Mutlu Ailelerin Sırrı

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
Mutlu Ailelerin Sırrı
Hani dijitürk reklamı var ya orda''mutlu ailelerin sırrı dijitürk''diyor ya:Dişte o öyle değil:)Mutlu ailelerin sırrını merak eden ve mutlu olmak isteyen aileler buyrunuz.

MUTLU AİLELERİN SIRRI - MUTLU AİLELERİN SIRRI NEDİR? HAKKINDA

Çocuklarınızın sevgi ve huzur dolu bir ortamda büyümesi çok önemli. Mutlaka her evde kavga olur ama önemli olan evin içinde genel olarak huzurlu ve sakin bir ortamı sağlayabilmek. Peki, nasıl? Önerilerimizle...
Ruh hali bulaşıcıdır! Her anne bir aile bireyinden diğerine gerginliğin ne çabuk yayılacağını bilir.
Çoğu zaman farkında olmasak da elimizde olmadan çevremizdekilerin ruh halinden etkileniriz. Bir araştırma, herhangi bir yabancının bile bebek ağlamasına tansiyon yükselmesi ve kan basıncının artması gibi bilinçsiz tepkiler gösterdiğini ortaya koyuyor. Konu üzerinde sorumluluğu olmayan kişilerin bile başka kişilerin stresine böyle tepki gösterdiğini varsayarsak, kim bilir biz kendi evimizde olanlardan ne kadar etkileniyoruz. Stresli aile ortamı kaçınılmaz, önemli olan onu en aza indirmek. İşte annelerin evdeki huzuru koruma yolları...
KARNI ACIKANLARI BESLEYİN
Çocuklar genelde acıktıklarını fark etmez. Sakince 'Acıktım!' demek yerine huysuzlaşır ve en ufak bir şeye bile patlarlar. Kan şekerinin kırılma noktasına kadar düşmesini beklememek gerekir. Arabada bulunduracağmız bisküviler, dolapta çocuğun boyunun yeteceği yükseklikte duran peynirler, mutfak masasındaki meyveler sorunu çözebilir. Çocuğunuz nedensiz yere mızmızlanmaya başlarsa, ikşam yemeği 10 dakikaya hazır olacak olsa bile, ona atıştırmalık ermekte yarar var. Siz de sinirlerinizi atıştırmak için yanınızda hafif ıtıştırmalıklar bulundurabilirsiniz.
Uzmanlara göre çocuklar davranışlarının sonucunu bildikleri zaman daha az sorun çıkarıyor. Konmuş her kuralın sonucunu görmek için karşı çıkmaya meyilli oluyorlar. Ama yemek vaktinin, oyuncaklar Toplandıktan ve banyo yapıldıktan
sonra geleceği belirtilirse çocuk yıkanmayla ilgili çok sorun çıkarmayacaktır.

'Salondaki çalar saat çaldığında, televizyon saatinin bittiğini anlıyorlar ve biraz daha seyretmek için mızmızlanmıyorlar. Ben de sürekli onları kontrol edip uyaran polis rolünü üstlenmemiş oluyorum.' Hazal Yerlikaya, 7 yaşındaki İdil ve S yaşındaki Kemal'in annesi.
İdil'in ve Kemal'in annesi belli bir rutini korumanın onu 'kötü anne' pozisyonundan kolayca çıkardığım belirtiyor.
Bu yöntem yeni yürümeye başlayan çocuklar kadar büyük çocuklar için de geçerli. Sinirli bir çocuğu patlamadan önce sakinleşmeye gönderin. Genelde anneler çocuğu ortamdan uzaklaştırmayı bir ceza olarak kullanır. Aslında sakinleşme ve siniri frenleme yolu olarak kullanılmaları daha yararlı. Olayların kızıştığını fark ettiğiniz zaman, çocuğunuzu odasına gönderip istediği bir şarkıyı söylemesini veya bir kitaba bakmasını önerebilirsiniz. Kitabı veya şarkısı bittiğinde odasından çıkıp sakince konuşmaya devam edebilir.
SAKİN PROTESTOYA İZİN VERİN!
Çocuklar her zaman kurallara uymaz ve biz de onların hayal kırıklıklarım sessizce aşmalarını bekleyemeyiz. Ama bütün aileyi strese sokmalarına da izin vermemeliyiz. Çocuğunuzun bağırıp çağırarak enerji atması gerekiyorsa bunu özel olarak, kendi odasında kapısını kapatıp yapmasını isteyin. Sakinleşip neden mutsuz olduğunu anlatırsa eşinizle birlikte onu dinlemelisiniz.
Böylece çocuğunuz yürümeye başladığı andan itibaren siniriyle odasında kendisi baş etmeyi öğrenir. Kocaman gözlerle bağırarak odasına giden çocuklar genelde 30 saniye içinde gözleri yaşlı bir şekilde ama sakinleşmiş olarak geri gelecektir. Ne de olsa izleyici yokken sinir krizi geçirmenin hiçbir zevki yok.
ONLARIN DA PROGRAMLARI VAR!
Çocuklar kötü sürprizlerden en az bizim kadar rahatsız olur. Onların planlarını onlardan habersiz bir şekilde değiştirmek, ağlama krizlerine neden olur. Bu yüzden oyun zamanlarının biteceğini 5 dakika önceden bildirin. Dışarı çıkmadan önce ne yapacağınızı konuşun. 'Önce markete gideceğiz, elma ve muz alacağız ama şeker almayacağımızı bilmelisin, sonrasında da parkta teyzenle buluşacağız ve biraz gezeceğiz.' gibi...
Uzmanlar bunun özellikle günlük rutinde aksaklık yaratan planlar için önemli olduğunu vurguluyor. Oyuncaklarıyla oynamak yerine sizin istediğiniz bir şeyi yapmasını talep edeceğiniz zaman bunu bebişinize önceden belirtmelisiniz.
HERKES ÖZEL ILGI İSTER
Çocuklar dışlandıklarını hissettiklerinde yaygara çıkarmaya bayılır!

'Kızım huysuzlaşmaya başlarsa onu karşıma alıp benden istediği özel bir şey olup olmadığını soruyorum. Puzzle veya bir oyunun onları nasıl sakinleştirdiğini görmek çok ilginç.' Arzu Yalçıntaş, 5 yaşındaki Merve'nin annesi.
Dikkat edilmesi gereken nokta evde büyük kardeşler varsa onlarla da tek tek ilgilenmek gerektiği. Büyük kardeşin küçüğe sataşmaya başladığını fark ettiğinizde, onunla baş başa kitapçıya yapacağınız bir gezi bir süreliğine de olsa davranış problemlerini düzeltecektir.
BEBEĞİNİZ SİZİN SINIRLARINIZ İÇİNDE ÖZGÜR OLSUN
Siz araba kullanırken koltukta düzgün oturması, yeterli uyku alması gibi önemli konularda sonuna kadar savaşabilirsiniz. Ama kişisel tercihlerle ilgili problemlerde onun tartışmayı kazanmasına izin verin.
'Kızımın sürekli -Erkek Fatma- gibi giyinmesi beni çok rahatsız ediyordu. Onu, şirin kız kıyafetleri giymesi için çok zorlamaştım. Ama sonunda onun kendi tarzım yaratmaya hakkı olduğunu fark ettim.'
Neslihan Şanhtürk, 7 yaşındaki Özlem'in annesi.
Uzmanlar evdeki gerginliği azaltmak için çocuğunuza birçok seçenek sunmanızı öneriyor. Hem de bu seçeneklerin sizin isteklerinize ters olması gerekmiyor. Örneğin yaptığınız üç-dört çeşit yemekten ikisini seçmesini istediğinizde kontrolün kendilerinde olduğunu düşünür ve sorun çıkarmazlar.
TEKNOLOJİ HUZURUNUZU ENGELLEMESİN
Birçok çocuk için telefon, kardeşten daha kıskanılacak bir şeydir. 'Annem benden çok saçma bir cihazla ilgileniyor.' diye düşünmeleri çok olasıdır. Çocuklar için kıskançlığın doruğa çıktığı anlar, yatmadan önceki zamanlardır. Sizin minik canavarı yedirmek, yatmaya hazırlamak yeterince güçken bir de konuşkan arkadaşlar, akrabalar arayınca geceniz cehenneme döner. Bu durumu engellemek için çocuğunuzun yatma saatinden iki-üç saat öncesinde telefonları açmayı bırakıp telesekretere bağlanmalarına izin verin. Onu yattıktan sonra da mesajlarınızı dinlersiniz. Gecelerimizin vazgeçilmesi televizyonlar... Siz yemek yaparken çocuğunuzun sizi meşgul etmesini istemiyorsanız, televizyona (3 yaşından sonra) onu ürkütmeyecek bir video, film koyabilirsiniz. Ancak televizyondan gelen sabit seslerin yanında bir de
'Hastalıkta ve sağlıkta, ölümde ve doğumda: neşede ve kederde güvenli ve sıcak olan. tek ver sıcak aile ortamı!
çocuğunuz televizyona gözlerini yapıştırıp başka bir şeyle ilgilenmiyor, sizi dinlemiyorsa geceniz kabusa dönüşmeye başlıyor demektir. Hemeeeennn televizyonu kapatın!
MIZMIZLARI GÜLDÜRÜN!
Çocuklarınız sürekli didişiyorsa en iyi çözüm onları güldürmektir. Özellikle yaptığınız komik hareketler, dikkatlerini hemen dağıtır. Örneğin, babanın birden yüksek sesle şarkı söylemeye başlaması tartışmayı sonlandırır ve çocukların kıkırdamasını sağlar. Yemekten önce çocuğunuz sorun çıkarmaya veya ağlamaya başlarsa, yemeği birlikte pişirmeyi önerin. Böylece hem yeni bir şeyler öğrenirler, hem de diğer aile üyelerinden bolca övgü alırlar. Bu
durum mutfakta işleri yavaşlatacak olsa da, evdeki sakinliğin devamlılığını sağlar.
Uzmanlar kardeşlerine kötü davranan çocuklara öpücük cezası vermenin doğru olacağını belirtiyor. Alışılmadık bir ceza türü gibi gözükse de çok işe yarıyor. Çocuğunuzdan ailedeki herkesi tek tek öpmesini ve onları sevdiğini söylemesini isteyin. Ama bunu yapmasını sizin istediğinizi kimseye söylememeli.
Ailedekiler çocuğunuzun bu davranışına önceleri şaşırabilirler, ama sonra onlar da sevgilerini dile getirecektir. Böylece ailece birbirinize sık sık sevgi sözleri söyleme alışkanlığı edinebilirsiniz.
Neyse ki, sevgi de huysuzluk kadar bulaşıcıdır. Bu nedenle ne kadar çok sevginizi gösterirseniz, o kadar karşılığım alırsınız. Ayrıca unutmayın ki sevgi, yakalamaktan hiç sıkılmayacağınız bir kelebektir!
AİLE BAĞLARI
Hepimiz ilk adımlarımızı onların yanında attık. İlk gülüşümüze, ilk hıçkırığımıza önce anne-babamız şahit oldu. Belki birçoğunuz büyüyüp onlar gibi olmayı hayal etti. Kimilerinizse onlardan nasıl kopacağını düşünüp zaman zaman dertlendi! Öyle ya da böyle herkes bir gün anne-babasının o sıcacık ve güvenli kucağından kalkmak zorunda kalıyor öyle değil mi?
Yazımızda Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzman Dr. Leyla Benkurt Aklaş, aile kavramından ve bu kurumun öneminden bahsediyor.
AİLENİN TEMELİ
Aile, bireyin hem biyolojik hem de psikolojik doğumunun ve oluşumunun temellerinin atıldığı bir kurum. Aynı zamanda da toplumu oluşturup şekillendirir. Bu bakış açısından yola çıkarak aileden bireyin yetiştirilmesi ve toplumun huzuru için bazı işlevleri yerine getirmesi beklenir. Bildiğiniz gibi aile üyelerinin yiyecek, giyecek ve kalacak yer gibi ihtiyaçlarının karşılanması bu işlevler arasında.
Çocukların sosyal hayatı, ahlak ve amaçların sürekliliğini sağlama da anne-babamn diğer görevler arasında. Düzeni sürdürme ve toplum içinde üretimde bulunmayı da unutmamak gerekir! Kurumsal bir yapı olarak beklentilerin yüklendiği ailenin temelindeyse duygusal paylaşımlar yatar.
YAPISI
Ailenin yapısı aile üyelerinin karşılıklı beklentileriyle tanımlanan görünmez sınırlarla belirlenir.
Aile içindeki ilişkiler, zaman içinde tekrarlanır. Aile üyeleri ailedeki alt sistemleri oluşturur. Bir aile üyesinin farklı alt sistemlerde farklı güçleri ve rolleri bulunur. Mesela bir kadın, eşiyle kurduğu sistemde pasif, güçsüzken, çocuklarla beraberken yöneten, güçlü ve söz sahibi olabilir.
ROLLER
Sağlam bir karı-koca alt sistemi oluşturmak için evlenmeden önce, ekonomik ve duygusal bağımsızlık kazanmış olunmalı.
Ailesinden farklı amaç ve kariyer çizgisi oluşturabilmiş, toplumda üretici bir yetişkin birey donanımına ulaşmış olmak da çok önemli. Böylece çiftin aile büyükleri de evliliği kabul eder. Kuşaklar arası inançlar, beklentiler açısından yeni çift sıkıntı yaşamamış olur. Sonuç olarak, alışkanlıklar, rercihler ve önceliklere saygı göstermeliyiz. Diğerinin yerine Kendimizi koyabilmeliyiz.
UZMANIMIZIN ÖNERİSİ
Eşinizi değiştirip kendinize uydurmaya çalışmayın. Farklı olmasına rağmen sevmeyi, kabullenmeyi bilmek çok önemli. Ortak zaman geçirmeniz konusunda kişisel tercih ve önceliklerinizden vazgeçebilirsiniz. Özgürlüklere, bireysel varoluşlara da saygı göstermeniz şart! Eşimizin hoşlandığı ve yapmamızı istediği şeyleri kendimizi hırpalamadan gerçekleştirip bunu bir güç ve rekabet konusu olmaktan çıkarabilmeliyiz. Ailemizin, çevremizin önceliklerindense kendi evliliğimizin önceliklerini düşünmeliyiz. Çünkü onlar eşimizi ve yaşantımızı bizim kadar iyi bilemez. Bu yüzden sevdiklerimiz hep elimizin altında diye onlara olan sevgi, beğeni ve saygımızı göstermeyi ertelememek gerekir.
GÖREVLER
Yeni sistem, anne-baba olmayla yeniden değişime uğrar. Yenidoğan minik üyeyle birlikte annenin yükü iki katına çıkar. Ekonomik önceliklerin değişmesi, sosyal hayatın kısıtlanması, duygusal dengelerin değişmesi de tabii bunu etkiler. Eşlerin birbirine karşı olan beklentileri artıp anlaşamadıklarında iş ayrılığa kadar gidebilir.
Hamilelik dönemi boyunca çift olarak kendinizi hazırlamanız, yeni yaşam tarzını kabullenmeniz, aile ve arkadaşlarınızın da bu anlamda
yanınızda olması ailenize olumlu katkı sağlar. Ayrıca anne-baba olunca daha özverili, sabırlı, anlayışlı, sevecen ve verici bir yapıya kavuşursunuz. Kendi ailenizi daha iyi anlar ve bu değişimle doğa, gelecek ve çevreye duyarlılığınız artar.
Miniğinizin uyku, beslenme, korunma işleriyle ilgili sorunların geçici bir dönem olduğunu unutmayın! Ne de olsa ona hayatının sonuna kadar siz yemek vermeyeceksiniz! Yine eski sosyal yaşamınıza bir süre sonra geri dönebileceksiniz, endişelenmeyin.
İLİŞKİLER
Çocuğunuz büyüdükçe, bakımı, ev işleri, evin geçimi derken anne-baba olarak rollerinizin tekrar çizilmesi gerekir. Çocuğunuzun eğitiminde tutarlı ve uzlaşıcı olmanız çok önemli. Ayrıca aile büyükleriyle çocuğunuz arasındaki sınırları belirlemezseniz, bedenini denetlemeyi öğrendiği dönemleri zorlaştırırsınız. Uyku saati, yemek yedirme, tuvalet eğitimi, tutturma davranışları anne-baba olarak sizin aranızda ciddi sorunlara neden olabilir. Tutarlı ve sakin olun. Onu dinleyin ve sakın ona sürekli: 'yapma, elleme' gibi cümleler kurmayın. Bu dönemde genellikle çocukla ilgili sorumluluklar annenin üzerinde olur. Bu yüzden yorulduğunuzda, takdir edilmediğinizde ya da önemsenmediğinizde eşinizi suçlayabilirsiniz.
Özellikle çalışan anneyseniz, çocuğunuzu ihmal ettiğiniz düşüncesine kapılabilirsiniz. Suçluluk duygusu yaşarsınız. Size, yeterince iyi bir anne olduğunuzun hissettirilmesi gerekir. Burada eşinize çok iş düşüyor. Karı-koca olarak arada ufak tatiller, yürüyüşler yapmak size iyi gelecek.
SORGULAMA DÖNEMİ
Çocuğunuz büyüyüp yuvaya veya okula başlayınca ister istemez, diğer çocuk ve ailelerle kıyaslamalar başlar. Dış dünyadaki yeterliliği, kendine güveni, yeni konuları öğrenme becerisi, öğretmen ve akranlarıyla kurduğu ilişkiler anne-babalar için önemli hale gelir. Çocuğun başarısı ve becerisi sadece anne-babamn becerisiymiş gibi davranmak, çocuktur diye umursamamak, aranızda tartışmalara yol açabilir.
Mutluluğun tanımı bile o kadar değişken ve kişiselken, buna ulaşma yollarının çeşitliliği kaçınılmaz bir hal alıyor tabii. Hollyvvood filmlerinde gülümseyen mutlu ailelere bakınca 'Küçük ev' den, 'Cosby ailesi'ne kadar birçok değerde, rollerinde, sınırlarda değişiklikler görülür.
 
Geri
Üst