Münzevice...

Sen benim için hem bir hiç hem de her şeysin…
Giderken bıraktığın yara sonsuz bir acı bıraktı yüreğimde…
‘’sevseydin gitmezdin…gitseydin sevmezsin..’’
Giderken bıraktığın yarayı ne başkası kapatabilir..nede sen…
Hücrelerim paramparça kimi ölü kimi ölüm savaşında…
Aynı yasamaya çalışmak gibi…
Sensiz hayata alışmak gibi…
Varlığında yokluğunda bir savaş aslında…
Büyük bir savaş…
Hiçbir zaman kazanamayacağım bir savaş…
Vazgeçtim her şeyden..sevdan hariç…
Ne yasamamın bir önemi var su anda nede gıdısının…
Ne gelişini beklerim..nede beni sevmeni…
Biz bizi bir hiçe harcadık…
Geri dönmek kolay mı?bittik derken tekrar aşkım demek kolay mı ?
Her şeyden zor bebe(ğ)im…
Çok zor…
Şimdi arasan son kez sesini duymak için nelerimi vermezdim ki…
Bu can yoluna feda…
araya aylar girse de her seferinde dönmüştük birbirimize…
bu kez çok farklı olacak biliyorum…
geri dönüşümüz olsa silmezdik birbirimizi…
daha doğrusu sen beni…
ben seni silsem zaten uğruna bunca yas dökülmezdi…
bunca acı çekilmezdi …
ne var ki öğreniyorum artık



SİLEMİYORSAN KARALAYACAKSIN…
 
opucuk.jpg
:):):)
 
Sevgili Münzevi köşen hayırlı olsun ama hayırsız bir haber vermek istiyorum. Genelde işleri yapmış olmak yada köşeyi / köşeleri açmış olmak için açmayacağını biliyorum. Buraya kadar tamam. Ama resimleri açmış olmak için açmışsın. Yani şöyle ifade edeyim. Bu resimler bir kaç ay sonra gidecektir yani özelliği bitecek ve resimler silinecektir.

Senden ricam şudur, seni paylaşımcı melek yaparak sistemimize resim yüklemeni sağlayalım. Böylece site açık kaldığı sürece misal 2 sene sonra bile konuna girsen resimlerinin gitmediğini göreceksin. Bu itibarla; Paylaşımcı Melek Yapıyorum seni.

Resim yüklemek için mod arkadaşlardan yardım alabilirsin.
 
Kendimi şovalye ilan edilmiş gibi hissettim Sadminim: )) Adımı da sen koy . : ) LAncelot olabilir. : )Ben bilemedim fotoğrafların silineceğini. Aslında bu fotoğrafları özenle seçtim, ben özensiz iş yapar mıyım Sadminim. :) Benim acizane fotoğraflarım silinse bile değerli arkadaşlarım beni yalnız bırakmayıp özenle köşemi şenlendirmeye devam ediyorlar. Mahçup ediyorlar. :) Hepinizi öpmek istiyorum.: )
Aslında köşe açmayacaktım da fotoğrafları eklemeyi çok istemiştim. Öyle birden geliverdiydi... Ben canom arızamdan öğrenirim işin inceliklerini Sadminim tekrar teşekkür ederim...
 
BEŞİNCİ MEKTUP

Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten.
Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
Kanunlara saygı göstermesini,
İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını
bekliyorlar.

Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
Ya o? Ya o?
İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
Saadet bekliyor yaşamaktan.

Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,
Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
Göçüp gidiyor bu dünyadan.

İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!

Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.

Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 
Değerli Sadminim, kıymetli adminlerim, beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım ve sevgili misafirler. : ) Sizlerle özgürlükle ilgili bir kaç düşüncemi paylaşmak istiyorum:

Özgürlüğün çizgisi...

Özgürlük kavramı çoğu zaman "sınırsızlık" kavramıyla karıştırılmakta. Öyle ki bazen bu durum başkalarının hakkına tecavüz etmeye gidecek kadar çarpıtılabiliyor. Bencillik, kişileri özgürlüğün arkasına sığındırıyor. Dilediğimiz zaman dilediğimizi yapmak değildir ki ama bu! Toplum içinde yaşamak için başkaların haklarına da saygılı olmamız ve kendi isteklerimiz için onları çiğnemememiz gerekiyor.
Bir dönem, henüz kapalı yerlerde sigara içme yasağı yokken, sigara kullanmayan öğretmenlerin rahatsızlık duyması üzerine bazıları "bizim de sigara içme özgürlüğümüz var biz nerede içeceğiz" demişlerdi. Kendi özgürlüğü için başkalarının hakkına girmeyi hak olarak nitelendiren eğitimli insanlar...
Özgürlük, ezici bir güç haline gelmemeli asla. Çirkinleşmemeli...
Şunu da unutmamalı, sınırsız özgürlük başka şeylerin esiri olmaktır. Esaretin de neresi özgürlüktür ki! Zaaflarımızın esiri olduğumuzun farkında mıyız?
 
Biliyorum Sen Yine Parmak Uçlarında Üşüyorsun.
Aramızda Kıvrılıp Yatan Uzaklığa İnat, Ayaklarınla Kasıklarımın Kasırgasını,
Ellerinle Yüreğimde Yaktığın Ateşi Düşlüyorsun.

Sularımız Sızıp Karışıyor Ay Karanlıkta
Ve Çırılçıplak Bir Irmağa Dönüşüyoruz Yatağımızda.

Apansız Pencerende Gülümsüyor Güneş, Ne Güzel!
Bütün Parmakların Tıkır Tıkır İşliyor.
İştahla Biliyorsun, Yaşamaktır Aşk...
Geceyle Gündüzün Sessiz Geçişimidir Bir Uyku Boyunda
Delice Bir Yangın Parmaklarının Buzulunda,

Her Yerimiz Nasıl Da Şaşırıp Kalmaya İstekli!
 
Son düzenleme:
Geri
Üst