Uşak Şehir Tanıtımı

Uşak müzeleri

Uşak Müzesi (Merkez)
Uşak yöresi antik çağın Lydia Bölgesi’nin önemli bir yerleşim alanı idi. Bu bölgede Heredotos’tan öğrenildiğine göre; Lydia hükümdar sülalelerinden Heraglikler hâkim olmuş, onları Lydia imparatoru Kroisos izlemiştir. Yörede bu dönemlere ait çok sayıda eserle karşılaşılmış ayrıca kazılar yapılmıştır. Bu arkeolojik çalışmaların sonucu olarak da Uşak’ta bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Uşak Müzesi olarak kullanılan bu yapı 1967 yılında yapılmaya başlanmış ve 1970 yılında da tamamlanmıştır. Uşak Müzesi yeni yapılan binasında 23 Mayıs 1970 tarihinde ziyarete açılmıştır. Öncelikle arkeoloji ve etnoğrafya müzesi olarak düzenlenen Uşak Müzesi 1 Eylül 1978’de Atatürk ve Etnoğrafya Müzesi’nin açılmasından sonra yalnızca arkeolojik eserlerin sergilendiği bir müze durumuna getirilmiştir. Karun Hazinesi olarak isimlendirilen Lydia Krallığına ait eserlerin Amerika’dan hukuk yolu ile getirtilmesinden sonra yeni baştan düzenlenmiştir. Müzede Neolitik dönemden başlayarak Osmanlı dönemine kadar uzanan, oldukça uzun bir zaman sürecini kapsayan eserler bir araya getirilmiştir. Bunların arasında idoller, baltalar, kaplar, Lydia kültürünü yansıtan gümüş tabak, kadeh, bilezik ve vazolar; Helenistik ve Roma Çağı kandilleri, tıpta kullanılan aletler; altın gümüş ve bronz sikkeler, çeşitli adak taşları, heykeller ve lahitler bulunmaktadır. Müzenin en önemli koleksiyonu olarak tanımlanan Karun Hazineleri ise ayrı bir bölümde sergilenmektedir. Lydia eserleri olarak bilinen bu hazine 1965–1968 yıllarında kaçak kazılarda ortaya çıkarılmış, illegal yollardan Amerika’ya kaçırılmış ve 1993 yılında Türk Hükümeti’nin çalışmaları sonucunda ülkeye getirilmiştir. Bu eserler çıktıkları bölgeden ötürü Uşak Müzesi’nde teşhir edilmiştir. Bu koleksiyon içerisinde altın ve gümüş takılar, içki ve koku kapları, bronz kalıplar, süs eşyaları bulunmaktadır. MÖ. VI. yüzyıla ait olan Karun Hazineleri 363 parça eserden meydana gelmiştir. Uşak Müzesi bahçesinde mermer sütunlar, sütun başlıkları, heykeller, lahitler, steller, çeşitli mimari parçalar, adak taşları, sunaklar ve küpler sergilenmektedir.


Kurtuluş Mahallesi Doğan Sokak No:1
Tel : (0276) 227 39 30
Faks : (0276) 223 59 01


Atatürk ve Etnografya Müzesi (Merkez)
Uşak il merkezi, Bozkurt Mahallesi, Hisarkapı Sokağı’nda Uşaklı Kaftancı ailesi tarafından 1910 yılında yaptırılan iki katlı bina, Atatürk’ün doğumunun 100.Yıldönümü nedeni ile onarılarak 1 Eylül 1981’de Atatürk ve Etnoğrafya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Bu konakta Kurtuluş Savaşı sırasında, Uşak’ın kurtuluşundan 2 gün sonra 2 Eylül 1922’de Uşak’a gelen Atatürk, İsmet İnönü ve diğer komutanlar 3–4 gün kalmışlar ve burasını karargâh olarak kullanmışlardır. Ayrıca İstiklal Savaşı sırasında Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopis’in esir alınarak Atatürk’ün huzuruna çıkarılmıştır. XIX. yüzyıl Osmanlı mimari örneği olan bu konağın giriş katında yöresel etnoğrafik malzemeler sergilenmiştir. Bu bölümde XVI.-XVII. Yüzyıl Uşak halıları, takılar bulunmaktadır. Müzenin ikinci katında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili fotoğrafların yanı sıra Ankara Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’ün özel eşyaları sergilenmektedir.

Bozkurt Mahallesi Hisarkapı Sokak No:77
Tel : (0276) 227 39 81
Faks : (0276) 223 59 01
 
uşak çeşmeleri

Uşak Çeşmeleri
Cankış Çeşmesi (Merkez)

Uşak Aybey Mahallesi’nde, Eski Hükümet Konağı yakınında bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre h.1320 (1901) yılında, dönemin zengin ağalarından olan İbrahim Ağa’nın kızı Emine Hatun tarafından yaptırılmıştır. Söylentiye göre Emine Hanım üç günlük gelin iken ölmüş, babası İbrahim Ağa tarafından onun ruhu için yaptırılmıştır. Kitabe: “Ve sahabüz rabbühün saraban tahura Gerek Allah kıldı bu çeşmeyi Emine Hatun fi sebilullah akıttı böyle Bu ab-ı revan hem delil oldu Bu çeşmeyi pederi İbrahim Ağa Dai duada satlabı (dar) Canan ola 1320 (1921)” Çeşme kesme taştan yuvarlak bir niş şeklindedir. Bu yuvarlak kemer yanlardaki yivli konsollar üzerine oturtulmuştur. Niş içerisinde kabartma bir bordür çepeçevre dolaşmaktadır. Çeşme günümüze iyi bir durumda gelmiştir.


Ali Ağa Çeşmesi (Merkez)
Uşak il merkezinde Ali Ağa denilen bir semtte Ali Ağa Sokağı’nda, dört yol ağzında bulunmaktadır. Çeşmenin yapım tarihi bilinmemekle beraber, üzerindeki onarım kitabesinden h. 1202 (1787) yılında onarıldığı anlaşılmaktadır. Onarım Kitabesi: “Maşallah bu mekânda çeşme Müminler geçip akıttı içreye Bu Hamdüllillah vücut buldu geh-i Cümlemizin sayi olmasın leh-i Ali Ağa çeşmesi diye buldu şöhret Mahalle-i Kamer ehalisi bünyad Sene 1202’sinde buldu hitam.” Çeşmenin orijinal yapısı bilinmemektedir. Bugünkü hali ile XVIII. yüzyıl geç dönem çeşmelerini yansıtmakta olup, kesme taştan yapılmıştır. Günümüzde çukurda kalan çeşme, iki yuvarlak kemerli bir niş şeklindedir. Bu kemerler düz yivli konsollar tarafından taşınmaktadır.

Cimcim Çeşmesi (Merkez)
Uşak il merkezi Cimcim Sokağı başında, Halit Ziya İlköğretim Okulu’nun yakınında bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre; h.1316 (1896) yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmemektedir.

Kitabe: “Toplanıp ehli mürüvvet yaptılar bu çeşmeyi Oldu çari ab feyz harü şevrullah ile Görmek istersen eğer dünyada ab-ı kevseri Çeşme-i Cimcimden iç bi kâse aşkullah ile Sene 1316 (1896).” Çeşme muntazam kesme taştan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İkiyüzlü olan çeşmenin her iki yüzünde basık yuvarlak silmeli kemerler, akantus yapraklı yivli ayaklar üzerindeki konsollara oturmaktadır. Köşe dolgularında kabartma ay yıldız motifleri bulunmaktadır. Çeşmenin cephesi oldukça hareketli natüralist bitki kıvrımları ile barok dönemi sanatını yansıtmaktadır. Ancak kıvrımlarındaki incelik taş oyma sanatının en güzel örneğini yansıtmaktadır.
 
Uşak Adetleri

Doğum

Hamile kadınların doğumlarına kadar yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi gerektiğine inanılır.Eğer kadın günden güne güzelleşiyorsa doğacak çocuğun erkek,günden güne çirkinleşiyorsa kız olduğuna inanılır.İlk doğumlar oğlan ve kız evleri için en önemli olaylardan biri sayılır.Kız evi tarafından çocuğa beşik,yatak,yorgan ve iç çamaşırı gibi hediyeler alınır ve törenle oğlan evine götürülür


Evlenme

Eskiden Uşak’ta evlilik görücü usulü ile olurdu.Beğenilen gelin adayı kızın evine oğlan tarafı münasip kişilerle birlikte “Dünür gider” Allah’ın emri, peygamberin kavli ile kız istemeye geldiklerini belirtirler.Kız tarafı düşünmek, araştırmak ve danışmak için süre ister.Oğlan tarafının daha sonraki ziyaretinde uygun bulunursa söz kesilir.Nişan konur,nişan töreni yapılır.Bu törende misafirlere nişanlanan çiftlerin ömür boyu işleri beyaz, günleri aydınlık olsun diye süt içirilir.Düğün sırasında kız kendini kardeşlik oğlanda sağdıç tutar.Düğünler genelde Perşembe veya Pazar gecesi esas alınarak başlar.Üç,beş gün önceden eşe dosta akrabalara oku denilen davetiyeler gönderilir.Düğün gününden bir iki gün önce davul zurna getirilir,yemek hazırlıklarına başlanılır,etlik hayvanlar kesilir,keşkekler dövülür,büyük kazanlarla yemekler pişer,misafirlere ikram edilir.Gerdekten bir gün önceki gece kına gecesidir.Oğlan evi tarafından hazırlanan “kına heybesi” kız evine götürülür.O gece kız evinde şenlikler yapılır.Kına gecesi günü oğlan tarafının aldığı “çeyiz” davul zurna eşliğinde kız evine götürülür.Kız tarafının çeyizi ile birlikte sergilenir.Düğün günü bütün çeyizler toplanır.Tekrar oğlan evine yeni çiftlerin eşyaları olarak gider.Gelin alma günü Perşembe veya Pazar günüdür.Bugünlerde eğlence yapılmaz gelin hazırlanır,süslenir,giydirilir.Herkesin görebileceği bir odada bekletilir.Oğlan evinde güvey hazırlanır ve öğleden sonra davul zurna eşliğinde arabalı düğün halayı konvoy halinde gelin almaya gider.Kız evinde fazla beklenilmez gelin çıkarılır.Daha sonra oğlan evine dönülür.Gelin inince damadın babası tarafından avluya kadar götürülür.Burada gelin oturur.Oyunlar oynanır.Aynı gün kız evinden sinilerle baklava, börek, tavuk eti vb. yiyecekler gelir eğlenceler akşama kadar devam eder.Gelin gerdek odasına girmeden önce kapıya bir parmak yağ çalar,çivi çakar,gelinin eline ekmek verilir.Gelin ekmekleri omzundan geri atar.Orada bulunanlar ekmekleri toplarlar.Gerdek gecesi akşamı hoca çağrılır.Daha önce kıyılmış resmi nikaha ilaveten dini nikah kıyılır.Damat sağdıcı tarafından yumruklanarak gelin odasına konulur.Damat gelini konuşturmak için çeşitli hediyeler verir.Kız evinden gelen tavuk eti ve baklavalar yenir.Damat önde gelin arkada iki rekat namaz kılarlar.Ertesi gün evdekilerin eli öpülür.Kızın annesine haber gönderilerek bahşiş alınır.Aynı gün kız ve oğlan evinin birlikte katıldığı “yan günü” eğlencesi yapılır.Yemekler yenilir.

Ölüm

Ölüm olayının hemen ardından ölen kişinin çenesi bağlanır.Ve gözleri yumulur.Daha sonra ölü soyularak ince bir örtü ile örtülür.Çeşitli dualar okunur.Duadan sonra ölüye şişmemesi için karnının üzerine demirden yapılmış bir eşya konulur.Ve elleri iki yanlarına uzatılır.Ölü yıkanıncaya kadar yanında Kuran okumak mekruhtur.Ölünün gömülme hazırlıkları vakit geçirmeden yapılır.Ölü temiz bir koku ile kokulandırılmış ve tütsülenmiş bir teneşir üzerine konulur.Sonra avret yerleri örtülür ve abdest aldırılır.Üzerine sabunlu su dökülerek başı ve yüzü yıkandıktan sonra sol yanına çevrilir.İlk önce sağ yanı yıkanır daha sonrada sağ tarafına çevrilerek sol tarafı aynı şekilde yıkanır.Bütün bunların ardından bir havlu veya bezle kurulanarak ölü kefene sarılır.Cenaze götürülürken tabutu dört kişinin omuzlaması sünnettir.Tabutu ne kadar çok kişi taşırsa ölen kişiye o kadar çok sevap yazılacağına inanılır.Mezara varıldığında kabir yarım adam boyu veya göğüse varılacak derinlikte kazılır.Kıble yönüne lahit yapılarak ölü kıble yönünde içine konulur.Sonra kefenin düğümü çözülür.Kerpiç ile lahtin üstü kapatılır ve kamışlarla örtülür.Sonra da kabrin üzerine toprak atılarak deve hörgücü gibi tümsek yapılır.Kimileri ölünün çok değer verdiği eşyasını (eşarp,şapka vb.)mezarının başına koyar.
 
uşak kültürü-beddualar

liller ol da sürüm sürüm sürün inşallah.
Allah canını taksit taksit alsın.

Allah hekim bilmedik dertler vesin.
Allah senin boyunu devirsin.
Atılıp gidesice guduz.
Başı bostan bekleyesice Benden beş beter ol inşallahBoğazına gurdolsun.
Boyun devrilsin emi.
Bu yıla ermişin,geleceğe erme inşallah.
Canından ciyerinden yanasıca.
Cehennem gazanına düşesicele.
Ciğer bağından yanasıca.
Dar sokaklarda bol bıçaklara rastla.
Domalanın kökünü ye.
Domuz mezarına gonasıca.
Ekmek Hıdır'ın,su Bedir'in yin yin gudurun grannık.
Eli ayağı büzülesice Ermelere.olmalara ermeyin inşallah.
Evlat olcenize gara gara daş olsediniz.
Geberesice gır domuz.
Gözü çıkasıca cavır,Gözünün yaşı ekmeğinin gatığı olsun.
Gizil gizil bişin tandırlara düşün.
Gayıplara ganş inşallah.
Ölüsüne köpekler üresice.
Teneşire gelesice.
Gudret ateşinde yanasıca.
İki gözün kör olsun da sürüm sürüm sürün.
İmansız,guransız git inşallah.
İnşallah elini ayağını köpekle ormandan getisin.
İnşallah sabaha suyun vurulsun.
Kör şeytanından bul emi.
Naha ayıbını gara toprakla örtsün.
Naha gara yerlere garkol.
Naha inşallah ciğerin başına pelit közü yapışsın.
Naha inşallah, bi gizin köçek, bi olun çiçek ossun.
Naha inşallah, sen bana ediyon ya sana da edenle bulunsun.
Naha inşallah,tandırlara düş de tandır tandır biş.
Naha zangölümünc gidesice.
Naha, ilk ağşamdan çenen çekilsin.
Naha körler ol da eller çal.
Ocağı sönsün emi.
Ocağına incir ağacı dikilsin inşallah.
Odun-ocağı kör kalsınOduna,ocağma bayguşla dünesin.
Olmalara,ermelere galma emi.
Önünü bul da sonunu bulma emi.
Sabaha gada şiş gal inşallah.
Sizi doğurceme daş doğursedim.
Şişip galasıca kara çirkin.
Zebep olanların zebepleri gapansın.
Yedi yıl sağına yedi yıl soluna yatasıca.
Bi mememden emdiğin irin,bi mememden emdiğin gan olsun.
Gençliğine doyma,olmalara gomalara erme gara cavır.
 
Cevap: Uşak Şehir Tanıtımı

pasika emeğine sağlık çok geni ve güzel bir anlatım olmuş en sonda yer alan uşak kültürüne göre beddualar bi harika gerçekten bunarı hala büyüklerimden duyarım
 
Bende uşaklıyım şu beddualara koptum bi çoğunu duymamıştım :)
Paylaşım için saol memleketim hakkında daha çok bilgilenmiş oldum ne yalan söyliyim bilmediklerim vardı :)
 
Geri
Üst