Boğazımda batma var nedeni nedir?

Uzman SühaN

Administrator
Boğazımda batma var nedeni nedir?
Boğazda batma hissi insanları çok rahatsız eden bir durumdur. Birçok sebepten ötürü özellikle sağ kısımda batma yaşanabilir. Geç kalınmadan nedeninin öğrenilmesi ve tedavi edilmesi, hasta bakımından çok iyi olacaktır.

NEDENLERİ



Boğazda batma hissi nasıl geçer sorusu çok sorulmaktadır. Özellikle sağ kısımda olduğunda en yüksek ihtimallerden birisi, sağ bademciğin şişmiş olmasıdır. Soğuk havalarda, ciddi soğuk algınlıkları buna sebep olur. Çok ciddi olmadığı sürece, pastiller, nane limon ve çeşitli bitki çayları ile bölge yumuşatılıp tedavi edilebilir. Daha ileri bir durum söz konusu ise, doktora gidilmelidir. Nadir de olsa, boğazda batma hissi gırtlak kanseri oluşumunun belirtilerinden birisidir.



9.jpg




Ses kısıklığı öncesinde de batma yaşanabilir. Ayrıca soğuk yiyeceklerin çok fazla tüketilmesi de neden olmaktadır. Batma hissi, kulağa vuruyorsa, duyma hissi ile alakalı bir problem de olabilir. Kulak burun boğaz doktoruna görünmekte fayda vardır. Kabakulak da başlıca belirtilerinden birisidir. Çeşitli boğaz enfeksiyonları sebebi ile, iltihaplanma ve mikrop alma sonucu ağrıdan çok bir batma hissi yaşanabilir. Boğazda batma hissi nasıl geçer diye düşünürken insanlar yutkunmakta ve yemek yemekte gerçekten zorlanır. Bu gibi durumlarda ağızdan nefes kesinlikle alınmamalıdır.






Boğazda batma hissi hem ciddi hem de geçici sebeplerden dolayı yaşanabilir. Özellikle sağ kısımda olması ise, bademcikler ile alakalı olan bir durumdur.
Tiroid bezi büyümeleri (Guatr)
Alt ve orta boyun bölgesine yerleşmiş olan tiroid bezi bazı iç salgı bezi hastalıklarına bağlı olarak bütünüyle büyümesi halinde konu öncelikle iç hastalıklarının bir üst dalı olan endokrinologların (iç salgı bezi, hormon bilim uzmanı) konusudur. Konu araştırıldıktan sonra ilaç tedavisi yada ameliyat gerekebilir.
Tiroid bezi içerisinde sınırlı bir büyüme -yumru gibi- nodül olarak adlandırılır ve kadınlarda daha fazla rastlanılır. Bu durumda elle muayenenin yanısıra ultrasonografi, tiroid hormon tetkikleri ve sintigrafi gibi tetkikler istenebilir. Bazı durumlarda ince iğne biyopsisi de gerekebilir. Sintigrafik incelemede bu nodülün tiroid bezinin normal dokuları gibi çalışmadığı anlaşılırsa "soğuk nodül" tanısı konulur. Soğuk nodüllerin % 5 ila 20 oranında kanserleşme olasılığı olduğu için ameliyat önerilmesi gerekebilir. Ülkemizde tiroid bezi ameliyatlarının genellikle genel cerrahlar tarafından yapılageldiği bilinmektedir. Bununla birlikte son yıllarda özellikle baş boyun cerrahisi üzerine eğitim almış KBB uzmanları da bu ameliyatları yapmaktadırlar.
Tiroid kanserleri ayırıcı tanıda yer alması gereken özellikli bir durumdur. Çocuklarda bile görülebilir. Olguların çoğunda rastlanılan tümör tipi cerrahi tedavi ve gerekirse ışın tedavisi ile günümüzde önemli bir başarı ile tedavi edilebilmektedir.

Reflü (Gastroösefagial reflü=GER) hastalığı nedir?

Mide asidi eğer yemek borusuna kaçarsa, bu duruma “Reflü” diyoruz. Normalde yenilen yemekler ağzımızdan, aşağı yemek borusuna doğru ve buradan da mideye doğru ilerlerler. Yemek borusunun alt kısmındaki halka biçimli bir kas (alt ösefagus sfinkteri) kasılarak midenin asitli içeriğinin yemek borusuna kaçmasını önler. Reflüsü olan insanlarda bu kas yeterli kasılamadığından mide asidi yemek borusuna kaçar.
Yemek borusu ile gırtlak bölgesini kaplayan hassas dokularla mide asidi temas ettiğinde oluşan durum, aynı limon suyunun gözümüze kaçması sırasında olan reaksiyona benzer. Bu nedenle reflü esnasında göğüste yanma, kaynama hissi oluşur.

Bazı hastalarda reflü, hastalık ilerleyene kadar belirti vermeyebilir. Neredeyse her insan reflünün belirtilerine aşinadır, ancak hastalık durumunda belirtiler uzun dönemde, belirli bir sıklıkta yaşanır.

Larengofaringeal Reflü (LFR) nedir?

Mideden yemek borusuna kaçan asit, daha yukarıya, gırtlak ve hatta geniz bölgesine kadar kaçıyorsa, buna larengofaringeal reflü diyoruz. Bu durumda asitli mide içeriği yemek borusunun üst kısmında bulunan halka biçimli kası da (üst ösefagus sfinkteri) geçiyor. LFR herkeste görülebilir; erişkinler boğazlarının gerisinde acı-ekşi bir tat, yanma hissi veya “bir şey takılmış” hissi şeklinde tarif ederler. Ses telleri etkilenirse solunum sıkıntısı ve ses kısıklığı da görülebilir.

Bebek ve çocuklarda ise larengofaringel reflünün belirtileri şöyledir: öksürük, ses kısıklığı, hırıltı, kurup, astım, uykuda solunum bozukluğu, beslenme güçlüğü, salya artışı, morarma, aspirasyon (soluk borusuna kaçma), apne (soluk durması), büyüme gelişme geriliği. LFR’nin özellikle çocuklarda uygun şekilde tedavi edilmesi oldukça önemlidir.

Gastroösefagial ve Larengofaringeal reflünün belirtileri nelerdir?

Gastroösefagial reflünün belirtileri, inatçı göğüs yanması, ağza asit gelmesi, mide bulantısı, sabahları ses kısıklığı ve yutma güçlüğüdür. Bazı insanlarda göğüste yanma olmayabilir. Bunun yerine göğüste hafiften, kalp krizini taklit eden şiddetli ağrı olabilir. Ayrıca kuru öksürük ve ağız kokusu yapabilir. Bazı LFR hastaları boğazlarında “bir şey takılmış” hissi ile başvururlar, uyandıklarında ağızlarında acı bir tat ve nadiren solunum sıkıntısı olur.

Bu şikayetlerden bazıları düzenli olarak haftada iki kez veya daha çoksa, kişide reflü hastalığı olabilir. Bu durumda, uygun tanı ve tedavi için bir Gastroenterolog veya Kulak Burun Boğaz Uzmanı tarafından hastanın değerlendirilmesi gerekir.

Kimlerde Reflü Hastalığı olur?

Kadın, erkek, bebek ve çocuklarda, yani herkeste reflü olabilir. Bu hastalık, fiziksel nedenler ya da yaşam biçimiyle bağlantılıdır. Fiziksel nedenler arasında alt yemek borusu kasının çalışmaması, hiatal herni, anormal yemek borusu kasılmaları ve mide boşalmasında gecikme sayılabilir. Yaşam biçimi faktörleri arasında ise diyet (çukulata, turunçgiller, yağlı yiyecekler, baharat), zararlı alışkanlıklar (aşırı yeme, alkol ve tütün kullanımı) ve hatta hamilelik nedeniyle karın içi basıncının artması, reflüye neden olabilir. Küçük çocuklarda üst ve alt yemek borusu kaslarının gelişimsel bozukluğu nedeniyle reflü olabilir.

Ne yazık ki bebek ve çocuklarda reflü gözden kaçabilmekte ve tekrarlayan kusmalar ile kronik öksürük, boğaz ve kulak infeksiyonları gibi solunum yolu problemleri ortaya çıkabilmektedir.

Kulak Burun Boğaz Uzmanının Reflünün tedavisindeki rolü nedir?

Mide ve barsak sorunlarını tedavi eden Gastroenterologlar, gastroösefagial reflü için başlangıç tedaviyi sağlarlar. Ancak reflünün yol açabildiği kulak burun boğaz problemleri de vardır: ses kısıklığı, ses teli nodülleri (şarkıcı nodülü), kurup, solunum yolu daralması, yutma güçlüğü, boğaz ağrısı ve sinüs infeksiyonları gibi. Bu sorunların tanısı için bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı veya yeterli endoskopik gereçleri olan ileri deneyimli bir uzman gereklidir. KBB Uzmanları refünün yol açtığı birçok hastalığı tedavi edebilirler: sinüs ve kulak infeksiyonları, boğaz ve gırtlaktaki problemler.

Reflü Hastalığının tanı ve tedavisi

Erişkinlerde reflünün tanısı, detaylı bir muayene veya ilaç tedavisine verilen yanıta dayanarak yapılabilir. Tanıda endoskopik muayenenin yanında (kamera vasıtasıyla burun, geniz, boğaz, gırtlak, ses telleri ve yemek borusunun üst kısmı değerlendirilir), biyopsi, ilaçlı yemek borusu rontgeni, 24 saatlik pH monitorizasyonu, asit reflü testi, yemek borusu motilite testi (manometri), mide boşalım çalışmaları ve yemek borusu asit perfüzyonu (Bernstein testi) uygulanabilir. Endoskopik muayeneler, biyopsi ve rontgen aynı gün içinde ofis veya hastane koşullarında yapılabilir.
 
Geri
Üst