Önlemler iyi ancak zamanında alınsa kriz daha rahat atlatılırdı
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, hükümetin ÖTV indirimini "Doğru karar" olarak yorumladı ve ekledi: "Bu kararlar Eylül'de de konuşuluyordu. İndirim Ekim'de yapılsaydı krizi daha rahat atlatabilirdik"..
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, hükümetin otomotiv, beyaz eşya ve konutta ÖTV indirimi ve KKDF'nin indirilmesine yönelik önlemlerinin 'Doğru adımlar' olarak nitelendirdi. Londra'da geçen hafta Confederation of British Industry'nin (CBI) ev sahipliğinde yapılan G-20 İş Zirvesi'nde, TÜSİAD Başkanı sıfatıyla Türk özel sektörünü temsil eden Arzuhan Doğan Yalçındağ hem toplantıyı değerlendirdi hem de gündemi yorumladı. Yalçındağ hükümetin krizi geç algıladığını ve önlem almakta geciktiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Son paket doğru ama bu Eylül'den beri konuşuluyordu. Otomotivde, beyaz ve elektronik eşyada ÖTV indirimi Ekim'de de yapılabilirdi. Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu indirimi aylardır konuşuluyor. Çok daha önce yapılabilirdi. Benim gördüğüm, hükümet krizi hafife aldı."
'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE GÜVENDİK'
Krizin hafife alınmasını "2001'de bir kriz yaşamıştık. Bağışıklık sistemimiz olduğu için rahat atlatacağımızı düşündük" sözleriyle açıklayan TÜSİAD Başkanı, önlemlerin erken alınabilmesi durumunda krizin istihdam kaybına neden olmadan çözülebileceğini iddia etti. Yalçındağ'ın değindiği bir başka konu ise mahalli idare seçimleriydi. Seçimden sonrası için iç tüketimi yeniden canlandırmanın kolay olmayacağını kaydeden Yalçındağ'a göre çözüm için krizden daha az etkilenen ihracat pazarlarına yönelmek, tüketimi artıracak adımların devamını sağlamak gerekiyor.
"KGF'YE SICAK BAKIYORUZ"
Açıklanan destek paketlerine ek olarak bankalarla reel sektör arasındaki kredi akışını kolaylaştırmak için gündeme gelen, kredi garanti fonu konusunda, TÜSİ- AD'ın yaklaşımının ne olduğu sorusu üzerine Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Sıcak bakıyoruz" dedi. Ancak peşinden de şu uyarıları yaptı: "Böyle bir fon önemli ama nasıl yönetileceği daha da önemli. Özel sektör için de, bankaların risk yönetimleri açısından da önemli. Kurtarılamayacak şirketlere yatırım yapmak, zaten batacak olan şirkete fon sağlamak emeğin ve paranın heba edilmesi demektir."
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, hükümetin otomotiv, beyaz eşya ve konutta ÖTV indirimi ve KKDF'nin indirilmesine yönelik önlemlerinin 'Doğru adımlar' olarak nitelendirdi. Londra'da geçen hafta Confederation of British Industry'nin (CBI) ev sahipliğinde yapılan G-20 İş Zirvesi'nde, TÜSİAD Başkanı sıfatıyla Türk özel sektörünü temsil eden Arzuhan Doğan Yalçındağ hem toplantıyı değerlendirdi hem de gündemi yorumladı. Yalçındağ hükümetin krizi geç algıladığını ve önlem almakta geciktiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Son paket doğru ama bu Eylül'den beri konuşuluyordu. Otomotivde, beyaz ve elektronik eşyada ÖTV indirimi Ekim'de de yapılabilirdi. Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu indirimi aylardır konuşuluyor. Çok daha önce yapılabilirdi. Benim gördüğüm, hükümet krizi hafife aldı."
'BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE GÜVENDİK'
Krizin hafife alınmasını "2001'de bir kriz yaşamıştık. Bağışıklık sistemimiz olduğu için rahat atlatacağımızı düşündük" sözleriyle açıklayan TÜSİAD Başkanı, önlemlerin erken alınabilmesi durumunda krizin istihdam kaybına neden olmadan çözülebileceğini iddia etti. Yalçındağ'ın değindiği bir başka konu ise mahalli idare seçimleriydi. Seçimden sonrası için iç tüketimi yeniden canlandırmanın kolay olmayacağını kaydeden Yalçındağ'a göre çözüm için krizden daha az etkilenen ihracat pazarlarına yönelmek, tüketimi artıracak adımların devamını sağlamak gerekiyor.
"KGF'YE SICAK BAKIYORUZ"
Açıklanan destek paketlerine ek olarak bankalarla reel sektör arasındaki kredi akışını kolaylaştırmak için gündeme gelen, kredi garanti fonu konusunda, TÜSİ- AD'ın yaklaşımının ne olduğu sorusu üzerine Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Sıcak bakıyoruz" dedi. Ancak peşinden de şu uyarıları yaptı: "Böyle bir fon önemli ama nasıl yönetileceği daha da önemli. Özel sektör için de, bankaların risk yönetimleri açısından da önemli. Kurtarılamayacak şirketlere yatırım yapmak, zaten batacak olan şirkete fon sağlamak emeğin ve paranın heba edilmesi demektir."
