilit-dirsek agrılarında
FİBROMYALJİ –MYOFACİAL AGRI SENDROMUNDA
EL- EL BİLEĞİ PROBLEMLERİNDE :

Tendon yaralanmalarında-sinir yaralanmalarında-dupuytren kontrakturu-
deqvervain tenosinoviti-karpal tunel sendromu

BULGİNG (Anulusta bombeleşme ): Normalde anulus fibrosusun(DİSK YAPISI) arka düzlemi konkavdır. Disk dejenerasyon anulusta bombeleşmeye neden olur. Nücleuspulposus(DİS YAPININ İÇİNDEKİ SIVI),anulus fibrosus lamelleri arasından hafif geriye doğru ilerlediğinde arka düzlem konveks bir görünüm kazanır. Bu herniasyonun başlangıç aşaması olarak düşünülebilir.


DİSK PROTRÜZYONU : posterior da az sayıda lamel kalırsa disk protruzyonu oluşur. Nücleus pulposus tüm lamelleri yırtıp PLL altına yerleşmişse ekstrüde fragman,kanal içine yerleşirse sekestre(İLERİ DÖNEM)fragman denir.


Herniasyonlar(FITIK) her yöne doğru olabilir. Ancak anatomik olarak diskin anteriorunun(ÖN) daha kuvvetli olması nedeniyle herniasyonlar daha çok lateral,posterolateral ve posterior yönlerde oluşur ayrıca aksilar herniasyonlar da vardır. Burada disk materyali sinir kökü ve dura arasındaki kısımdan protrüze olmuştur.



SEMPTOM VE BULGULAR
Lumbal disk hernilerinde semptom ve bulgular herniasyon çeşidine göre ve özellikle yönüne göre değişmektedir.

AĞRI :

hastalar genellikle beldeki künt bir ağrıdan yakınırlar. Ağrı bazen hareketi kısıtlayacak kadar şiddetlidir. Bel ağrısı alt ekstremiteye(Bacaklara) yayılabilir.
DUYU KAYBI :

Sinir kökü basısına bağlı olarak yüzeyel duyu kaybı görülür. Duyu kaybı cerrahi tedaviyi takiben en geç düzelen belirtidir.
KUVVET KAYBI :

Sinir kökünün uzun süreli ve etkili bir basıya maruz kaldığını belirler. Alt ekstremite(Bacak) kaslarında görülür.
Ağrıya bağlı olarak gövde hareketlerinde kısıtlılık

SKOLYOZ (OMURGADA EĞRİLİK) :

Ağrıya bağlı olarak gelişir. Eğer herni köke lateralden basıyorsa açıklığı lezyon tarafına bakan skolyoz görülebilir.
LUMBAL BÖLGE DİSK HERNİLERİNDE İNSİDANS VE LOKALİZASYON

Tüm disk hernilerinin %90’ını oluşturduğu belirtilmektedir. Bunun ise %80-90 L4-L5 ve L5-S1seviyelerinde görülmektedir. Genellikle erkeklerde daha sık ortaya çıkmakta ve bu sıklıkla %80-65 arasında değişmektedir. Hastalığın en sık görüldüğü yaşlar 30-50 yaşlarıdır. 60 yaştan sonra görülmesi enderdir


LUMBAL DİSK HERNİLERİNİN ETYOLOJİSİNDE ROL OYNAYAN RİSK FAKTÖRLERİ

20 yaş üstü risk grubudur. Oluşumunda en önemli rolü mekanik güçler oynar. Obesite, ağır yük kaldırma, ağır fiziksel işlerde çalışma, interdiskal basınç değişimi, vibrasyon, tekrarlayan mikro travmalar, eğilme, bükülme, dönme gibi aktivitelere maruz kalma, erkek olmak, uzun boylu olmak ve bacak eşitsizlikleri gibi antropometrik faktörler, skolyoz, aşırı jimnastik aktivitesi yapmak, genetik yatkınlık, depresyon risk faktörleri arasındadır.


TEDAVİ

Lumbal bölge patolojilerinde hastanın durumuna göre uygulanabilecek tedavi yöntemleri 4 grup altında toplanabilir;
Medikal tedavi
Cerrahi tedavi
Konservatif tedavi
Rehabilitasyon



lumbal disk herniasyonu cerrahi dönemde olmayan durumlarda CYRİAX (sayfamızda bahsedilen yöntem) tedavi yöntemi ile basarılı bir şekilde tedavi edilmektedir.

KIRIK

Kemik yapı %34 organik, %66 inorganik maddelerden oluşur. Dişlerden sonra vücudun en sert dokusudur. Ekleme katılan yapıları hariç diğer bölümleri periostenum ile örtülüdür. Periost kemiğin beslenmesini ve gereğinde yeniden oluşumu sağlar. Periostun bozulması kemik dokunun ölümüne neden olur. Kemikler doku, eklem yüzlerinde kıkırdak doku ile devam eder.
Spongioz Kemik: Kemik iliği ile dolu olan birbiri ile birleşip çaprazlaşan yapıları içerir. Porozitesi yüksektir ve enerjiyi çok iyi emer.
Kompakt Kemik: Devamlı bir kemik kitlesi olup birbiri ile ilişkili dolaşım kanalları içerir. İskelete kuvvet ve sertlik kazandırır. Kemikler sürekli olarak 2 önemli faktörün etkisi altında kalırlar. Bunlardan biri dış kuvvet, diğeri kasların çekme kuvvetidir. Bu kuvvetlerin etkisi belirli yönleri izleyerek kemikte dağılırlar.

TANIMI


Çeşitli nedenlerle kemiğin devamlılığının ve anatomik bütünlüğünün bozulmasına kırık denir. Kırık yalnızca, kemikle birlikte çevre yumuşak dokuları ve organları değil travmaya karşı verilen sistemik cevapla tüm vücudu etkileyen patolojik tablodur. Bu yüzden kırık tedavi edilirken kırık ile beraber oluşabilecek lezyon ve komplikasyonlar da düşünülmelidir.
KIRIĞIN SINIFLANDIRILMASI

1. Direct zorlama : Kemik üzerine doğrudan gelen kuvvetle oluşur, (trafik kazası, vurma , ateşli silah yaralanması) Kırıkla birlikte büyük ölçüde yumuşak doku yaralanması vardır. Büyük oranda açık kırık halinde görülür.
2. İndirect zorlama : Kırık yerinden uzak bir bölgede bir zorlama sonucunda ( makaslama, çekme veya sıkıştırma) oluşan kırıktır. Örnek : Yüksekten düşme sonucu oluşan omurga kırığı.
3. Patolojik kırık: Değişik hastalıklara bağlı olarak, sağlamlığı ve direnci azalan kemiğin basit bir zorlama ile veya spontan olarak kırılmasıÖrnek : Osteoporoz, Ostegenezis İmperfekta, osteomyelit, Kemik tümörleri, Raşitizm-Osteomalazi vb.
4. Stres ve yorgunluk: Tekrarlayan travmalar sonucunda oluşan kırıktır.


DERECELENDIRME


1.Derece : Önemli doku hasarı yoktur. Cilt içeride hafifçe delinmiştir. Tedavisi kapalı kırık gibidir.
2.Derece : Dışarıdan yaygın cilt yaralanması ile birlikte yapılarda hafif hasar vardır.
3.Derece : Kırığın ileri derecede ayrışması ile birlikte büyük cilt ve yumuşak doku defekti, derin damar ve sinirlerde hasar mevcuttur. Enfeksiyon riski % 10 -25 dir.
4.Derece : Total veya kısmı amputasyon durumu vardır.
KIRIK BELİRTİLER
1. Şok 5. Lokal Hassasiyeti
2. Ağrı 6. Kas Spazmı
3. Deformite(BOZULMA) 7. Anormal Hareket ve Krepitus(SES)
4. Ödem 8. Fonksiyon Kaybı


KIRIK TEDAVİSİ


A. İlk Yardım: Akut kırık oluştuğu anda, kırık bölgesinde bazı bulgular meydana gelir. Hastada şiddetli ağrıya bağlı şok tablosu na girer. Kırıktan şüphe edilen ağrıya bağlı olguda yapılacak ilk iş, kırılan bölgeyi stabil hale getirdikten sonra hastayı radyolojik tetkik yapılabilecek en yakın sağlık birimine ulaştırmak. Buradaki en önemli amaç, daha ileri yaralanmayı önlemektir. Travma sonrası olgularda ilk yardım tedbirlerine ihtiyaç vardır. Solunum yolunun açık olmasına dikkat edilmelidir. Omurga kırığından şüphe edilen olgular herhangi bir medulla spinalis yaralanması ihtimaline karşı hiç kımıldatılmadan bekletilmelidir.
B. Redüksiyon: Kırık uçlarının eski yapısına getirilmesine redüksiyon denir. İki şekilde olur.
(1) Kapalı redüksiyon : -Elle çekerek redüksiyon
-Elle çekerek ve kırık uçlarını sağa, sola oynatılarak (manipülasyon )
-sürekli traksiyon ile kapalı redüksiyon yapılır.
(2) Açık redüksiyon : kapalı redüksiyon yolu ile redükte edilemeyen , damar-sinir yaralanmaları ile birlikte bulunan ve cerrahi yöntemlerle daha iyi sonuç alınan kırıklar ameliyatla redükte edilir. Her kemiğin açık redüksiyon ve internal tesbitinde uyulması gereken prensipler farklıdır. Her kemiğin internal tespit araçları değişiktir.



C. İmmobilizasyon : Redükte edilen kırık uçlarının kaynaması için yapılması gereken durum. Kırığın fiksasyonu için birçok araç kullanılır.




Stress-sharing : Bu araçlar kırık bölgesinde parsiyel yüklenmeye izin verir. Kırık bölgesinde mikro hareketlilik ile kallus formasyonuna veikincil kemik iyileşmesineneden olur.



Stress-shielding : Bu araçlar stresleri araç üzerine çekerek kırık bölgesini stresten korur. Kırık uçlarında kompresyon oluşturarak kırık alanında harekete izin vermez. Stres koruyucu araçlar kallus formasyonu oluşturmadan birincil kemik iyileşmesine neden olur.
 
Geri
Üst