Haftanın Kitapları

kirord-5811.jpg







P. W. Singer
Çeviri: Gözde Aral, İsmail Yaman
Timaş Yayınları
Ekim 2009, 542 Sayfa
Dünya kamuoyu özel askeri şirket kavramıyla ilk olarak ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgali sırasında tanıştı. Oysa günümüzdeki özel askeri şirketlerin ortaya çıkış hikâyesi Soğuk Savaş’ın bittiği yıllara dayanır.
Yaklaşık yirmi yıllık bir geçmişe sahip olan bu yeni güvenlik konsepti bugün yüzlerce şirketten oluşan, milyonlarca çalışanı istihdam eden yüz milyar doların üzerinde mali hacme sahip bir sektör haline gelmiştir.
Tüm bu ekonomik göstgelerin yanında asıl önemli olan bu yeni endüstrinin süregelmiş güvenlik anlayışını altüst etmesi. İnternet güvenliğinden meydan muharebelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veren askeri şirketler yavaş yavaş milli orduların yerini alıyor. Askeri endüstrinin bu önlenemez yükselişi mevcut dünya siyasetini tehdit eden en önemli meselelerden biri.
Kiralık Ordular şimdiye dek özel askeri şirketler üzerine hazırlanmış en kapsamlı incelemedir.
 
olume-8051.jpg







Ertan Doğan
Cevahir Yayınları
Mayıs 2009, 312 Sayfa

—Bir gece evimizin kapısını polis çalarsa hiç şaşma anne! Baksana ortalıkta Atatürkçü kalmadı, yakında bizi de alırlar içeriye.
"Ayy, Allah korusun oğlum, deme öyle…" dedi Emine ve kulağını çektikten sonra, üç kere masayı tıklattı. Güneş şemsiyesinin altında oturmalarına rağmen, üzerinde kazak olduğu için, sıcak iyice bunaltmıştı Çağatay'ı. Gazetelere bir süre daha göz gezdirdikten sonra, ayağa kalktı. Bacaklarını açmak için mermer zeminde birkaç adım yürüdü ağırdan. Merdivenlerden bahçeye indi. Çimlerin üzerinde yürürken kendini cennetteymiş gibi hissetti. Oysa bu ev, çok zaman cehennemden farksızdı onun için. Buluşmayı geciktirdiği için, bahçesinden özür diledi üzgün bakışlarla.
Görülmeye değer bir bahçesi vardı Işılların. Güller ve ortancalar karşılıklı sıralanmıştı. Okşanınca, çevresine mis gibi koku salardı fesleğen. Sevdalı serçelerin buluşma yeriydi çam ağacı. Işıklar yanınca içi içine sığmazdı akşamsefasının. Her ne kadar doğa, tüm cömertliğini sergiliyorduysa da bu güzel bahçede, insan görmek istemedikten sonra, yapacak ne kalıyordu geriye?
Çağatay, fesleğene elini sürerken; 'sahip olduklarımızın değerini niye çok geç anlarız,' diye sordu içinden. Gökyüzünün mavi olduğunu biliriz de kafamızı göğe çevirip, o maviliğin büyüsüne kaptırıp kendimizi, kaç kez düşlere dalarız? Doğanın yeşilliğini severiz de, çınarın gölgesinde soluklanırken, dallarla yaprakların kendi aralarındaki söyleşisine kulak verenimiz olur mu hiç? Sırf; gökyüzü mavi, ağaçlar yeşil diye mutlu olanımız var mıdır? Çam ağacının gölgesinde çimlere uzanmış, pırıl pırıl gökyüzünü izlerken; mutluydu Çağatay, hem de çok...
 
uzakdeniz-9497.jpg








Fernando Pessoa
Can Yayınları
Eylül 2009, 112 Sayfa


Fernando Pessoa değişik türlerde yazdığı metinlerle perdelere bölünmüş bir oyun ya da oyunlar değil, çok sayıda oyun kişisinin canlandırıldığı bir oyunlar toplamı yaratmıştır. Denebilir ki, birçok bakımdan yalnız bir insan olarak yaşamış olan bu ilginç yaratıcı, her biri özgün bir şair ya da yazar olarak yarattığı kişilerle bu yalnızlıktan bir ölçüde kurtulmayı başarmış, hatta onların birbilerinin yapıtlarını değerlendirerek çok kişili bir dünya kurmalarını da sağlamıştır.
Bu kitapta onun kendi adı dışında Alberto Caeiro, Alvaro de Campos ve Ricardo Reis takma adlarıyla yazdığı şiirlerin ancak sınırlı bir bölümünü sunuyoruz. Pessoa'nın 1935'te öldüğünde geride bıraktığı 25 000'i bulan belge bugün hâlâ tam olarak elden geçirilmiş ve yayımlanmış değil. Ne var ki, toplu yapıtlarının yayımlanmış olan bölümü bile onun çok önemli bir dünya şairi olduğunu kanıtlamaya yetiyor.
 
Geri
Üst