İş Yoğunluğundan Mustaribiz

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
İş Yoğunluğundan Mustaribiz
Bu yılın başlarında, Fransız otomobil üreticisi Renault’nun Paris dışındaki bir dizayn binasında çalışan üç mühendis, beş aylık bir dönem içinde sırayla intihar etti. Olay, Fransız kamuoyunda geniş yankı buldu. Çünkü intiharların ortak paydası, mühendislerin, intihar notlarında ve aileleriyle yaptıkları son konuşmalarında, hep iş yoğunluklarından, üst yönetimin baskısından ve iş arkadaşlarının yanında üstleri tarafından yapılan aşağılayıcı eleştirilerden bahsetmiş olmalarıydı.

Ve işte tam da bu noktada, firma kendi içine dönerek ruhani bazı sorgulamalar yapmaya başladı. Son CEO Carlos Ghosn’un agresif ve baskıcı taktikleri bilinen bir gerçekti; zaten artan satış rakamları da bu agresif stratejilerin başarısını kanıtlıyordu. Ancak ölümlere sebep olmak, işte bu iddialıydı.

Firma, ölen mühendislerin işyerinde baskı altında olduklarını kabul etti, ancak ölümleri ile iş ortamları arasındaki ilişkiyi tamamen reddetti. Fakat yine de, 'her şerden bir hayır doğar' prensibi hayata geçti ve bu durum, firmada 'işyerinde stresle savaş'ın fitilini ateşledi. Mart ayında Ghosn, bu savaş için 10 milyon dolar ayırdıklarını ilan etti. O gün bugündür 2 bin 100 yönetici stresle başa çıkma üzerine eğitildi; 150 üst düzey yönetici, çalışanlarında stres başlangıcını nasıl anlayabilecekleri üzerine psikologlardan seminerler aldı. Renault aynı zamanda çalışanların rahatlayıp stres atabileceği mekânların sayısını da tüm dünyada artırmaya devam ediyor.

Fransa örneği bir yana, 'Performans kültürü'nün mucidi Amerika’da bile artık firmalar strese karşı savaşıyor. General Electric bile, artık düşük performanslı çalışanlarına, stresi tetiklediği ve baskıyı artırdığı için 'son 10' (top10’un zıttı şeklinde!) demeyi bırakmış; şimdi onların adı 'daha az etkin çalışanlar'. General Mills arabası bozulan çalışanların arabasını tamir ettiriyor, saç boyası gelen çalışanların saçlarını bile boyatıyor. Amaç hayatı herkes için kolaylaştırmak, stresi minimuma indirmek ve iş-yaşam dengesinin kurulmasına katkıda bulunmak.

'STRES'İN ACI SONUÇLARI 1

Stres çağımızın vebası. Mesela İngiltere’de, resmi işgücü istatistikleri gösteriyor ki, yaklaşık 5 milyon kişi işyerinde 'çok stresli'. Başka ülkelerde de durum pek farklı değil. Durumun sonuçları ise birkaç açıdan oldukça tatsız. İlki meselenin sanayiye ve ülke ekonomisine yansıyan boyutu. İngiltere’nin Personel ve Gelişim konusunda önde gelen birliği CIPD'nin, işe gelmeme üzerine yaptıkları 'Absence Management 2006' araştırmasının sonuçlarına göre, zihin işçilerinde, uzun dönemli işe devamsızlığın ana sebebi stres.

Amerikan Stres Enstitüsü ve Amerikan Psikologlar Birliği’nin tahminlerine göre, firmaların stres nedeniyle oluşan yıllık iş/üretkenlik kayıpları 200 milyar dolar civarında. Bir diğer tatsız boyut, stresin kişinin sağlığına olumsuz yansımaları. 2007’de yapılan 'Stressed Out' araştırmasına göre, çalışanların yüzde 32’si stresle başa çıkmak için 'alkol alıyor'. Daha acı olanı aynı oranın 2003’de yüzde 23 olması. Bir de üzerine, yüzde 12’lik bir kesimin, yaşadıkları stres sonucu 'intihari eğilim' geliştirmiş olduklarını söylemiş olmaları, Fransız kamuoyunun tepkilerini pek de haksız çıkarmıyor gibi.

İşte tüm bu nedenlerden dolayı, bu hafta İnsankaynaklari.com'la “İşyerinizde en çok hangisi sizde stres yaratıyor?” diye sorduk. Aldığımız cevaplardan, Türkiye’de çalışanların daha çok (yüzde 36) 'iş yoğunlukları'ndan mustarip olduğunu gördük. Diğer bir stres yaratan konu yüzde 23'le 'hiyerarşik ilişkiler'; yine 'günlük işlerimin içeriği' de yüzde 23'le stres yaratan önemli bir başlık olarak belirlenmiş. 'İş yükü' başlığı Avrupa’da yapılan birçok başka araştırmada, yine stresin ana sebebi olarak karşımıza çıkıyor.

Örneğin, İngiltere’de Croner Consulting firmasının 2007 başında yaptığı son araştırmaya göre ise, işyerinde stresin en önemli sebebi yüzde 24 tarafından dile getirilen 'ağır iş yükü'. 'İş arkadaşları' yüzde 14'le ikinci sırada. Amerika’da ise CareerBuilder.com’un 2006 tarihli anketinde çıkan sonuçlara göre, Amerikalı çalışanlar üzerinde, işyerinde en fazla stres yaratanlar yüzde 16'yla 'iş arkadaşları'.

NE YAPMALI?

Stresle başa çıkmak için açıkçası şu köşede ne yazsam boş. Stres yönetimi artık neredeyse ayrı bir disiplin. Derin nefes alma, reiki, yoga, ferrari’li bilge ve hatta jonglörlük gibi klişe önerilerle vaktinizi almak istemem. Önerim her birinin size ne kadar uyduğuna emin olduktan sonra adım atın ve aç kurt gibi hepsine saldırmayın. Ama bunların dışında, insan kaynakları profesyonellerine ve firmalara, daha yapılandırılmış özet öneriler sunmak mümkün tabii ki. Bunun için de en kısa ve öz öneri listesi bana göre CIPD’ninki. CIPD işyerinde stresle başa çıkmak için 4 ana strateji öneriyor; dikkate almanızda fayda var:
  • Politikaları, prosedürleri ve sistemleri, çalışanların iyiliğini ve sağlığını garanti edecek şekilde düzenlemek ve denetlemek; bu sayede kısa sürede problemli çalışanları belirleyebilmek.
  • Problem çözücü bir yaklaşımı benimsemek; problemlerin niye ortaya çıktığını belirlemek ve çözüm geliştirmek.
  • Sağlıklı bir iş ortamı yaratabilmenin yollarını belirleyerek personelin iyi olmasına odaklanmak.
  • Her bir çalışanla bireysel olarak ilgilenip işyerinde problemlerle başa çıkabilmek için onları eğitmek ve destek vermek.

ANKET SONUÇLARI

Sizde en çok hangisi stres yaratıyor?

İş yoğunluğum yüzde 35,97
Hiyerarşik ilişkiler yüzde 22,72
Günlük işlerimin içeriği yüzde 22,56
İş arkadaşlarımla ilişkilerim yüzde 15,40
Şirket dışından iş ortaklarıyla ilişkiler yüzde 3,34

Katılımcı sayısı: 9537

Umut Sarp Zeylan
 
Geri
Üst