İşte böyle sevdim onu ben .Burası benim köşem

Dün yine yapayalniz dolastim yollarda…Yagmurlarin islattigi, bombos sokaklarda.Gözlerimde yas,kalbimde sizi,unutmadim seni,unutamadim ne olur anla beni…
 
Dokunulmamış düşlerim vardı benim. Kimseye söylemediğim ve kimsenin bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı. İçinde sen olan ama senin bile bilmediğin, dokunulmamış, kirletilmemiş, bozulmamış düşlerim vardı. Beni bu kadar mutlu eden onlardı.

Sana bakarken masallar yazardım ben, seni dinlerken, sana dokunurken, her harfinde bir düşü saklayan masallar yazardım. Kimse bilmezdi. Sen de bilmezdin. Kirlenmesin diye söylemezdim.


Bazen söz biter
Acı kalır içinde
Gecelerin de geçmez olur
Gündüzlerin de​
Sonra bitti. Ansızın bitti. Sen gidiyorum dediğin an bozuldu düşlerim. Beklemediğim bir zamandı, beklemediğim bir cümleydi, belki onun için bu kadar yaktı canımı.

Kimselere dokundurmadığım düşlerimin üzerine basa basa gittin. Kirlendi düşlerim.

Alışmaya çalıştım. Nefes almaya çalıştım. Yaşamaya çalıştım. Çalışmakla olmuyordu. Yaşamam için yeni düşler gerekiyordu. Sen yoktun, kurduğum bütün düşler yokluğunla kirleniyordu. Nefes almakla yaşanmıyordu.

Yaşamam için seni sevmem gerekiyordu.

Sonunda bıraktım kendimi..



Rüzgara bırakırsın
Bir kuru yaprak misali
Nerede bulacaksın bilemezsin
Sonunda kendini​

Seni sensiz yaşamayı öğrendim sonunda. Seninle sensiz nefes almayı. İçinde senin olduğun düşleri senden uzakta kurmayı. Sana bakmazken, sen dinlemezken masallarıma düşler saklamayı.

Artık sadece seninle değil herkesle paylaştığım dünyada, sadece seninle değil herkesle paylaştığım anlarım vardı. Sen olmayınca yaşam bir masal değildi.

Yaşamdı.

Sıradandı.

Sen Gittin
Herşey Gitti
Sevinçler
Mutluluklar
Hayaller
Artık herşey sıradan
Herşey basit
Ben de seni sevmekten hiç korkmadım Sevgilim​

Seni bu kadar çok sevdiğim için kızdım kendime. Bir gün gideceğini anlamadığım için. Durmaksızın sonsuza kadar süreceğini sandığım düşler kurduğum için kızdım. Yaşadıklarımı herkesin yaşadıklarından ayrı tuttuğum için kızdım. Sen bitti dediğinde o kadar çok acı çektiğim için kızdım.

Hala bile bu kadar acı çektiğim için kızdım.

Gidiyorum dediğinde biraz daha kal demediğim için kızdım. :18:


 
Bazı anlar vardır ya
Ya vardır ya yoktur
Göremezsin karanlıktan
Çarparsın duvarlara
Ama yine de yürürsün
Bir sonraki adımın boşluk olsa bile
Gözlerine bakmaktan
Hiç korkmadım
Sevgilim...


O kadar çoktu ki sana biriktirdiklerim, sensizliğinde bitiremedim. O kadar çok sevmiştim ki seni, sevmekten vazgeçemedim.

Oysa sen bitirdin.
Oysa sen vazgeçtin.
En Gitmez dediğimdin
Gittin..

Sen
Gittin
 
BIZIMKISI BIR ASK HIKAYESI

Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları
yazarken
gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana
göre
değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman
hep
ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak
istiyorum.Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen
yazılı
satırlar olarak geçmeyin. Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış
diyeceksiniz buna eminim. Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak
babamın
tayininin çıktığı bir köye taşındık.Huzursuzdum,okulumu bir köy
okulunda
okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum.kaydımı yaptırdı babam
okula.İlkokul 4. sınıftan başladım köy okuluna.Beni bir sınıfa
verdiler.Öğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi sıraya
oturmak
istiyorsan otur dedi bana.Bir kızın yanı boştu sadece oraya
oturdum.Hayatımı
adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştım.İsmi
Altınay
idi.Çocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok etkilemişti.Masmavi
gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım
notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o minik
yaşımda
ona bağladı.O dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı. Zaman ilerledikçe
onsuz
tek saniye geçiremiyordum.ya ben onlara gidip ders çalışıyor, yada o
bize
geliyordu.Mükemmel bir paylaşımcıydı.Yüreğini,sevgisini,dostluğunu daha
o
yaşta vermişti bana.İlkokulu birlikte okuduk ve aynı sırada
bitirdik.Hep
onunla hep ona biraz daha alışarak. Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize
rica
ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı
sıraya
oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar.Başarmıştık.
Yine
aynı sıradaydık.Geride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki
onsuz
hayat bana huzur vermiyordu.Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha
çok
seviyordum.Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü
ortaokul
yıllarımız bitmek üzereyken.Şehir merkezinde.Ailelerimiz liseye
geçtiğimiz
sırada ortak bir karar aldılar.Buna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı
evde
kalacaktık.Annem de bizimle kalacaktı.Allah\\\'ım o karar bize
iletildiğinde
dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu.Ona aşık olmuştum.Aynı
duyguları o
da paylaşıyordu ve bunu fark eden ailelerimiz okul bittiğinde
evlendirelim
diye karar almışlardı bile.Ona tapıyordum artık.Haşa Allah\\\'a şirk koşar
gibi
günah işlercesine seviyordum.İlk elini tuttuğumda sakın bir daha
bırakma
demiştim. Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne !
eğmiş,gülümsemiş ve
elimi sıkı sıkı kavramıştı.Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor
okuldan
çıkarken elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize.Arada bir
elleri
terler ve her terleyişte elini elimden kurulamak için çekerdi.Bunu her
yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek
gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu. Her şey harikaydı,dünya
cennet
gibiydi gözümüzde.Yıllar akıp gidiyordu mutluluk içinde.Nihayet liseyi
de
bitirmek üzereydik.karne dönemi gelmişti.Karnelerimizi aldık hiç
kırığımız
yoktu.Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu.bunu kutlamak için bir
cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık.Okulun az ilerisinden geçen bir
çakıl
yol vardı.Her zaman toz duman içinde olurdu.çakıllarla kaplıydı.O yolun
benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol
oynayacağını
bilsem hiç girer miydik o yola.Neler vermezdim o yolu yürümemek için.
Eli
yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eli.Sanırım dört
adım
atmıştım.Dönüp yine azarlayacaktım.Çünkü hem elimi bırakmış,hem de
geride
kalmıştı.Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı.Sanki gök kubbenin
altında
kaldım.yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.ne yapacağımı bilemedim
üzerine
kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o
görüntüyle karşılaştım.Başı kesilmiş bir tavuk gibi
çırpınıyordu.Suratına
bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi
gözlerinden biri akmıştı.Suratının yarısı yoktu.Hırlıyordu bana bir
şeyler
demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler
demeye
çalışıyordu.Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir
taş
suratına saplanmıştı.Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit
büyüklüğünde
bir taş parçasının bitireceğini bilemezdim.Donuk donuk hiç konuşamadan
yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ellerini tuttum kaldırdım
başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı tuttu.Akan kan ellerimize
damlıyordu.Yoldan geçen bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye
yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu için almadı ve kaçtı gitti.Kimse
arabaya
almıyordu.çevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni
seviyorum,beni
bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordum.İki dakikalık bir
çırpınıştan sonra kucağımda öldü.Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme
döndü.Tam dokuz yıl oldu onu yitireli.
Kendime olan güvenimi yitirdim.Artık kimseyi sevemem,kimsede beni
sevemez
korkusundan kurtaramıyorum kendimi.Bitkisel hayatta gibiyim.Tek elimde
kalan
bu net.bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak istedim.Yitiren,ya da ben
yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile ellerimi
bırakmamaları şartıyla elimi uzattım.Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız
olun
ama elimi bırakmayın.Size sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen...


Bu yazıyı okurken sizinde eliniz terlediyse o zaman bilin ki sizde sevdiniz….
duygulandınız hatta ağladınız ama işte kader…
 
Sadece son halini görmek isterdim....
İçimde o kadar kaldı ki... evet hala hissediyorum ben gibisin sende şuanda ama yetmiyo bana,pişman olmanı hatta benden beter olmanı istiyorum engel olamıyorum
aslında yanlış biliyorumm bu duruma düşürdükten sonra çözümde değil senin pişmanlığın hiçbirşey değişmiycek ama hakkımı sana helal etmiyorum pişman olup benden beter olduğunu görsemde içimdeki bu ateş hiç ama hiç dinmiycek...
 
içimde yanan bu ateş ne zaman küllenecek :)
ne zaman gülecek gözlerim???
ne zaman atacak yeniden bu kalbim???
Nasıl Nasılll bu kadar çok yandı bu yüreğim :18:
Seni Yüce Allahıma havale ediyorum...
 
Geri
Üst