O, sonsuzluk yasalarının onun için geçerli olmadığı bir evren inşa etti. O ebedi, her şeye gücü yetendir. Geniş galaksi ve yıldızlarla dolu geniş evrende zamanın ebedi olduğunu ve uzayın sınırsız olduğunu biliyoruz. Uzayın arkasında ne olduğunu, ne de zamanın sona ermesinden sonra ne olacağını anlayamıyoruz, sadece biz insanlar tarafından anlaşılmak istenmiyor. Çevremizdeki sınırlı tecrübelerimize göre zaman için sonlu bir sayı görüyoruz, çünkü bizim için alan her zaman bitiyor. Dolayısıyla, şeylerin iki boyutta zaman ve mekanda sınırlı olmasını bekliyoruz. Sonsuzluk anlayamayacağımız bir kavramdır. Bununla birlikte Allah, mükellef olmak için vardır. Uzayın veya zamanın yasalarıyla bağlı değildir. Ve evrene bir makrodan mikro ölçeğe verdiği düzenin bir mucizesinden başka bir şey olmadığını göreceksiniz. Allah hakkındaki gerçek, O nun varlığıdır. O hep var oldu. Allah, şeyleri yaratmadan önce var olmuştur. Hala bir şeyler yaratıyor. Şimdi gördüğünüz her şey Allah tarafından yaratılmıştır.
Yaşadığımız hayatın mucizevi taraflarına bakın.
Siz, kardeşleriniz, yaradılışınız, mevsimler, hayvanlar, ağaçlar, mantık, matematik, fizik, yerçekimi, yediğiniz içtiğiniz şeylerin tadı. Her şey tesadüf mü sizce ? Her yerde Allah’ın nimeti var. Allahı kalbinizle görebilme ölçüsü, mantık, günah, uygulama, başkalarına yardım etme, kendinize ve başkalarına uyum sağlamış, asil bir hayatı yaşamak anlayışına dayanır. O bir maddi varlık değil, o da bizim duyusal algımızın haricinde. Her gün Allahın tecellisini görürüz. Hayvanlarda, bitkilerde, gökyüzünde, başka insanlarda.