Saç Derisi Hastalıkları

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Saç Derisi Hastalıkları
saç dibi hastalıkları kafa derisi hastalıkları
saç derisi hastalığı, saç deri hastalıkları, saç derisinde kaşıntı, saç derisinde egzema, saç derisi kaşıntı, saç derisi, saç derisinde yara, saç derisinde pullanma, saç derisi egzema, saç derisinde sivilce, saç derisinde mantar, saç hastalıkları


Saç derisi hastalıkları hakkında bilenen ve bilinmeyen tüm bilgileri detaylı bir şekilde bulabilirsiniz bu yazımızda Melek'ler.


Öncelikle sizlere saç derisi hastalıklarının isimlerini sunuyoruz Melek'ler.

Telojen effluvium
Androgenic alopecia
Alopecia Areata
Tinea Capitis
Travmatik Alopesi
Cutenous Lupus
Lichen Planus
Folliculitis
Folliculitis Decalvans
Pseudo pelade
Linear Scleroderma


84d91f419e19db.jpg



Saç ve saç dökülmesi


Saçlarımız; beynimizi saklayan kafatasımızın herhangi bir travmayla karşılaşması halinde; bunun şiddetini en aza indirebilecek esnekliği sağlayan uzantılardır. Kafatası derimizi korur ve vücut ısımızı dengeler. İnsan saçı keratin denen bir proteinden oluşur. Keratin tırnakta da bulunan dayanıklı bir maddedir.

Sosyal yaşamda ise;güzelliğimizi tamamlayan bir unsurdur.Bakımlı,parlak ve gür saçlar sağlığımızı da yansıtır ,kendimize güvenimizi arttırır.Kadın ya da erkek olmamız bunu değiştirmez.Saçlarımızı önemseriz.
Saçlar biçimsel olarak düz,dalgalı ya da kıvırcık olabilir.Renkleri de değişir: sarı,kızıl,koyu tonlarda olabilir.Saçlarımızın şekil ve renginde genetik faktörler önemlidir.
Saçlarımıza rengini veren renk maddeleri, zamanla azalmaya başlar.Bu da beyazlaşmaya neden olur.Bu süreç bir çoğumuzu, isyana sürükleyen bir noktadır.
Çünkü;kimilerimizin 50 yaşına dek saçına tek ak düşmezken;kimilerimiz, ailemizin diğer fertlerinde de olduğu gibi,çok genç yaşta ağarmış saçlara mahkum oluruz.
Saçlarımızda da; bedenimizin geri kalanında olduğu gibi genetik mirasımız belirleyici rol oynar ve bu konuda belki olağanüstü değişiklikler yapamayız. Ama hiç değilse,genetik mirasımızın farkına vararak, bu konuda ne bilimsel çalışmaları ve yenilikleri takip edebiliriz:
Genetik faktörleri bir yana bırakırsak;ne yazık ki bir çok başka etken de saçlarımızın sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.Saç dökülmelerinden kelliğe varan bir sürece neden olabilir.Biz saçlarımızın normal yaşam döngüsünü bilmeliyiz ki bir sorun geliştiğinde bunu fark edelim.

Saçın normal yaşam döngüsü:
Normalde kafamızdaki saçların %90 ı gelişim (büyüme) evresindedir.Bu gelişim evresi 2-6 yıldır.Geri kalan %10 luk kısım ise dinlenme evresindedir.Bu dinlenme dönemi 2-3 ay sürer.
Bu ne demektir:Saçlarımız doğar, 2-6 yıl arasında değişen ömürleri vardır.Ve bu süre tamamlanınca, artık kafa derisiyle ilişkileri yavaş yavaş kesilir.Ve 2-3 ay gibi bir sürede saç kökünden zayıflar,incelir ve dökülür. Bir insanda ortalama 100.000-150.000 arasında saç teli vardır. Dökülen bir saç telinin yerine 6 - 10 haftada yenisi çıkar. Her bir saç kökünden, insan ömrü boyunca ,20 kez yeni saç çıkabilir.
Saçlarımız ayda ortalama 1cm uzar.Yaşla birlikte bu da yavaşlar. Bir saç teli 100 kğ. ağırlığı çekebilir.(Sirk trapezcilerinin, kadın partnerlerinin saçlarından tutunarak havada asılı kaldıkları sahneleri anımsayınız)
Günde ortalama 100 adet kadar saçın dökülmesi normaldir .Özel bir hastalığa bağlı bir dökülme nedeni olmadığı sürece aralardan dökülen saçlar fark edilmez. Daha fazla dökülmesi durumunda bir dermatoloğa başvurmakta her zaman yarar vardır.

Saç dökülmesinin nedenleri:

-Androgenetik Alopesi (erkek tipi kellik): Saçın renginde, uzama yeteneğinde ve kalitesinde olduğu gibi, dökülmesinde de genetik faktörler önemli rol oynar.

Belirtiler:
-saç dökülmesinin artması,
-başın özellikle en üst kısmındaki saçlarda incelme,
-saçta genel olarak hacim azalması,
-önce başın ön kısmındaki saçlarda azalma
-bir süre sonra tepede açılma(kellik)
-açılan deride ince tüyler

Nedeni ve Seyri : Androgenetik alopesi (erkek tipi kellik) olarak bilinir.Bu durumda; DHT(erkeklik hormonu yani testesteronun bir türevidir) genetik olarak risk taşıyan erkeklerde saç dökülmesinin tek sorumlusudur. Kelliğin en yaygın sebebidir.
Erkek tipi saç dökülmesi normal saç döngüsünün dışında bir durumdur. adından da anlaşılacağı üzere, genetik nedene bağlıdır.Kişi bu
özelliği anne ve babasının soy ağacındaki bireylerden alır.Eğer genetik kodunuz saçınızı kaybetmeye programlıysa
ve siz bu konuda bir şey yapmazsanız; bu sonla mutlaka karşılaşırsınız.
Erkek Tipi Saç Dökülmesi erkeklerdeki en yaygın saç dökülmesi tipidir. Ama kadınlarda da görülebilir;tam kellik olmasa bile saçlarda incelme ve seyrelme meydana gelir. Erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi) 10 lu, 20 li ve 30 lu yaşlarda başlayabilir. Bu tip saç dökülmesi zamanında önlem alınmazsa; saçların geri dönüşsüz kaybı ile noktalanır.

-Hormonal Dengesizlikler: Hormonlar saçların büyüme hızında ve dökülmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Erkekte, erkeklik hormonu düzensizlikleri;kadınlarda ise menapoz,adet düzensizlikleri ve hamilelik dönemi saçlarda seyrelme ve kalitesizleşmeye neden olabiliyor.Tiroit bezinin büyümesi olarak adlandırılan guatr hastalığında da; tiroit hormonlarının hem az salınımı hem de çok salınımı saç dökülmesi yapar. Hastalık tedavi edildiğinde saç dökülmesi geri döner.

-Stres ve Beslenme Yetersizliği:Ruhsal stres ve fiziksel stres (ateşli hastalık, ameliyat ve kaza gibiolayların sonrası) dönemlerinde saç dökülmesi artar. Aşırı rejim yapanlar da aynı sorunla karşılaşır.Demir, bakır,çinko, B12,folik asit gibi günlük gıdalarımızla almamız zorunlu bazı vitaminleri alamıyorsak ; tüm vücudumuz gibi saçlarımız da buna tepki verir.Kalitesiz ve mattır.Dökülme artar.

-Saçlı Deri Hastalıkları: ''Alopecia areata'' ; iz bırakmayan, parçalı saçdökülmelerin en önemlisidir.Kesin nedeni belli olmayan hastalıktır. Dökülme ani,beklenmedik ve sarsıcı olur.Başlangıçta, genellikle 1 - 2 cm. çapında kılsız, parlak,sınırlı ve para şeklindedir. Bazen bir yayılma da görülebilir. Genellikle tedavi edilmese bile 3 - 6 ayda kendiliğinden iyileşir Ender olarak, hızla ilerleyen ve tüm saçı, hatta kaş, kirpik ve vücut tüylerini de döken daha şiddetli türleri de görülebilir. Sebebi belli olmasa da; psikolojik gerginlik ve sıkıntılar etkilidir.Saç mantarı da bölgesel kelliğe neden olur.Ama mantara özel kel alan üzerindeki kepekler ve kırık saçlar sayesinde
ikisinin karışmasını önler.

-Doğum Sonrası: Doğum yaptıktan 3 - 4 ay kadar sonra başlayan ve tam nedeni anlaşılamamış bir özel bir dökülme şeklidir. 6 ay kadar sonra düzelir.

-Saç Koparmalar: Kimilerinde çocukluktan gelen bu saç koparma ve saçları sürekli gererek toplama adeti; önceleri geçici, zamanla kalıcı dökülmelere neden olabilir.

-Mevsimsel saç dökülmesi: Mevsim geçişlerinde dökülmede artma olabilir.

-İlaçlar,Radyasyon,Kemoterapi: Çeşitli kimyasal ilaçların ve kanser hastalarına uygulanan kemoterapinin neden olduğu saç dökülmeleri genellikle geri dönüşümlüdür.Uygulama sonlanınca saç yeniden çıkar.Ama kontrollü ya da kontrolsüz radyasyona maruz kalındıysa,dökülen saçların yerine yenileri çıkmaz.

Kıl Kökünü Tutan Hastalıklar: Bazı kimyasal ve fiziksel nedenler kıl kökünün iltihabına neden olur.Bu da o bölgedeki saçların dökülmesiyle sonuçlanır.Kıl köklerine zarar veren hastalıklar da vardır.Bunlar bazı kanser türleri,yıkıcı deri tümörleri, sistemik hastalık semptomları ve kıl kökünü tutan bakteri ,virüs ve mantar enfeksiyonlarıdır.

Saç dökülmesi ve kellik için tedavi yöntemleri:
Saç dökülmesi ve saçta kellik şikayeti mevcut olduğunda; aktarlardan ve kocakarı ilaçlarından önce mutlaka zaman kaybetmeden bir dermatologa danışılmalıdır. Çünkü saç dökülmesinin erken dönemlerinde yapılan tedaviler çok başarılı olmakta ve kellikten kurtarılabilmektedir. İlerleyen saç dökülmelerinde ise kıl kökleri öldüğü için daha çok cerrahi tedaviler etkili olabilmektedir.
Hastanın seçtiği dermatolog;
-saç derisinin muayenesi,
-saç tellerinin tetkiki
-kan tetkikleri ile
saç dökülmesinin nedenini tespit edecektir. Yukarıda anlattığımız bir çok saç dökülmesi durumu ; tedavi gerektirmez. Kötü beslenmeye veya hastalıklara bağlı dökülmeler bu etkenler ortadan kalkınca düzelir.Eğer tespit edilen durum ciddi bir geri dönüşsüz saç dökülmesi durumuysa , hekim hastasıyla birlikte karar vererek aşağıdaki tedavi yöntemlerinden birini düzenleyecektir.

İlaçla Tedavi:
-Minoxidil :Solüsyon formundadır.Saçlı derideki kılcal damarları genişletir,kan dolaşımını artırır ve kıl köklerini besler.Zayıf yapıdaki kıl kökleri beslendiğinde saç dökülmesi engellenir.Hem kadın hem erkeler kullanabilmektedir.Bu popüler çözüm reçetesiz ,Rogaine adı ile satılmakta ve özellikle saç dökülmesinin ilk aşamalarında çok işe yaramaktadır.
-Finasterid :Erkek tipi kelliğin sorumlusu olan DHT nin oluşumunu engeller. Yani; testesteronun,DHT ye dönüşümünü engeller.Böylece saç dökülmesi önemli derecede durur.İncelmiş kedi tüyü türü saçlar kalınlaşıp güçlenmeye başlar.Daha çok erkekler için tasarlnmıştır.Tablet formundadır.Propecia adıyla pazarlanan ürün mutlaka doktor kontrolünde ve dr un belirlediği doz ve sürede alınmalıdır.
Bu ürünler saç nakli operasyonu sonrası da destekleyici olarak kullanılmaya devam edilebilmektedir.
Her iki ürün de FDA onaylıdır. FDA (Food and Drug Administration): American Gıda ve İlaç Kurumu)

Saç mezoterapisi:
Özellikle saç dökülme ve saç canlandırmada tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntemde çok ince uçlu mezoterapi iğnesi ile ; hazırlanmış özel bir kokteyl, direkt kıl köklerinin olduğu bölgeye enjekte edilir.
Kokteyl İçeriği:Biotin,bepanthen,B12,çinko,kükürt,selenyum ,demir ,kan dolaşımı düzenleyicileri, elastin,kollogen tetikleyeciler,keratın yapı elemanlarından oluşur.Bu ilaçlar saçlı deride, kan dolaşımının artmasını ve kıl köklerinin beslenmesini sağlayarak saçların dökülmesini en aza indirir. Saçlar parlaklık ve canlılık kazanır,seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmektedir.

Cerrahi yöntemler:

Saç Transplantasyonu(saç ekimi ya da saç nakli diye de adlandırılır): Bu yöntemde; saç dökülmesi eğilimi olmayan bir bölgeden incecik iğnelerle,kökleri korunarak alınan saç telleri ; saç dökülmesi olan bölgelere nakledilir.
Nakledilen bu saç telleri kendi orijinal bölgesinde olduğu gibi büyümeye devam ederse nakil ya da saç ekimi başarılı olmuş demektir.Ama saçın normal döngüsünü hatırlayacak olursak, nakledilen saçların bir süre sonra dökülmesini doğal karşılanmalı ve gerçek sonuç için 2.5-3 ay beklenmelidir.
Nakil için kullanılacak saçlar genelde;şakak,şakağın üst tarafı ve enseden alınır.Göğüs kıllarının kullanıldığı nakil durumları da vardır.Buna foliküler transplantasyon denir.
Bir de saçlı deriyle birlikte şerit şeklinde trasplantasyon yapılabilir.

Saç İmplantasyonu: Bazen saç naklinin uygulanamayacağı durumlar olabilir.Bazen de kişi bunu tercih etmeyebilir.Bu nokta da bir alternatif olarak saç implantasyonu devreye girer.Bu yöntemde sentetik saçlar kullanılmaktadır.Keratinle kaplı bu saçlar, gerçeğinden ayırt edilemeyecek bir görüntüdedir.Uygulama da kolay ve ağrısız olup istenilen miktarda saç yerleştirilebilir.

Flap Cerrahisi: Tepedeki kelliği örtmek için bulunmuş ilk cerrahi yöntemlerdendir. Kafa derisinin bir tarafından saçlı derinin bir kısmı alınarak bunun kafa derisini örtecek şekilde kendi ekseninde öbür tarafa döndürülmesini içerir.Çeşitli tipleri vardır.

Kel Bölgenin Daraltılması Operasyonu: Kellik gelişmiş kafa derisinden bir parçanın çıkarılması ve geriye kalan saçlı deri ile birleştirilmesini içerir.Böylece saçlı olan bölge ,saçı dökülen bölgelerin üzerini örtmüş olur.

Medikal olmayan uygulamalar:
Peruk: Takma saç uygulamaları.Günümüzde çok gelişmiştir.
Kozmetik Ürünler:Saçlı deriyi boyama, saçı daha kalın ve uzun gösteren spreyler, şampuanlar ve kremler gibi ürünler yer almaktadır

Seboreik dermatit
Aşırı yağlanma ve yağ bezlerinin çokça bulunduğu bölgelerdeki iltihaplanmaya seboreik dermatit denir. Bulaşıcı değildir.
Tutulum:
-saçlı deri(baş,göz kapakları,kaşlar,göbek deliği,koltuk altı)
-burun kenarları,göğüs ortası ve kasıkta görülebilir.

Belirtiler:
-kaşıntı
-kızarıklık
-sarımtırak bir kepeklenme ya da pullanma
-yağlanma

Kimlerde daha sık görülür:
-Bebekler:bez kenarları ve başta.Bez değişimi özel krem ve losyonlarla geçer.
-orta yaş
-yaşlılar
Ayrıca:
-akne ve sedef hastalığı olanlar
-yağlı ciltli insanlar
-fiziki ya da ruhsal stresi olanlar
-bağışıklık sistemi baskı altında olanlar da risk altındadır.

Hastalık Süresi:
-Seboreik dermatiti tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yoktur.Bu hastalık ancak kontrol altına alınabilir.Bazen kişinin stres düzeyine bağlı olarak ya da dış etkenlerin etkisiyle(soğuk gibi) azar.Tedaviyle yatışır.

Tedavi:
Yetişkinde tedavi,bebektekinden daha kuvvetli kortizonlu kremler,pomatlarla olur.Ayrıca bunun için özelleşmiş medikal şampuanlarla yıkanması gerekir.Bunlar kortizonlu bileşenler olduğundan doktor tavsiyelerine uyarak kullanılmalıdır.


Frengi (sifiliz)
Treponema Pallidum adı verilen bir bakterinin neden olduğu penis, vajina, anüs (makat) ya da ağız yolu ile bulaşan uzun seyirli, tedavi edilmediği takdirde zamanla vücuda yayılarak iç organların tümünü tutabilen iltihabi bir hastalıktır.


Belirtileri:
Cinsel temastan yaklaşık 4-5 hafta sonra , % 95 oranında cinsel bölgelerde , % 5 oranında da dudak, dil, damak, kulak, gögüs uçları, eller gibi bölgelerde ;
-kırmızı,
-deriden kabarık ,
-ağrısız
-sivilce benzeri
-çoğunlukla tek, nadiren de çok sayıda deri kabartıları oluşur.

Bu kabartılar çok kısa sürede kraterleşerek ağrısız, sert ülserler ( yaralar ) haline dönerler.

Tedavi:
Bu yaralar tedavi edilse de edilmese de yaklaşık 6 hafta içinde ortadan kalkar.Ama bu durum hastalığın da ortadan kalktığı anlamına gelmez.Hastalık bu ülser döneminde fark edilip tedaviye başlanmazsa ;Kan yoluyla yayılarak tüm organları etkiler.

Tedavisi çok kolaydır.Önemli olan bu ülseratif yaraları vücudunda fark eden kişinin hemen hekime başvurmasıdır.Hekimde uyanık olmalı ve teşhisi koyar koymaz hemen tedaviye başlamalıdır.

Frengi genellikle penisilinle kolayca iyileşir.Penisilin dozu ve uygulanışı hekimce belirlenir.Kişi asla utanıp sıkılma yüzünden kendi kendini tedaviye kalkışmamalıdır.Bu mikroorganizmanın direncini yükseltmekten ve zaman kaybetmekten başka bir işe yaramaz.

Tedavinin başlangıcından genellikle 24 saat sonra bulaştırıcılık kaybolur.Tedavi edilmezse uzun dönemde,felçler,körlük,ruhsal hastalıklar ve ölüm meydana gelir.

Uyarılar:
-Prezervatif kullanınız.
-Çokeşli olmayınız.
-Rast gele cinsel ilişkiden kaçınınız
-Birlikte olduğunuz kişinin çokeşli olmadığından emin olunuz.

Genital uçuk
Son yıllarda tüm dünyada oldukça yaygındır.Nedeni Herpes Simplex adlı bir virüstür.İki tipi mevcuttur.Tip 1 genelde ağız ve yüzde Tip 2 ise genital bölgede (penis,vajina,kalça,rahim ağzı) uçuğa neden olur.


Her iki uçuk da bulaşıcıdır!
Bu sinsi virüs, vücuda genellikle dudak veya genital bölge mukozasındaki bir çatlaktan girer.Tedavi edilse bile, bir daha vücudu asla terk etmez. Virüsler hücre içi parazitlere benzerler. Kendi başlarına yaşayamazlar. Tamamen içinde bulunduğu hücreye bağımlıdırlar. Virüsler ve bakteriler insanlarda enfeksiyona neden olan mikroorganizmalardır. Bakteriler büyük ve bağımsız mikroorganizmalardır. Kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler.Bu yüzden de onlarla savaşmak daha kolaydır.Oysa virüsler bedenimizin bir dalına tutunur, orada saklanır ve yaşamlarını sürdürürler.

Peki Bu Ne Demektir:
Diyelim ki bu virüs vücudunuza girdi.O şiddetli, ağrılı ve yangılı dönemi yaşadınız.Tedavi oldunuz ve ortadan kayboldu.İşte bu ortadan kayboluş sadece belirtiler için geçerlidir.
Sizde belirtiler söner,rahatlarsınız.Hastalığınızdan eser kalmaz.Normal yaşamı kucaklarsınız.Oysa bu istenmeyen misafir; artık ömür boyu sizinledir.
Bedeninizde ilerleyerek sinir düğümlerinize yerleşir.Uyuma evresine geçer.Uygun ortam bulduğu her fırsatta uyanır ve yeniden çoğalarak kendini gösteriri.Nükseder.İyi haber;Genital herpesde tekrarlar her zaman ilk ataktan daha hafif seyreder.

İlk atak (primer herpes):
Genital herpesin ilk hastalığıdır. İlk enfeksiyon genellikle aktif hastalığı olan kişi ile cinsel ilişki sonrası 2 ile 12 gün arasında ortaya çıkar.

Vücut bu virüsle ilk kez karşılaştığı için oldukça ağrılı ve ciddi belirtilerle seyreder. Belirtiler 20 gün civarında sürer Oldukça ağrılı ve ağır seyreder.Virüs,hücre içine girdiğinde yaşamak için hücrenin fonksiyonlarını kullanır ve bundan dolayı hücrede hasara neden olur. Virüs bir kere vücuda girdiğinde, savaşmak için antikor dediğimiz savaşçılar oluşur. Bunlar kanda bulunurlar ve bağışıklık cevabı için çok önemlidirler.

Bu hastalığın karakteristik belirtileri ;
Birkaç gün öncesinden;
-kaşıntı,
-karıncalanma
-bacaklardaki batıcı ağrılar tipiktir.

Sonra;
-kızarık bir döküntü başlar

Kısa bir süre sonra (saatler içinde dahi) bu kırmızı zemin üzerinde;
-Gruplaşmış su kesecikleri şeklinde kabartılar ortaya çıkar
-Bu kabarcıklar çok ince duvarlı olduklarından bazen hastalar tarafından hiç fark edilmeden yüzeysel ülserlere (yaralara) dönüşebilirler
- Şiddetli ağrı,

Bu uçuklara;
-Ateş, halsizlik, lenf nodu şişmesi gibi sistemik belirtiler de eşlik edebilir.
-Kadınlarda lezyonlar içeride kalabildiğinden, belirti olarak sadece ağrılı cinsel ilişki gözlenebilir.
-Kadınlarda belirtilere ek olarak idrar yaparken yanma ve vajinal akıntı oluşabilir


Görülme yerleri:
Kadınlarda en sık;
-Vulva ( cinsel organdaki büyük küçük dudaklar ve klitoris)
-Vajinanın ön kısmı
-Rahim ağzı

Erkeklerde en sık;
-Penisin son kısmında
-Testislerin üzerinde

Hem kadın hem de erkeklerde nadir olarak anüs ve kalçada da görülebilir.

Tanı:
Aslında görünümü çok tipik olduğundan hekim sadece görüntüyle de tanı koyabilir.Ama kabartılar çok çabuk patladığından tanı için klinik görünümün yanında immünolojik kan tetkikleri, yara sıvısının mikroskobik incelemesi ve kültürü gerekebilir.


Tedavi:
Kesinlikle eşlerin her ikisinin de tedavisi gerekir.Ne yazık ki bir aşısı yoktur.Tedavi primer ve tekrarlayan enfeksiyonlar sırasında zovirax,asiviral gibi antiviral ilaçlarla ( ağızdan ve lokal ) 7 -10 gün süreyle yapılır.Çok inatçı tekrarlayıcı ( enfeksiyonlarda düşük doz antiviral ilaçlar uzun süre kür halinde ( 3, 6, 12, 24 ay ) kullanılabilir.

Aktif ataklar sırasında cinsel temaslardan kaçınılmalıdır.Özellikle kadınlarda genital herpesin rahim ağzı ve vajina kanser riskini arttırdığı bilinmektedir.Bu nedenle herpes simplex virüsü taşıyan kadınlar periyodik smear testlerini ihmal etmemeliler.

Bulaşma:
Genital Herpes genellikle;aktif genital herpesi olan kişiden cinsel temasla bulaşır ama bulaşma ;hastalık belirtilerinin olmadığı dönemlerde bile oluşabilir. Gebelik esnasında herpetik lezyonu olan hastalarda çocuğu koruma amaçlı olarak sezeryan yapılmalıdır.

Tekrarlama nasıl önlenir:
Eğer genital herpesiniz varsa bununla yaşamayı öğrenmeli ve belirli aralıklarla tekrarlayacağını bilmelisiniz. Aktifleşmemesi için aşağıda sıraladığımız,tetikleyici faktörlerden kaçınmak zorundasınız.
-Kontrolsüz alkol alımı
-Güneşte uzun süre kalma
-Mukozada çatlama,incinme
-Direncin düşmesi;Bunun önüne geçmek için
-stres ve ağır anksiyeteden kaçınınız
-doğru ve dengeli besleniniz
 
Geri
Üst