T
TİTAN
Forum Okuru
Tutankamonun Laneti Var mı?
tutankamonun laneti, var mı, gerçek mi, doğru mu, nedir, ile ilgili bilgileri burada bulabilirsiniz
Sevgili melekler,
Macera filmlerinde sıklıkla kullanılan bir konudur Tutankamonun laneti..Öyle ki belki doğruluğuna bile inandırmışızdır kendimizi..Ama gerçek böyle mi acaba?
Öyle bir şey yoktur
. Bunu gazeteler uydurmuştur. 1922′de Howard Carter tarafından keşfedildiğinde, Tutankamonun mezarına giren herkesin korkuya kapılmasına neden olan firavunun laneti hikayesi, Daily Expressin Kahire muhabirinin işiydi (bu hikaye daha sonra Daily Mail ve New York Times tarafından tekrarlanmıştır).
Bu haberde, üzerinde şu yazıların olduğu bir kitabeden bahsediliyordu:
Bu kutsal mezara her kim giriyorsa, çok geçmeden ölümün kolları onu ziyaret edecektir.
Böyle bir kitabe yoktur.
Buna en yakın denklikte yazı, tanrı Anubise adanmış bir mabedin üzerinde bulunuyordu ve şunu diyordu:
Gizli odanın kumun içinde boğulmasını engelleyen benim. Ben ölülerin korunması için varım.
Carterin keşif gezisinden önce Sir Arthur Conan Doyle -perilere inanmakla meşhurdu- basının kafasına korkunç bir lanetin tohumlarını çoktan ekmişti.
Söylentiye fantastik romanlar önayak oldu
Carterın sponsoru Lord Caernavon, mezarın açılmasından birkaç hafta sonra mikrobik bir sivrisinek ısırığından ölünce, Marie Corelli (çok satan sansasyonel kitapların yazarı ve zamanının Dan Brownu) mührü açtığı takdirde neler olacağı konusunda onu uyardığını iddia etti.
Aslında ikisi de, yüz yıldan daha az bir ömre sahip olan ve Jane Loudon Webb adlı genç bir İngiliz romancı tarafından ortaya atılmış bir batıl inancı yineliyordu. Webbin son derece popüler romanı Mumya (1828), kendisini kutsal görmeyenlerden intikam almak için canlanan bir mumyanın bulunduğu lanetli bir mezar fikrini tek başına ortaya attı. Bu tema bundan sonraki hikayelerin her türlüsüne girdi -Küçük Kadının yazarı Louisa May Alcott bile bir mumya hikayesi yazdı- ama onun asıl kırılma noktası Tutankamon çılgınlığının ortaya çıkışıyla birlikte oldu.
Eski bir Mısır mezarında hiçbir lanet bulunamamıştır
2002′de British Medical Journalda yayınlanan bir araştırmaya göre, Tutankamonun laneti sonucu öldüğü öne sürülen 26 kişiden sadece altısı mezarın açılışının ilk 10 yılında öldü; hiç şüphesiz bir numaralı hedef olan
Howard Carter 17 yıl daha yaşadı.
Ama hikaye burada bitmiyordu. 1970 gibi oldukça geç bir tarihte, mezardan çıkarılan elişleri sergisi batıyı dolaştığı sırada, San Franciscoda sergiyi koruyan bir polis memuru mumyanın lanetinden dolayı hafif bir
felç geçirdiğinden yakınıyordu.
2005′te Tutankamonun mumyasının bilgisayarlı tomografiden geçirilmesiyle, 19 yaşındaki firavunun 1,70 m boyunda ve sıska olduğu ve üst çene dişlerinin alt çene dişlerinden önde yer aldığı ortaya çıktı.
Tutankamon kardeşi tarafından öldürülmedi, dizinin iltihap kapması sonucu öldü.
Sevgili melekler,
Macera filmlerinde sıklıkla kullanılan bir konudur Tutankamonun laneti..Öyle ki belki doğruluğuna bile inandırmışızdır kendimizi..Ama gerçek böyle mi acaba?
Öyle bir şey yoktur
. Bunu gazeteler uydurmuştur. 1922′de Howard Carter tarafından keşfedildiğinde, Tutankamonun mezarına giren herkesin korkuya kapılmasına neden olan firavunun laneti hikayesi, Daily Expressin Kahire muhabirinin işiydi (bu hikaye daha sonra Daily Mail ve New York Times tarafından tekrarlanmıştır).
Bu haberde, üzerinde şu yazıların olduğu bir kitabeden bahsediliyordu:
Bu kutsal mezara her kim giriyorsa, çok geçmeden ölümün kolları onu ziyaret edecektir.
Böyle bir kitabe yoktur.
Buna en yakın denklikte yazı, tanrı Anubise adanmış bir mabedin üzerinde bulunuyordu ve şunu diyordu:
Gizli odanın kumun içinde boğulmasını engelleyen benim. Ben ölülerin korunması için varım.
Carterin keşif gezisinden önce Sir Arthur Conan Doyle -perilere inanmakla meşhurdu- basının kafasına korkunç bir lanetin tohumlarını çoktan ekmişti.
Söylentiye fantastik romanlar önayak oldu
Carterın sponsoru Lord Caernavon, mezarın açılmasından birkaç hafta sonra mikrobik bir sivrisinek ısırığından ölünce, Marie Corelli (çok satan sansasyonel kitapların yazarı ve zamanının Dan Brownu) mührü açtığı takdirde neler olacağı konusunda onu uyardığını iddia etti.
Aslında ikisi de, yüz yıldan daha az bir ömre sahip olan ve Jane Loudon Webb adlı genç bir İngiliz romancı tarafından ortaya atılmış bir batıl inancı yineliyordu. Webbin son derece popüler romanı Mumya (1828), kendisini kutsal görmeyenlerden intikam almak için canlanan bir mumyanın bulunduğu lanetli bir mezar fikrini tek başına ortaya attı. Bu tema bundan sonraki hikayelerin her türlüsüne girdi -Küçük Kadının yazarı Louisa May Alcott bile bir mumya hikayesi yazdı- ama onun asıl kırılma noktası Tutankamon çılgınlığının ortaya çıkışıyla birlikte oldu.
Eski bir Mısır mezarında hiçbir lanet bulunamamıştır
2002′de British Medical Journalda yayınlanan bir araştırmaya göre, Tutankamonun laneti sonucu öldüğü öne sürülen 26 kişiden sadece altısı mezarın açılışının ilk 10 yılında öldü; hiç şüphesiz bir numaralı hedef olan
Howard Carter 17 yıl daha yaşadı.
Ama hikaye burada bitmiyordu. 1970 gibi oldukça geç bir tarihte, mezardan çıkarılan elişleri sergisi batıyı dolaştığı sırada, San Franciscoda sergiyi koruyan bir polis memuru mumyanın lanetinden dolayı hafif bir
felç geçirdiğinden yakınıyordu.
2005′te Tutankamonun mumyasının bilgisayarlı tomografiden geçirilmesiyle, 19 yaşındaki firavunun 1,70 m boyunda ve sıska olduğu ve üst çene dişlerinin alt çene dişlerinden önde yer aldığı ortaya çıktı.
Tutankamon kardeşi tarafından öldürülmedi, dizinin iltihap kapması sonucu öldü.