Pelinsu'nun köşesi

pelincim pek uğrayamiyorum...yemek bölümüne de yorum yazamadım daha🙁kokoşlar odasına az uğramışsın.beni yalnız bırakma....
 
Sen hep mavi kal

Elimde yalnızlık var. Gecelerin soğukluğu, şarkıların hüznü. Sen yoksun ya artık, beni de yok bilsin dünya. Varlığım sensiz bu kadar anlamsızken, hayata dair en ufak bir katkım olmayacak.

Böylesine severken gitmen akıl alacak şey değil, bu yüzden çalışmıyor beynim. Sorular öylece cevapsız bakıyor bana, oysa tutkundum sana... Gülüşlerimin sebebi, kelebeklerimin kraliçesiydin. Şimdi içimdeki bütün kelebekler sustu, çırpmıyor kanatlarını. Bir anlayabilsem, ah bir anlayabilsem...

Bu kenti seninle tanıdım ben, seninle yaşadım. Şimdi İstanbul'u böyle sessiz görmek, böyle hüzünlü- görmek, böyle bomboş görmek acımı daha da katlıyor. Bilsen, kalbim nasıl da ağrıyor... Boğaz'tn bir yakasından karşıdaki ışıklara bakıyorum, ne ay var ne yıldızlar... Bir tepeden diğerine, gidip geliyor gözlerim, belki de senin ışığını arıyorum.


Boğaz, mutedil dalgalı; ama, yüreğimde kopan fırtına, aşk gemilerini batırıyor. Özlem hiç böylesine acı vermemişti bana. Seni özlemek tüketiyor, yılıyorum. Kaçıp gidesim var İstanbul'dan. Kaçayım da menzilim yok ki... Nereye ereceğini bilmeyen serseri bir kurşun gibi, dönüp dolaşıp kendimi vuracağım sonunda.
Yağmur başlar birazdan, ben İstanbul yağmurunu bir tek seninleyken sevdim. Ama şimdi bir tek damla bile düşse üzerime, gözyaşlarını da akacak yağmurla birlikte, bunu istemiyorum. Sessizlik içimde büyüyor, bir uğultu oluyor, kulaklarımı kapıyorum. Ve ilk kez itiraf ediyorum, ben korkuyorum...
Şimdi sen kim bilir hangi kıyıda, kimin türküsünü söylüyorsun. Kime açıyorsun yüreğinin deriniklerini. Ve kimin için topluyorsun deniz yıldızlarını? Yine de aldırma sen bana. Hayatta öğreneceğim çok şey varmış demek ki, öğreniyorum. Bunlardan biri de sensizliğe dayanmakmış, dayanıyorum. Benim de gemimin yelkenlerini şişirecek bir rüzgâr çıkacak bir gün. Pupa yelken, yol alacağım aşk denizlerinde.


Sevmek böyle bir şey işte, aşk böyle bir şey. Gittiysen gittin, sana kızamıyorum. Benim isyanım kendime. Mutlu ol ay yüzlüm. Ve mutlu et sevdalını. Ben yapamadıysam da aşkını yüzyıllara taşıyacak bir kahraman bulursun elbette. Sana maviyi adamıştım ya... Hep mavi kal sevdiğim... Her zaman mavi..
 
1701d1198938424t-mimarl%C4%B1k-%C3%96%C4%9Frencileri-uia-2005-%C4%B0stanbul-bulu%C5%9Fmas%C4%B1-yeniyil-jpg
 
..Yetişemedim Kaybettiklerime..



Umudun bittiği yerde verirsin son nefesini.

Bitti dediğin yerde umudun aydınlatır tekrar etrafını.

Ama yetmez sen direnmedikçe, düzeltmeye seni.

Aynada yüzüne baktığında değil,

Gözlerinin içine baktığında görürsün içini.

Yazmaya çalışırken ellerin titrediğinde anlarsın tükenmekte olduğunu

Ve gülümsediğinde acıların akar gözbebeklerinden damla damla.



Her yeni başlangıçta biraz daha sona yaklaştığını bilmek

Tatsızlaştırır damağını ve susarsın

Söylemeye vazgeçtiklerini...

Ne son dediğinde son bulur herşey,

Ne de yeni bir başlangıç dilediğinde yeniden başlayabilirsin.

Kendine söylediğin yalanları hissedersin omuzlarında

Ağırlığı senden fazla..

Yüreğin korkudan titrer, sen cesurca kafa tutarken hayata.

Anlatamazsın kör cümlelerini.

Sallanır vücudun karanlığında, boyunda yalanlarınla.

Kapanmaz gözlerin yorgunluğuna.

Seni biraz daha sona yaklaştırdığını bildikçe yakarsın bir sigara daha

Ne kadar yaşamak istesende.



Nefes almak her defasında biraz daha zorlaşır duman dolu ruhunda.

Nefes almadan yaşamaya çalışırsın.

Vücudundan önce beynin yok olmaya başlar ve savrulur ruhun boşluğunda..

Sevdiklerine bakarsın daha önce hiç bakmadığın gibi.

En sevdiklerin sanki seni hiç sevmemiş gibi durur karşında.

Paylaşmak zordur yaralarını ama saklamakta hiçbir zaman kolay



Kızarsın bazen görmedikleri için göstermediklerini ama çaresiz anlarsın.

Keşkelerin gerçek anlamını keşfedersin

Çaresizce ve hiç kurtulamadığın izler

Kazınmıştır her bir yerine.

Artık hiçbir şey olamayacağını gördüğünde

Hatırlarsın aslında ne olmak istediğini.

Bir tek vermediğin güzellikler kalır avuçlarında, daimi atıl.




Verecek gücü de bulamazsın kayıp benliğinde...

Zehir dolaşır damarlarının kalbine uzanan kıvrımlı dar yollarında.

Sallanır durursun ölüm ve yaşam arasında.

Hayatın neresinden düşersin bilinmez.

Ben yetişemedim kaybettiklerime ...

 
pelin kuzum napiyon?kaç zamandır girmiyorum.öğlunun ödevi için yazdıklarını şimdi gördüm.kusura bakma.hiç uğrayamadım..öptüm kuşum
 
Geri
Üst