özürlülüğün neden ve sonuçları

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
özürlülüğün neden ve sonuçları
Özürlülerin fiziksel ve psiko-sosyal yapilarinin toplumda serbestçe gelismesine uygun ortam yaratmak, çesitli desteklerle onlarin yarinlarini güvence altina almak, toplumun üzerinde durmasi gereken en önemli konulardan birisidir.
Onlari sevmeliyiz. Ancak sevmekle yetinmemeliyiz. Onlarin sakli güçlerini ortaya çikarmali ve gelistirmeliyiz. Bu özürlülerin toplumsal yasama tam katilim kosullarinin yaratilmasiyla mümkündür.
Dünya nüfusunun önemli bir oranini olusturan özürlülerin sorunlarinin çok yönlü, kapsamli ve çagdas bir yaklasimla ele alinip çözümlenmesi gerekir. Konuya özürlünün tanimini yaparak girmek yararli olacaktir.

ÖZÜRLÜ : Bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli oranda fonksiyon kaybina neden olan organ yoklugu ve bozuklugu sonucu toplumsal rolünü gerçeklestirebilmesi için bakim, rehabilitasyon, danismanlik ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kisidir.



Tarihsel süreç içinde Ülkemizde özürlülerle ilgili ilk örgütlü çalismalara 1889 yilinda baslanmistir. 1889 yilinda Istanbul’da Sagirlik Okulu, 1921 yilinda Izmir’de Özel Sagirlar ve Körler Okulu, 1944 yilinda Istanbul’da bir dernek tarafindan Sagirlar Okulu, 1951 yilinda Ankara’da Körler Okulu, 1954 yilinda Gaziantep’te Körler Okulu açilmistir. Egitilebilir zihinsel özürlüler için ilk özel siniflar ve bu siniflarda yetistirilecek çocuklari seçmek, incelemek ve rehberlikte bulunmak üzere ilk psikoloji klinigi (simdiki rehberlik ve arastirma merkezi) 1955 yilinda Ankara’da faaliyete geçmistir. 1963 yilinda Ankara’da ve Istanbul’da üstün zekalilar için üst özel siniflar açilmistir. 1969 yilinda Istanbul’da Egitimi Güç Çocuklar Ilkokulu, 1974 yilinda Ankara’da Ortopedik Özürlüler Okulu faaliyete geçmistir. 1982 yilinda alt özel siniflari bitiren çocuklara is ögretmek üzere ilk is okulu Bursa’da açilmistir. 1983 yilinda “Özel Egitime Muhtaç Çocuklar kanunu” çikmis ve yürürlüge girmistir. Ayrica Milli Egitim Bakanliginda rehberlik hizmetlerinin de dahil edildigi “Özel Egitim ve rehberlik Dairesi” olusturulmustur. 1983 yilinda yürürlüge giren Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile “Bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinde belli oranda fonksiyon kaybina neden olan organ yoklugu veya bozuklugu sonucu normal yasamin gereklerine uyamama durumunda olup, korunmaya, bakima, yardima ve yetistirilmeye muhtaç kisi özürlü olarak tanimlanmis ve bu kisilere beceri kazandirilmasi yada devamli bakimiyla ilgili “Bakim ve Rehabilitasyon Merkezleri” kurulmasi görev olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmistir. Ancak bugün gelinen nokta iç açici degildir. Tüm bu gayretler özürlülerin sorununu çözmeye yetmemistir.

Özürlünün her alanda saglikli insanlarla esit kosullarda yasamasi için özel düzenlemelere ihtiyaç vardir. Bu olgu Uluslar arasi ve Ulusal düzeyde düzenlemelere gidilmesini zorunlu kilmistir. Uluslar arasi düzeyde; Birlesmis Milletler Karari, Insan Haklari Beyannamesi, Çocuk Haklarina dair sözlesme, sakat kisilerin haklari bildirisi, Avrupa Sosyal sarti, Avrupa Konseyi karari, ILO 159 nolu sözlesmesi ve Milletlerarasi antlasmalar özürlülere iliskin evrensel düzenlemelerdir. Bu evrensel kararlar Ulusal düzeyde öncelikle Anayasamiza yansimistir. Anayasamizin 40 maddesinde “Devlet durumlari nedeniyle özel egitime ihtiyaci olanlari topluma yararli kilacak tedbirleri alir” denilmektedir. 50. Madde de ise “Bedeni ve Ruhi yetersizligi olanlarin çalisma hayatinda özel olarak korunmasi” da Devlet görevi olarak belirlenmistir. Yine Anayasamizin 61. Maddesinde “Devlet özürlülerin korunmasi ve toplum hayatina intibaklarini saglayici tedbirleri alir” denilmistir.

Özürlülerin egitim, çalisma, topluma uyum ve korunma haklari vardir. Sosyal Güvenlik haklarina iliskin bu alandaki hedefler, kalkinma planlari ve yillik programlarda alinmasi gereken tedbirler ve ilkeler olarak belirlenmistir.
Özürlülerle ilgili egitim, istihdam, sosyal hizmet, sosyal yardim, vergi kanunlari gibi birçok kanunda düzenleme yapilmistir.
Özürlülerle ilgili bir çok yasal düzenlemeler yapildigi halde uygulamada basarili olunamamistir. Tarihsel gelisim incelendiginde özürlülere götürülen hizmetlerin son derece yetersiz oldugu görülmektedir. Ilimizde de özürlülere iliskin köklü hizmetlerin verildigi söylenemez.

Kisaca özürlülük nedenlerine degindikten sonra özürlülük alaninda verilmesi gereken hizmetler konusunda önerilerimizi siralayalim.

Özürlülük Nedenleri :

a) Dogum öncesi nedenler.
b) Dogum sirasindaki nedenler.
c) Dogum sonrasindaki nedenler.
d) Kazalar, mentalgeriligin olusumunda duygusal ve sosyal faktörler, savaslar ve dogal afetler gibi diger nedenleri sayabiliriz.

SONUÇ VE ÖNERILER

Bireyin sosyal statü sahibi olmasi, topluma tam katilimi, tüketici olmaktan çikip üretken olmasina baglidir. Bu üretkenlik ruhsal durumlari nedeniyle özürlü vatandaslarimiz için ayri bir önem tasir.
Çagdas devlet anlayisi ile bu sorunun önemsenip önlemler alinmasi birinci görev olmalidir. 1998 Türkiye’sinde 7 milyonu asan ve dolayli olarak ülke nüfusunun yaridan fazlasini ilgilendiren bu büyük kitlenin daha fazla önemsenmesi tartisilmaz bir gerçektir. Öncelikle mevcut yasalarin iyilestirilmesi yada günün kosullarina uygun yeni yasalar çikarilmasi gerekmektedir.
2000’li yillarin Türkiye’sinde özürlüler için dogru hedef “onlarin toplumsal yasama tam katilimi” ise asagidaki önerilerin öncelikli olarak ele alinmasi sarttir
 
Geri
Üst