Rekabet Gücü Için 12 öneri!

M

Misafir

Forum Okuru
Rekabet Gücü Için 12 öneri!
Yalnız işten değil dişten de artırdığınız birikimlerinizi yatırdığınız, gecenizi gündüzünüzü verdiğiniz firmanızı çocuğunuz gibi seviyor, onun üstüne titriyorsunuz. Ama nedense işe aldığınız yöneticilere pek güvenmiyor, onların işleri sizin kadar kavrayamayacağını düşünüyorsunuz. Büyüme döneminde de kriz döneminde de önemli önemsiz tüm kararları siz almak istiyorsunuz. Sizde birazda mülkiyet kıskançlığı var sanki.

Yeni dönemde, bu tutum ve davranışlarınızı ister istemez değiştireceksiniz. Çünkü iç pazar genişlemesini sürdürüyor. Bir bakkal bile artık küreselleşmenin ve dış rekabetin nefesini ve dış rekabetin nefesini ensesinde hissediyor. İçinde yaşadığımız yıllar; yönetim tarzınızı değiştirmenin, gözbebeğiniz KOBİ’nizi yeniden yapılandırmanın tam zamanı…

Yeni dönemde, bir “gizli şampiyon” olup dünya pazarlarına bayrağınızı dikmek istiyorsanız şu öneriler işinize yarayabilir:

Mikro yönetimi bırakın: Rutin işleri bir sisteme bağladıktan sonra ilgi alanınızdan çıkarın. Yarı rutin işleri de vaktinizi en az çalacak şekilde yeniden örgütleyin. Şu fırtınalı ve değişken havalarda sizin yeriniz daha çok kaptan köşkü. Birisinin değişimi izlemesi, rotayı düzeltmesi, yeni ufuklara bakması şart! Bunun için biraz zor da olsa özellikle rutin işlerdeki yetkilerinizi astlarınıza devredin.

Kurumsallaşın: 1.kuşağın dişini tırnağına takarak kurup büyüttüğü firmalar artık oğullarının ve kızların yönetimine geçiyor. Kuşak değişimini bir kurumsal yönetim ve yeniden yapılanma fırsatı olarak kullanın. Ama babanızın birikim ve deneyiminden de son noktasına kadar yararlanmaya bakın. Tutumluluk, dürüstlük ve planlı çalışma gibi her dönemde geçer olan niteliklere siz de önceki kuşak gibi önem verin.

Pazarı okuyun: Arada bir günlük yoğun iş trafiğinin dışına çıkıp, tablonun bütününü görmeye gayret edin. Pazarın yönünü ve trendlerini çözmeye çalışın. Bugünkü istekleri karşılamakla birlikte, gelecekte ortaya çıkacak tabloyu da zihninizde canlandırın. Bırakın rakipleriniz, sabit hedeflere nişan alsın. Siz zihninizi ve yeteneklerinizi uçar-kaçar hedefleri tam 12’den vuracak şekilde örgütleyin. Böylece değişimin arkasında değil önünde olabilirsiniz.

Bilgi stokunuz büyüklerle yarışsın: İşçi sayınız, sermayeniz ve makine parkınız büyük firmaların çok altında olabilir. Ama bilgi stoğu açısından büyüklerle yarışacak, iş ilişkilerinde onlarla aynı dilden konuşacak ve aynı frekansı tutturacaksınız. Geçen yüzyılda bilgi eksikliği bugünkü kadar önemli değildi. Bilgi çağında bırakın büyümeyi, mevcut durumu korumak için bile ürün tasarımından satış sonrası servise kadar her alanda firmanızın bilgi stoğunu büyütmeniz şart. Aksi taktirde ekonominin değer zincirinde “en zayıf halka” olarak kalırsınız.

Siparişi değil, ihtiyacı karşılayın: Siparişi üzerine üretim yaptığınızda elde edeceğiniz gelir, ekonomik duruma göre bir azalır, bir çoğalır. Alıcıların ihtiyaçlarını etüt ederek, bu ihtiyacı en iyi şekilde karşılayacak mal ve hizmeti ürettiğinizde, kriz dönemlerinde bile fazla zorlanmazsınız.

Ürüne değil yenilikçi çözüme odaklanın: Tasarımını önceden belirlediğiniz ürünü seri halde üretmek ve bu ürüne müşteri aramak yerine, mevcut sorunlarını çözecek ürünlerini geliştirmeye bakın. İşinizin her alanında, küçüklü büyüklü yenilikler içi araştırma yapın. Diğer ülke ve sektörlerdeki yenilikleri, kendi işinize uyarlamaya, hatta geliştirmeye çabalayın. Hatalarınızdan ders aldığınız sürece yenilikler sizi hedefinize biraz daha yaklaştıracak.

Ürün farklılaştırmasına gidin: Herkese birden aynı ürünü satmak isteyen artık alıcı bulamıyor. Bu nedenle farklı hedef kitlelere ve alıcı segmentlerine göre ürününüzü farklılaştırın. Örneğin bisküvi firmaları, tüketici talebindeki farklılaşmayı karşılamak için 150 dolayında farklı ürünü piyasaya sunuyor. Siz de alıcılarınızın istemlerini derinlemesine etüt ederek mümkün olan en geniş ürün yelpazesine ulaşmaya gayret edin.

Müşteri ilişkilerini iyi analiz edin: Büyük firmalar müşterilerinin kimlik ve nitelikleri hakkında araştırma yapmak için büyük paralar harcıyor. Siz bu tür CRM ( Customer Relationship Managment = Müşteri İlişkileri Yönetimi) çalışmalarını çok daha az masrafla ve çok daha etkin bir şekilde yürütebilirsiniz. İş yaptığınız kişileri ortağınız gibi gördüğünüzde daha hızlı büyüdüğünüzü fark edeceksiniz.

Yalın üretim avantajınızı kullanın: Büyük firmaların çoğunluğu, ne kadar gayret ederlerse etsinler, aşırı kilolarından bir türlü kurtulamıyor. Maliyetleri düşürmek aldıkları önlemler, işler rayına oturunca anlamını kaybediyor ve verdikleri kiloları tekrar alıyorlar. Siz ise minimum stokla üretim yapmaya imkan veren zamanında üretim, toplam kalite yönetimi ve 6 sigma yönetimi gibi teknikleri daha başarılı şekilde uygulayabilirsiniz. Siz bunlar için komisyonlar, komiteler ve odak grupları kurmak, sıkıcı toplantılar düzenlemek zorunda değilsiniz. Yönetimin kalitesini yükselttiğinizde, krizlere karşı bağışıklık kazanır ve kırılganlığınızı azaltabilirsiniz.

Kıyaslama yapın: Eskiden Türkiye’de, hatta Ortadoğu’da yaptığınız işin erbabı firmanızı tanıyordu. Siz bu klasmanda kendinizin ve rakiplerinizin yerini biliyordunuz. Küreselleşme döneminde artık isteseniz de istemeseniz de dünya ligindesiniz. Bu ligde yerinizi bilmek için kıyaslama (benchmarking) yöntemini kullanacaksınız. İmal ettiğiniz ürünün dünyadaki tüm örneklerini toplayacak, söküp takacak ve analiz edeceksiniz. Sonra, en iyi ile sizin ürününüz arasındaki farkları tespit edecek, aradaki farkı her ne yapıp kapamaya çalışacaksınız. Bunu yapmadığınızda mahalli ligde bile tutunmanız zor olacak.

Gözünüz maliyetlerde olsun: Bir ürünü sınırlı ve kıt kaynaklarla “üretmek”, ilk toplu iğne fabrikası daha 50 yıl önce kurulan bir ülkede on yıllar boyu büyük bir başarı sayıldı. Bugün ise her ne pahasına olursa olsun üretmek yetmiyor. En düşük maliyetle üretim yapamayan bir firmada en üst düzey teknik bilgi ve mühendislik becerileri, rekabet gücünü arttırmıyor. Günümüzde finansal açıdan sağlam olmayan bir firmanın yaşaması artık çok zor. Bu nedenle teknik ve finansal konuları eşit ağırlıklı olarak tartan bir maliyet mühendisinin bakış açısına sahip olmaya gayret edin.

“Küçük dükkancı” olmayın: Şirketiniz ne kadar küçük ve yeni olursa olsun, sektörde, ülkede ve hatta dünyada hep en iyi olmayı hedefleyin. Vasat ürün ve kaliteye hiç razı olmayın Yazan: Faruk Türkoğlu
 
Geri
Üst