cocuklarda okul korkusu

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
cocuklarda okul korkusu
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hekimi Dr. Neşe Perdahlı Fiş, ilkokula başlayan çocuklarda okul korkusu ve hiperaktivite bozukluğu görülebileceğini belirterek,
"Küçük yasta tedavi uygulanmayan çocuklar, ileride davranış bozukluğu belirtileri, ilaç ve madde bağımlılığı gibi sorunlarla karsı karsıya kalabilir" dedi.

Dr. Neşe Perdahlı Fiş açıklamada, halk arasında bilinen sekliyle "Okul Korkusu" ya da tıbbi adıyla "Ayrılık Kaygısı" olan çocukların anneye bağımlı olduklarını vurgulayarak, "Bu çocukları anneden ayırarak sınıfa almak oldukça zordur. Çocuk direnir, annesine yapışır, ağlar, annesinin de yanında kalmasını ister. Böyle bir durum uzun sürerse, aileye bir hekime başvurmalarını öneriyoruz" diye konuştu.

Tedavi geciktirilirse çocuğun kaygısının artabileceğine dikkat çeken Dr. Neşe Perdahlı Fiş, "Buna bağlı olarak da çocuk ve aile için sorunlar artar, uygun tutumların geliştirilmesi daha uzun zaman alır" dedi.

Çocuğun okula başladıktan sonra, dikkat eksikliği, diğer adıyla hiperaktivite bozukluğunun yaşanabileceğini söyleyen Dr. Fiş, "Bu çocukların birçoğunun, okul öncesi dönemlerde de çok hareketli ve dürtüsel oldukları, yani akıllarına ilk gelen biçimde davrandıkları aileleri tarafından fark ediliyor. Ancak bir kısmında ise sadece dikkat eksikliği ön planda olduğu için, ancak okula başladıktan sonra derslerde dalgın oluşları, derse dikkatlerini verememeleri gibi nedenlerle öğretmenlerinin dikkatini çekiyorlar. Bu çocuklar tedavi edilmezlerse, "başarısız, anlamıyor, dinlemiyor, yaramaz" olarak damgalanabilir. Bu çocuklarda uygun bir tedavi uygulanmadığında, ileride davranış bozukluğu belirtileri, ilaç ve madde bağımlılığı gibi sorunların daha sık görüldüğü de biliniyor. Oysaki uygun tanı ve tedavi ile bu çocukların sosyal, duygusal ve akademik olarak hak ettikleri seviyeye ulaşmaları mümkün olabilmekte" açıklamasında bulundu.

Okul fobisi kronikleşmemeli

Psikiyatrisi Doç. Dr. Arif Verimli, 'Okul Fobisi'nin çok şiddetli şekilde çocuğun okula gitmek istememesi veya okulla ilgili son derece isteksiz ve ilgisiz görünmesiyle başlayan bir çocukluk hastalığı olduğunu belirterek, "Eğer çocuğun okula karsı isteksizliği ve korkusu aile ve öğretmen tarafından önemsenmezse okul fobisi kronikleşir ve yarıda kesilen bir okul hayatıyla sonuçlanabilir" dedi.

Okulların açılmasına az bir süre kala Psikiyatrisi Doç. Dr. Arif Verimli, anne - babaları ve öğretmenleri 'Okul Fobisi' konusunda uyardı. Okul fobisinin nedenleri ve belirtileri ile ilgili bilgi veren Arif Verimli, velileri ve öğretmenleri bu konuda daha bilinçli olmaya davet etti. Doç. Dr. Verimli, "Okul fobisi çok şiddetli şekilde çocuğun okula gitmek istememesi veya okulla ilgili son derece isteksiz ve ilgisiz görünmesiyle başlayan bir çocukluk hastalığıdır. Okul korkusu da diyebileceğimiz Okul Fobisi, hem psikolojik (ağlama, sinirlilik, saldirganlik8 gibi normal olmayan davranışlarla) hem de fiziksel (bas ağrısı, mide bulanması, iştahsızlık...) gibi bir takim sorunlarla kendini gösterir" dedi.

Okul fobisinin belirtileri

Okul fobisinin en çok eylül, ekim aylarında ve okulun ikinci yarı dönemi başlamadan önce kendini gösterdiğini vurgulayan Arif Verimli, en çok ilköğretim öğrencilerinde görülen okul fobisinin tipik belirtileri söyle sıraladı:

"Çocuk 'okul' kelimesini duyunca atağa geçer. Okulla ilgili son derece ilgisiz ve isteksizdir. Uyku düzeni bozulur. Genellikle aile bireyleri dışındaki kişilerle olan ilişkilerinde utangaçtır. Başarı ve takdir kaygısı taşırlar. Öğretmenden ve evinin dışındaki yapıdan korkar. Telaşlı, huzursuz ve içe dönük yaşamayı seçerler. Okula gitmemek için herhangi bir fiziksel nedene dayanmayan asilsiz hastalıklar ortaya atarlar. Okul gereçlerine son derece itinasız davranır. Arkadaş edinmez. Okuldan korkar."

Okul fobisini etkileyen faktörler

Psikiyatrisi Doç. Dr. Arif Verimli, okul fobisinin 6–11 yas arası çocuklarda daha sık görüldüğünü belirterek, "Okul fobisinin, kız öğrencilerde görülme oranı yüzde 13, erkek öğrencilerde görülme oranı yüzde 9'dur.. Okul Fobisinde aile faktörü; aşırı kollamacı, telaşlı, sarmalayan ailelerin çocuklarında, okula başlayana kadar ailesi dışında bir sosyal hayati olmayan çocuklarda, boşanan ailelerin bir ebeveynine bağlı olarak yasayan çocuklarda, ailesinden birini ölüm, hastalık, taşınma gibi bir sebeple kaybeden çocuklarda daha sık görülür. Okul Fobisinde öğretmen ve okul faktörü; çok kalabalık sınıflarda, sert mizaçlı bir öğretmenin sınıfında, baskıcı, ezberci, hırpalayan ve aşırı kuralcı eğitim sistemlerinde daha sık görülür" dedi.

Arif Verimli, velilere ve öğretmenlere son olarak su uyarıda bulundu:
"Eğer çocuğun okula karsı isteksizliği ve korkusu aile ve öğretmen tarafından önemsenmezse okul fobisi kronikleşir ve yarıda kesilen bir okul hayatıyla sonuçlanabilir. Bu sebeple okula gitmek istemeyen ve okul kelimesi duyunca telaşla atağa geçen çocuklarınızı dikkate alın öğretmeninden ve bir uzmandan mutlaka yardım isteyin."

Okul fobisi başarısızlığa davetiye

Çocuklarda okul korkusunun meydana getirdiği sorunların zamanında çözümlenememesi durumunda, bu korkunun hayat boyu başarısızlığa davetiye çıkardığı bildirildi.

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Abacı, bireylerin birbirlerine çok fazla bağımlı olduğu ailelerde okul fobisinin olma olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Yoğun kaygı nedeniyle çocuğun okula gitmek istememesine ya da gitmemesine okul fobisi dendiğini hatırlatan Prof. Dr. Abacı, okul korkusundan eve dönen çocuk için yapılacak en iyi şeyin, onu en kısa sürede okula geri götürmek olduğunu kaydetti.

Çocukların bu isteksizliklerinin karin ve bas ağrıları ya da mide bulantısı gibi fiziksel şikâyetler ile dile getirildiğini anlatan Prof. Dr. Abacı, yoğun olarak yaşanan okul korkusundan dolayı bu fiziksel şikâyetlerin gerçek olabileceğine de dikkati çekti.

Prof. Dr. Ramazan Abacı, "Genelde bireylerin birbirlerine abartılı bağımlı olduğu, birbirlerine her an herhangi bir olumsuzluk olacakmış gibi davranan ailelerin çocuklarında okul korkusu olma olasılığı yüksektir. Çocuk kendi yokluğunda ailesine bir şey olmasından ya da kendisini terk edip gideceklerinden veya anne ve babasının yokluğunda kendisine bir şey olacağından korkmaktadır. Bu tür çocuklar aşırı kaygılı, uyumlu, aşırı onay bekleyen çocuklardır" dedi.

Okul korkusu olan çocuğun mutlaka bir psikologa gösterilmesi ve onun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ramazan Abacı, bu hastalığın tedavisinde, çocuğun bireysel tedavisi yanında aile tedavisinin de gerekebildiğinin altını çizdi. Okul korkusu nedeniyle eve gelen çocuğun zaman geçirilmeden okula geri götürülmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Abacı, "Çocuğunuza okula dönmesi konusunda ısrar edin. Okul korkusunda yapılacak en iyi şey, çocuğunuzu mümkün olduğunca çabuk okula geri götürmenizdir. Okula devam çocuğunuzun okul korkusunda yasadığı fizyolojik belirtilerin azalmasına yardımcı olur ve sonunda çocuğunuz okula gitmekten yeniden zevk almaya baslar. Bu nedenle çocuğunuzu, okula gitmeye devam ettiği sürece kendini daha iyi hissedeceği konusunda ikna edin" diye konuştu.

Okula gitme zamanlarındaki karar anı önemli

İlk zamanlarda okulun sabahları güç olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Ramazan Abacı, "Bu zamanlarda çocuğunuza kendisini nasıl hissettiğini sormayın. Çünkü bu durum çocuğunuza şikâyet etmek için fırsat ve cesaret verecektir. Çocuğunuzu gözleyin, eğer ev içinde dolaşabiliyor ve çok rahatsız görünmüyorsa okula da gidebilecektir.

Şayet çocuğunuzun fiziksel yakınmaları varsa ve genel yakınmalarına benziyorsa, çok fazla tartışmadan onu hemen okula hazırlayın ve gönderin. Eğer çocuğunuzun sağlığı konusunda endişeliyseniz, doktor kontrolü yararlı olacaktır. Aksi halde okula gönderin ve öğretmeni durumdan haberdar edin, çocuğunuz ciddi bir şekilde hastalanırsa sizi arayıp haber vermelerini isteyin.

Çocuğunuz okula geç kaldığında, servisi kaçırdığında, mutlaka onu okula göndermek için başka çözümler geliştirin ve en kısa zamanda okula gönderin. Bazen çocuğunuz kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapmanız gereken onu okula geri göndermektir. Çocuğunuzun öğretmenini konu hakkında bilgilendirmeniz, öğretmenin çocuğunuzu anlaması konusunda yardımcı olur. Öğretmenin bilgilendirilmesi, öğretmenin çocuğunuzun bazı davranışlarına daha toleranslı olmasını sağlayabilecektir" seklinde konuştu.

Çocuğunuzla okul korkusu hakkında konuşun

Okula gitme vakti dışında bir zamanda çocuklarla okul korkusu hakkında konuşmanın faydalı olacağını kaydeden Prof. Dr. Ramazan Abacı, şunları kaydetti:
"Okul korkusu hakkında çocuğunuzu suçlamayın ya da küçümsemeyin. Bu durumun birçok çocuk tarafından yaşanabildiğini ve zaman için kendisini mutlaka daha iyi hissedeceğini anlatın. Çocuğunuzu tam olarak neyin mutsuz ettiğini öğrenmeye çalısın. Çocuğunuza, olabilecek en kötü şeyin ne olabileceğini sorun.

Eğer sizin bu konu hakkında yapabilecekleriniz varsa elinizden geleni yapacağınızı söyleyin. Eğer çocuğunuz okulda fiziksel belirtilerin çok artmasından korkuyorsa, öğretmene uygun bir yerde 10–15 dakika dinlenebileceğini söyleyin. Okul korkusu olan çocuklar, okul dışında daha çok aileleri ile zaman geçirmek, evde oynamak, odalarında yalnız olmak ya da televizyon seyretmek isterler.

Birçoğu geceleri arkadaşlarının evinde kalamaz, hemen eve dönmek ister. Böyle durumlarda çocuğunuzu akranları ile vakit geçirmesi için teşvik edin. Çeşitli aktivitelere göndermek, arkadaşlarını evinizde geceleri kalmaları için davet etmek, çocuğunuza yardımcı olacaktır. Okula gitmek istemeyenin ya karnı ağrıyor ya da başı. Eğitim hayatıyla yeni tanışan veya okulda çeşitli sorunlar yasayan çocuklar, gerçekte var olmayan hastalıkları bahane ederek, okula gitmemenin yollarını arayabiliyor. Okul korkusunun oluşturdu sorunlar, zamanında çözümlenememesi durumunda, hayat boyu başarısızlığa davetiye çıkarır."
 
Geri
Üst