Netlik Onemlidir

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Netlik Onemlidir
mumsema.gif

Açık ve net konuşan, tavır ve davranışlarının adresini net biçimde gösteren bir kişi, muhalifi bile olsa, insana korku vermez. Çünkü, kim olduğunu, ne olduğunu, niye öyle yaptığını bilirsiniz.
Ve, Mekke dönemi, bu netliğin olanca açıklığıyla gözler önüne serildiği bir dönemdir. İnanan inancını ifade ederken, inanmayan küfrünü açıkça söylemiştir. Dolayısıyla, mü’minler her ne kadar maddî taciz ve işkenceler görmüş olsalar da; Medine’de münafıkların tezgâhladığı ciğersûz ‘İfk’ hadisesi de, Mescid-i Dırâr olayı ve benzerleri de orada yaşanmamıştır.

Doğrusu, günümüzde, ikide bir kendisinin ‘biz’den olduğunu söyleyen, ne ki hemen ardından ‘ama’lar iliştiren o kadar insan var ki...
Birileri Müslüman, ama şeriata karşı. Birileri Kur’ân’a gönülden inanıyor, ama tesettürün farz olduğunu reddediyor. Birileri Allah’ı çok seviyor, ama O’na ibadet etmenin gereğine inanmıyor. Birileri Hz. Peygamberi çok seviyor, ama onun sünnetini ‘çağın gerekleri’ne uygun bulmuyor. Birileri isteyen başörtüsü taksın istiyor, ama devlet dairesinde ‘örtülü hademe’ye evet, örtülü memure veya öğretmene hayır diyor.
Dillerde dolaşan ‘ama’lar toplanacak olsa, toplanacak bu ‘ama’ların ‘ilâ cehenneme zümerâ’ uzayıp gideceğini sanıyorum.
Hani, birileri “Ama’sı yok. Bana göre böyle” dese, o kadar mesele olmayacak. Ne var ki, ‘ama’lar işi bulandırıyor. İmanın ve sıdkın bütün güzelliğiyle, inkârın ve yalanın bütün çirkinliğiyle ortaya çıkmasını engelliyor. Yalanla doğrunun bir kalbde beraber barınıp bir ağızda beraber dolaşmasını sağlıyor.
‘Ama’ların bakış açılarını daralttığı, kalbleri körelttiği bir ortamda, sûret-i haktan görünüp üçüncü kelimesi ‘ama’ olan hiçbir insana güvenmiyor ve ‘ama’larla gelen fitne ve nifak desiselerine karşı hepimizin dikkatli olması gerektiğine inanıyorum.
Keşke, bir insan, düşmanım bile olsa, hatta inancıma bile düşman olsa; Mekke müşrikleri kadar mert olabilse. Hiç olmazsa mertliğinden dolayı saygıya hak kazanabilse. Ve yine mertliğinden dolayı, bir gün ‘bükemediği’ hakikatın kendi kalbini fethetmesine imkân tanıyabilse.
Bu dine en büyük zararın inkârcılardan, müşriklerden, putperestlerden geldiğini sanmıyorum. Onlar bu dinin apaçık düşmanlarıydılar. Bu din, en büyük zararı, hep ‘ama’lardan ve ‘ama’cılardan gördü.
Çağlar boyu yaşanan bu vâkıa, bugün de devam ediyor.
 
Geri
Üst