Sağlığın Temeli İlk 3 Yaşta Atılıyor

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
Sağlığın Temeli İlk 3 Yaşta Atılıyor
Sağlık bu ihmale gelmez deriz ya işte bu çok doğru.İllaki hasta olmaları önemli değil onların hasta olmaması için sağlıkların temelini sağlam atmalıyız.Buyrunuz meleklerim:)

Sağlığın Temeli İlk 3 Yaşta Atılıyor

Bebeğe verilen gıdalar onun ileride olası obezite, kalp ve şeker hastalılığı riskini belirliyor. Bu sebeple uzmanlar, bebeklerin daha sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmeleri için bugün verilen gıdalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Uzmanlar hayatın ilk 3 yılının kritik olduğunu belirtiyor. Bu dönemdeki beslenmede özellikle şu noktalara dikkat çekiyorlar: Tuz, şeker, meyveler, sebzeler ve dengeli beslenme
Bebeklere 0-3 yaş döneminde kazandırılan beslenme alışkanlığı, bebeğin gelecekteki sağlığını etkileyen önemli faktörlerden biridir. Bebeğe 0-3 yaş aralığında kazandırılan beslenme alışkanlığı onun ileride obezite, kalp, şeker ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklara ne kadar yatkın veya ne kadar uzak olacağını belirleyebiliyor.

Tuz Tüketimine Dikkat!
Fazla tuz tüketimi, her yaşta sorunlara yol açabiliyor. Ancak bebeklerde bu konuda daha hassas davranılması gerekiyor. Bebeklerin böbrekleri henüz yeteri kadar gelişmemiş olduğundan, vücuttaki fazla sodyumu atamıyor ve çok erken dönemde bebeğin vücudunda sodyum depolanmaya başlıyor. Bu da ileride yüksek tansiyon hastalığına yakalanma olasılığını artırabiliyor. Uzmanlar ve araştırmalar, bebeklerde ve çocuklarda ortalama tuz alımının tavsiye edilen miktardan daha fazla olduğunu belirtiyor. Bebek sütten kesilip ailesinin yediği gıdalarla beslenmeye başladığında, tuz alımı da artıyor. Yapılan araştırmalar, Türkiye’de bebeklerin %60’ı henüz 1 yaşına gelmeden evde yetişkinler için pişirilen salçalı, baharatlı, tuzlu, yağlı yemeklerden yediğini gösteriyor. Yine 1-3 yaş arasında bebeğe verilen gıdaların aşırı miktarda sodyum içerdiği de belirtiliyor. Oysa bir yaşını doldurmamış bebeklerin günde 1 gramdan (yarım çay kaşığı) , 1-6 yaş arasındaki çocukların da günde 2 gramdan ( 1 çay kaşığı) daha fazla tuz tüketmemesi gerekiyor.
Peynir, ekmek, fırın yemekleri gibi besinlerde çok fazla tuz bulunuyor. Yine bazı bölgelerde annelerin çok erken yaşta başladıkları inek sütü de, standart bir bebek mamasından iki kat fazla tuz içeriyor. Sosis, pizza, mısır gevrekleri, atıştırmalıklar, tuzlu içerikli veya tuz eklenmiş ev yemekleri bir bebeğin günlük tuz ihtiyacının yarısını, tek porsiyonda almasına neden oluyor.


Aşırı Şeker Tüketimi Damak Zevkini Etkiliyor
Bebekler tatlı gıdalara eğilimli olarak dünyaya geliyor. Bu yüzden şekerli gıdaları daha rahat tüketiyor. Ancak şeker bebeğe sadece enerji veriyor, sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli diğer önemli vitamin ve mineralleri içermiyor. Bu sebeple şekerli gıdalara karşı eğilimli olan bebeğin bisküviler, kekler, gazlı içecekler gibi tatlı yiyeceklere alışmasına engel olmak gerekiyor. Aşırı şeker tüketimi, bebeğin damak zevkinin ileride şekerli gıdalara göre gelişmesine neden oluyor. Böylece bebekler farklı lezzetleri keşfetmekte zorlanabiliyor.
Milupa uzmanları, 1-3 yaş arasındaki çocukların beslenmesinde tatlı gıdalara fazla yer verildiğini belirtiyor. Türkiye’de çocukların %60’ı çok erken yaşta bisküvi, çikolata, gofret gibi tatlılar tüketiyor. Yine 1 yaş üzerindeki çocuklarda şeker tüketiminin gerekenden çok daha fazla olduğu gözleniyor. Bu durum bebeğin aşırı derecede enerji depolamasına yol açıyor.
Gıdaların içerisindeki şeker oranlarını bilmek ve bebeğe kontrollü biçimde vermek konusunda annelerin daha bilinçli hareket etmesi gerekiyor. Örneğin meyve-sebzeler, bebek sütü ve anne sütü doğal şeker ihtiva ediyor. Aynı zamanda bunlar vitamin, mineral ve çözülebilir lifler açısından da bebeğin ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu nedenle bu gıdalar sadece enerji kaynağı değil, bebeklerin sağlıklı gıdalara geçişi için de önemli rol oynatan besinler olarak tanımlanıyor.
Meyveler C vitamini deposudur ve bebekler yetişkinlerden 4 kat daha fazla C vitaminine ihtiyaç duyar.
Çocuklar yetişkinlere oranla dört kat fazla C vitaminine ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden vitaminin doğal kaynağı olan meyveleri ölçerek ve yeterli vitamin miktarına sahip olduklarını kontrol ederek bebeklere vermek gerekiyor. Farklı meyveler, farklı antioksidan besinler içermektedir. Bu besinler, bebeğin gelişen hücrelerinin korunmasında önemli rol oynayan vitamin ve minerallerdir. C vitamini, bebeğin ileride daha güçlü diş etlerine sahip olmasına destek olur. Aynı zamanda demir emilimini kolaylaştırdığından bebeğin zihinsel gelişimine de katkı sağlar. Günde 2-3 kez tüketilen meyve, kabızlığı önlediği gibi, bağırsakların sağlıklı çalışmasını sağlar. Farklı çeşitlerde ve renklerde tüketilen meyve ve sebzeler, bebeğin farklı miktarlarda vitamin ve mineral almasını sağlar.


Sebzeleri Keşfetmenin Tam Zamanı
Gelişme çağındaki çocuklara sebze yedirmek annelerin en zorlandığı konulardan biri. Sebzeler ağza ilk alındığında bebeğin ağzında 10 ila 15 ayrı lezzet bırakıyor. Bebek sebzenin gerçek tadına erişene kadar ağzındaki bu acımsı tatlardan rahatsız olabiliyor. İlk yıllardan itibaren bebeğe çeşitli sebzeleri tattırmak ve her gün bu lezzetleri değiştirmek, onun damak zevkini geliştirmenin en iyi yollarından biri. Türkiye’deki anneler bebeklerini sebzelerle tanıştırmakta oldukça başarılı. Farklı doku ve renklerde sebzeler, bebeğin hem damak kültürünün gelişmesi hem de bedensel ihtiyaçları için önemli. Uzmanlar, bir hafta içinde bebeğe verilen sebzeler ne kadar çeşitli olursa, bebeğin yeni tanıştığı lezzetleri o kadar rahat kabulleneceğini bildiriyor. Tam anlamıyla bir lif kaynağı olan sebzeler, kabızlığı engelliyor, bebeğin ilerde daha sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmasına yardımcı oluyor.
Dengeyi Sağlamak Annelerin Elinde
Henüz kendi seçimlerini yapması için erken olan bebeğin gelişimi, annesinin bilgi ve uygulama biçimine göre şekil alır. Anneler bebeklerinin dengeli beslenmesine büyük önem veriyor ancak bu önemin çocuğun mutluluğunu gölgelemesine izin vermemesi gerekiyor.
 
Geri
Üst