namaz kılarken akla gelen düşünceler

pdrcikız

Yeni Üye
Üye
namaz kılarken akla gelen düşünceler
Herkese hayırlı akşamlar
Ablalarım lütfen bana yardımcı olun namaz kılarken falan aklıma çok kötü düşünceler geliyor ben bu düşüncelerden dolayı çok pişmanım ağlıyorum hep ben bu düşüncelerden sorumlu muyum yoksa sadece vesvese midir
Vesvese dille söylenmezse bir şey olmaz diye okuyorum fakat dille söylemekten kasıt dışından söylemek midir yoksa dilin ağızda hareket etmesi bile dil ile söylemek mi olur
Lütfen kırıcı olmadan bana bir akıl verin
Şimdiden teşekkür ederim Allah hepinizden razı olsun
 
Merhaba, Öncelikle bu durumun inanan herkeste olduğunu belirtelim. Şeytan dolu insanla uğraşır. Namazda aklınıza gelen düşünceler namazınızı bozmaz. Ve unutmayın ki niyet önemlidir. Bakın bu durum sizi öyle üzmüş ki buraya üye olup üzüntünüzü merakınızı paylaşmışsınız. Size tavsiyem namaza durmadan şeytanın şerrinden, vesvesesinden Rabbim sana sığınırım deyin. Daha sonra namaza durun. Namaza durduğunuz zaman da okuduğunuz dualara odaklanın. Şöyle bir öneride bulunacağım. Okuduğunuz duaların anlamını ezberleyin. Her dua okuyuşunuzda bu duaların manasına odaklanın. Böylece dünyevi meselelere odaklanmaktan kurtulacaksınız.Ayrıca vesvese den arınmak ve korunmak için Her gün felak,nas, ihlas okuyunuz.
 
Cevabınız için Allah razı olsun
Beni hemde ne kadar çok üzüyor ne yapacağımı şaşırdım en son aklıma burası geldi belki bir kaç cevap alırım da kendimi sakinleştiririm diye namazda olsun namaz dışında olsun Rabbimize karşı içimden o kadar kötü düşünceler geçiyor ki ben bunların bana ait olmadığını düşünüyorum anneme soruyorum anne o düşünceler bana ait olamaz değil mi diye ama rahat da olamıyorum her yerde okudum önem vermeyince geçer diye ama önem vermediğimde de sanki isteyerek düşünmüşüm gibi geliyor vesveseyi ayırt edemiyorum bir türlü bana bu konuda da bir öneriniz var mı
Allah'a emanet olun..
 
Nasıl vesveseyi ayırd edemiyorsunuz ? Siz Allahla ilgili istemeyerek kötü düşüncelere daldığınızı söylüyorsunuz .İstemeyerek olması vesvese değilmi ? Birde gerçekten merak ettim. Hadi dünyevi şeyler kafayı megul ederde Allahla ilgili kötü düşünce nedir onu anlamadım. Siz Allahla ilgili ne gibi şeyler düşünüyorsunuz ?
 
Vesvese değilse diye çok korkuyorum onun için ayırt edemediğimi söylüyorum yoksa ben o aklımdan geçenleri kesinlikle düşünmek istemem ama ben ne kadar düşünmemek için çabalarsam o kadar kötü şeyler geliyor aklıma dünyevi şeyler olsa bu kadar kafama takmazdım belki ama ben kesinlikle Allah'a karşı dinime karşı saygısızlık etmek istemem
 
Vesvese, lügat olarak gizli sese denir. Bir mastar olan vesvâs kelimesinin şeytana isim olması da aynı mana ile alakalıdır ki, şeytan bir bakıma vesvesenin kaynağı demektir. Ancak örfen meşhur olan manasıyla vesvese, nefsin veya şeytanın kalbe attığı hayırsız, faydasız, alçak hatıra ve mülahazalara - düşüncelere verilen bir isimdir.
Hem nefsin hem de şeytanın vesvesesi, Kur'an-ı Kerim'de ayrı-ayrı zikredilir. Şöyle ki:
Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliyoruz ve biz ona şah damarından daha yakınız.( Kaf suresi, 16) ayet-i celilesi, nefsin vesvesesine işaret ederken; Şeytan Adem’e vesvese verdi. (A'raf suresi, 20; Taha suresi, 120) mealindeki birçok ayet-i kerime de şeytanın vesvesesine delalet etmektedir.
Nefsin vesvesesi tabiri, bir insanın, kendi kendine söylediği ya da gönlünden geçirdiği gizli duygular, kararlar, vehimler, hatıralar ve bunlar gibi bütün batıni şuur durumlarını da içine alır. Bunlar o kadar gizli ve sessizdir ki, bazılarını melekler dahi bilmekten acizdirler. Onları sadece Cenab-ı Hak bilir. Nefisten gelen vesvese, şeytanın vesvesesine kıyasla daha gizlidir. Bu gizlilik, bir cihetten onu kuvvetlendirir. Dolayısıyla nefis, şeytandan daha müthiş ve daha kuvvetli bir düşmandır. Hatta 72 şeytan gücündedir.
En büyük düşman Senin en büyük düşmanın (merkezi iki kaşının arası / ortası olan) nefsindir. buyuran Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), işte bu hususa işaret etmişlerdir.
Nefis ve şeytan, verdikleri vesveseler ile insan ruhunu, Hakk’a imandan, hak yolundaki terakkisinden alıkoymak isterler. İnsanın akıl ve fikrini çelip, azim ve iradesini kırarak onu sâlih amellerden, ibadet-tâat, hayır-hasenat, nûr-i İlahi-feyz-i Muhammedî ile meşguliyetinden ve Allah yolundaki hizmetlerden vazgeçirmek, alıkoymak, fani zevk ve kaprislere düşürerek sefilleştirmek isterler.
Vesvesenin ilk mâkes bulduğu (aksedip yansıdığı) yer kalbtir. O, burada diğer azalara kalb vasıtasıyla yayılır. Onun içindir ki, vesvesenin ilk tesiri kalbde hissedilir. Tabii ki bu tesir, kabul veya red hallerinden biri halinde tecellî eder. Eğer gelen vesveseler kalbte kabul görmezse, hayâade edep dışı tasvirler-tasavvurlar mahiyetine bürünürler (canlanırlar). Muhayyilesi bu tasvirlerle meşgul olan insan, bir müddet sonra hiç farkında olmadan kalbini de onlarla meşgul etmeye başlar. Zaten şeytanın istediği de budur. Zira o, varmak istediği hedefe bu yolla bir kaç adım daha yaklaşmış olur.
Halbuki kalbte kabul görmeyen vesvesenin hiçbir zararı olmaz. Ne imana, ne amele, ne de ahlâka… Zira vesvese, hayalden öte geçememiştir ve mantıkça da hayal bir hüküm değildir.
 
Vesvesenin kalbte kabul görüp görmediği nasıl anlaşılır?
Vesvesenin kalbte kabul görmediğini anlamak gayet basittir.
Şayet kalb, gelen vesveseden dolayı üzülüyor ve ürperiyorsa, bu durum vesvesenin kalbte kabul görmediğine; aksi durum ise, neticenin de aksine bir delil ve bir işarettir.
Eğer vesvese kalbte kabul görmüyorsa, bu durumda vesvesenin zararı, zararlı olduğunu düşünmeye münhasır kalır; başkaca da bir zararı yoktur. Hatta kalbin reaksiyonunun şiddeti, kişinin imanındaki kuvvetle mütenasiptir doğru orantılıdır.
Evet, imanın kuvveti nisbetinde kalb vesveseye karşı reaksiyon gösterir. Bazen gafletle kalbin gösterdiği bu reaksiyon tasdik zannedilebilir... Bu zanna düşen bazı kimseler, kalblerinde müthiş bir heyecan ve helecan hissederler. Bazen de bu durumdan kurtulmak için huzurdan kaçıp gaflete dalmak arzu ederler. Halbuki ortada vesveseyi tasdik diye bir husus söz konusu değildir. Sadece bir aksülamel yani reaksiyon vardır. Ve esasen bu reaksiyon da onun imanının salabet sağlamlık ve kuvvetini göstermektedir.
Her şeyden önce şunu bilmeliyiz ki; vesvese, asla üstesinden gelinemeyecek bir illet bir hastalık değildir. Çünkü herhangi bir şahsa vesvesenin gelmesi, onda imanın bulunduğuna alamettir. Sahabe-i kiram'dan Rasûlullah Efendimiz'e (s.a.v.) gelip,
Yâ Rasülallah, vesveseye müptelayım. diyen birine, Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v.) cevabı:
Endişe edilecek bir şey yok; o mahz-ı imandır, imanın ta kendisidir.mealinde olmuştur.
Şeytan ve nefis, sizde de iman sermayesi, ibadet hazinesi, ahlâk-ı hamîde zîneti, namaz-niyaz ve dine hizmet cevheri ile İlahi nûr-Muhammedî feyz parıltıları olduğunu bildiği içindir ki, korsanlık yapmakta ve size karşı sürekli taarruzda bulunmaktadır. Korsanlık, belki denizlerde yapılan şekliyle tarihe gömülmüştür ama, şeytana bakan yönüyle, atamız Adem (a.s.) ile başlamış ve kıyamete kadar da devam edecektir.
Unutmayalım ki; şeytan ve nefs-i emmâre, manevi bakımdan kupkuru ve bomboş kalblerle uğraşmaz ve böyle sermayesiz kimselere vesvese okları göndermez. Deniz korsanlarının, her zaman hazine bulunan, yüklü gemilere taarruz etmeleri ve define bulunan adalara saldırmaları gibi şeytan da, her zaman iman cevheri taşıyan kalblere hücum eder.
 
Tövbestağfirullah .Namaz da insanın aklına nasıl kötü şeyler geliyor anlamış değilim. Sanırım yaptığınız ibadetin ya farkındea değilsiniz yada odaklanamıyorsunuz. Namaz kılarken genelde akla ocaktaki yemek vs gelirde kötü şeylerin gelmesi tuhafıma gitti. Allahın karşısında olup onun hakkın da kötü düşünmek.. Sizin şeytanınız baya kuvvetli. Bol istiğfar edin ve şeytanın şerrinden vesvesesinden korunmak için felak , nas , ihlas okuyun ayrıca şu duayı her gün okuyun.
Euzü billahi mineş-şeytanir-racim
Rabbi euzü bike min hemezetiş-Şeyatin ve euzü bike Rabbi en yahdurun (Rabbim, şeytanın kışkırtmasından sana sığınırım ve onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım)
 
Geri
Üst