Anonim şirketlerde Yönetim Kurulu üyelerinin Sorumluluğu

M

Misafir

Forum Okuru
Anonim şirketlerde Yönetim Kurulu üyelerinin Sorumluluğu
anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu cezai sorumluluğu anonim şirket şirketlerde
ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞU

A- Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğunu Düzenleyen
Başlıca Hükümler ve Hükümlerin Düzenleniş Şekli:

Anonim Şirketlerin kuruluş, idare, murakabe ve tasfiyesinden doğan sorumluluk halleri ile çeşitli sorumlu kişiler Türk Ticaret Kanununda toplu bir biçimde düzenlenmemiş olup sorumluların sıfatları ve bunların yaptıkları işlerin türüne göre dağılan bir sistem uygulanmıştır.

1- Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu ile İlgili Başlıca Türk Ticaret Kanunu Hükümleri:

Genel sorumluluk halleri Türk Ticaret Kanunu madde 336-341’de düzenlenmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu açıkça düzenleyen ve bu sorumluluğa dolaylı olarak yol açan ve Türk Ticaret Kanunun çeşitli konu ve yerlerinde yer alan özel hükümlerin başlıcaları madde 53, 65, 67, 275, 308-310, 321, 332, 334, 335, 342, 346, 363, 399, 412, 433, 450, 473 ve 474’de düzenlenmiştir. Ancak genel ve özel sorumluluk halleri bu sayılanlardan ibaret olmayıp; madde 336-5’ de yer alan “Gerek Kanunun gerek esas mukavelenin kendilerine yüklediği sair vazifelerin, kasten veya ihmali neticesi olarak yapılmaması” hükmünden hareketle Türk Ticaret Kanunu madde 137, 271, 304, 320, 324, 327 ve diğer bazı maddelerin ihlali ile yönetim kurulu üyelerinin uymakla yükümlü tutulduğu esas sözleşme hükümlerinin ihlali özel sorumluluk hali olarak kabul edilmiştir.

2- Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğunu Düzenleyen
Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu Hükümleri:

Sınırlı sorumluluk halleri olarak düşünülmemesi gerekli Ticaret Kanunu hükümlerine ilaveten, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu genel hükümleri de üyelerin sorumluluğuna yol açabilir. Medeni Kanun madde 2’de düzenlenen iyiniyet kuralı, haksız fiillerle ilgili Borçlar Kanunu madde 41-50 hükümleri, akde aykırı hareketlerden doğan sorumlulukları düzenleyen Borçlar Kanunu madde 96 hükümleri çeşitli durumlara göre üyelere uygulanabilir.

3- Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğunu Düzenleyen Diğer Kanunlar:

Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümler Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Medeni Kanundan ibaret değildir; daha bir çok kanunda yer alan hükümlerde yöneticilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Ödenmesi ihmal edilen vergi ve cezaların mükelleflerden tahsil edilmemesi halinde yöneticileri sorumlu tutan Vergi Usul Kanunu madde 10 ve madde 333, İcra İflas Kanunu madde 331-354 hükümlerinde düzenlenen cezaların yöneticilere verileceğini prensibe bağlayan İcra İflas Kanunu madde 335, kusurlu ve hileli iflas hallerinde cezanın yöneticilere verilmesini gerektiren İcra İflas Kanunu madde 310, 311, 345 ile Türk Ceza Kanunu madde 406 ve 407 hükümleri gibi. Ayrıca tüzel kişilerin yöneticilerinin hukuki ve cezai sorumluluğunu düzenleyen konular da yöneticiler hakkında uygulama alanı bulunur. Örneğin, anonim şirketi temsilen düzenlenen çekin karşılıksız kalmasından dolayı hukuki sorumluluk hem şirkete, hem de çeki imza eden üye veya diğer temsilciye (TTK md.321/5) cezai sorumluluk ise imza sahibine yöneliktir.

B- Türk Ticaret Kanunu Açısından Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu:

I- Yönetim kurulu Üyelerinin Müteselsil Sorumluluk Halleri:

1- Ödemelerin Doğru Olmamasından Doğan Sorumluluk:

Anonim şirketin borçlarından dolayı yalnız mameleki ile sorumlu olduğu, pay sahiplerinin sorumluluğunun sınırlı olduğu (TTK md.269/2, 450/1) dikkate alınarak şirketin mamelekinin muvazaadan ari olmasını sağlamak üzere hükümler getirilmiş, hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından yapılan ödemelerin doğru olması, aksi takdirde yönetim kurulu üyelerinin sorumlu bulunacağı belirtilmiştir.

Şirketin kuruluşu sırasında olduğu gibi kuruluşundan sonra da taahhüt edilmiş olan pay bedellerinin zamanında ödenmesini istemek ve takip etmek yönetim kurulunun görevidir. Aksi halde payları kendi hesaplarına almaya ve müteselsilen ödemeye mecburdurlar.

Pay bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin doğru olmamasından bir zararın doğması halinde yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludurlar.

Buna göre;

-Kuruluşta veya sermaye arttırılması hallerinde herhangi bir iştirak bedeli ödenmediği halde ödenmiş gibi gösterilmişse ve bunun sonucunda şirketin alacağı varsa ve temerrüt faizi tahsil edilmemiş ise idare meclisi üyelerinin sorumluluğu söz konusu olabilir.(TTK md.407)

-İdare meclisi, aktifindeki varlıkların değerini fazla göstermek amacı ile taahhüt olunan sermayesinin büyük bir kısmını ödenmiş göstermek sureti ile üçüncü şahısları yanıltabilir. Bu davranış dolayısı ile pay sahiplerinin veya üçüncü şahısların zarara uğramaları söz konusu olabilir.

-Esas sermayeye karşılık olan pay senetlerinin bedelleri tamamen ödenmediği halde ödenmişçesine yeni pay senedi çıkarılmışsa ve bu tutumdan dolayı bir zarar meydana gelmişse sorumlulukları söz konusu olabilir.

Bütün bu hallerde yönetim kurulu üyeleri meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludurlar. Ancak bu zararların yönetim kurulu üyelerinden istenebilmesi için sermayenin ödenmemiş veya geç ödenmiş ve bundan da bir zararın doğmuş olduğunun ispat edilmesi gerekir. İspat külfetinin Medeni Kanun madde 6 gereği davacı şirkete, ortaklara ve alacaklılara yüklenmesi gerekir.

2- Dağıtılan ve Ödenen Kar Paylarının Gerçek Olmaması Sebebi ile Doğan Sorumluluk:

Anonim şirket tarafından dağıtılan karın gerçek olması sağlanmak istenmiştir. Gerçek kar, safi kardan kanuni ve yedek akçeler çıkarıldıktan sonra kalan bakiyedir.

Anonim şirketlerde kazanç payı sahiplerine dağıtılacak karın, Türk Ticaret Kanunu madde 72-75, 457-472 ile vergi kanunlarına uygun olarak düzenlenmesi ve Türk Ticaret Kanunu madde 75 gereğince açıklık ve doğruluk prensiplerine tabi bilançoya göre hesap ve tespit edilmesi gerekir. Ayrıca bilanço ile kar ve zarar hesaplarının genel kurul tarafından tasdiki, belli bir miktar veya oranda kar dağıtımının da genel kurul kararına bağlanması (TTK md.369) veya ana sözleşme ile emredilmiş olması gerekir.

Bu hükümlere aykırı hareket edildiği takdirde dağıtılan kar gerçek kar değildir ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirir. Kar tahakkuk etmeden veya muteber bir genel kurul kararı olmadan dağıtım yapılmışsa, bundan yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludur.

3- Kanunen Tutulması Gereken Defterlerin Mevcut Olmaması Veya Düzensiz Bir Şekilde Tutulmasından Doğan Sorumluluk:

Yönetim kurulu üyelerinin tutmakla yükümlü bulundukları defterler, tacir ve vergi mükellefi olarak şirketin tutmakla yükümlü bulunduğu tüm defterlerdir. Defterlerdeki kayıtları doğrulayan ve yoklukları halinde defter kayıtlarının ispat gücünü kaldıran senet, makbuz, mektup gibi belgeler de defter kavramına dahidir. Türk Ticaret Kanununun tutulmasını emrettiği defterler madde 66 gereği yevmiye defteri, envanter defteri, defteri kebir; madde 326 gereği toplantı ve müzakere defteri ile yönetim kurulu kararları defteri; madde 428 gereği tahvil sahipleri defteri; madde 450 gereği tasfiye işlerine özel defterler; madde 111 gereği tellallıkla uğraşan anonim şirketlerin tutmakla yükümlü olduğu yevmiye defteri; madde 66/1 ve 1465 gereğince işletmenin mahiyeti ve öneminin gerektirdiği bütün defterlerdir. Tutulması zorunlu olan defterler yalnız bu sayılanlardan ibaret olmayıp, diğer kanunlarla da bir takım defterlerin tutulması emredilmiştir. Damga resmi kayıtlar defteri (VUK md.200), nakliyat vergisi defteri (VUK md.206) gibi.

Kanunen tutulması gereken defterlerin kısmen veya tamamen mevcut olmaması yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirir. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olması yanında, bu defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması da gerekir. Eğer defter kanunun emrettiği şekilde tutulmamış, notere tasdik ettirilmemiş ise şirket lehine delil olarak kullanılamayacağı gibi, Vergi Usul Kanunu gereği usulsüzlük cezasının tazmini de söz konusu olur. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu madde 66 gereği defter tutma yükümlülüğünde olanlar bu defterleri ve diğer belgeleri son kayıt tarihinden itibaren 10 yıl geçinceye kadar saklamaya mecburdurlar.

Defterlerin mevcut olmaması yahut kanunun emrettiği şekilde tutulmaması ve saklanmaması hallerinde meydana gelen zararlardan dolayı yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludurlar.




4- Genel Kurul Karalarının Sebepsiz Yere Yerine Getirilmemesinden Doğan Sorumluluk:

Genel kurulca verilen kararların yerine getirilmesi istenmiş ve bunu sağlamak üzere hüküm konulmuştur. Kanunumuza göre genel kurulca verilen kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesinden dolayı yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumlu olurlar. Her ne kadar kanunda kararların yerine getirilmemesinden bahsedilmiş olsa da, kararların yanlış veya geç uygulanması hali de sorumluluğu gerektirir.

Ancak genel kurul kararının icra edilmemesini haklı kılacak sebepler söz konusu ise ve bu sebepler genel kurulca veya mahkemece makbul görülürse yönetim kurulu üyeleri sorumluluktan kurtulur. Kanunumuzda haklı sebeplere ilişkin açıklayıcı bir hüküm yer almamaktadır ancak genel kurulda alınan bir kararın batıl bir karar olması, genel kurul kararının icrası imkansız bir karar olması haklı sebep olarak düşünülebilir. Ancak Türk Ticaret Kanunu madde 382’ye göre genel kurul kararı aleyhine iptal davası açılması halinde, bu hususu bir sebep olarak ileri sürüp kararı yerine getirmemek haklı sebep teşkil etmeyecektir. Zira kararın icrasının geri bırakılmasına karar verme mahkemenin yetkisindedir. Yönetim kurulu üyelerinin bu konuda takdir hakkı yoktur. Mahkeme genel kurul kararının icrasının durdurulması yolunda karar verdiği takdirde yönetim kurulunun kararın icra edilmemesinden dolayı sorumluluğu ortadan kalkar. Mahkemenin yürütmenin durdurulması şeklinde bir karar vermemesi halinde, iptal davasının açılmış olmasına rağmen, yönetim kurulu genel kurul kararına uymakla yükümlüdür. Aksi takdirde sorumluluğu söz konusu olur. Kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve bilhassa afaki iyiniyet esaslarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma yoluna gidilebilir. Kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle iptali mümkün olan genel kurul kararlarının sakatlığı açık olduğundan yönetim kurulu üyeleri bu kararları icradan kaçınmalıdır. Ancak afaki iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptali mümkün olan kararların sakatlığı bir yorum meselesidir. Yönetim kurulu üyelerinin böyle bir kararı icradan kaçınarak aleyhine iptal davası açmakla yükümlü olup olmadığının saptanmasında başvurulacak ölçü özen borcudur.Afaki iyiniyet kuralına aykırılık sebebiyle kararın iptali yoluna gidilmesi özenli bir yöneticiden beklenebilecek bir halse, bu kararın yerine getirilmemesi yönetim kurulu üyelerini sorumlu kılmaz. Aksi halde müteselsil sorumlulukları söz konusu olur.5

5- Müdürlerin Sebebiyet Verdikleri Zararlardan Doğan Sorumluluk:

Türk Ticaret Kanunu madde 346’da müdürlerin sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olmayacakları temel görüşü benimsenmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin, müdürlerin sebep oldukları zararlardan dolayı sorumlu tutulabilmesi ancak şu 3 halde mümkündür.

a- Ehil Müdür Tayin Etmemek:

Müdür olarak tayin edilecek kişinin ehil olup olmadığı hususu subjektif bir takdir hakkına dayanır. Ancak yönetim kurulu müdür tayininde, gereken hassasiyeti göstermeli, tahsil derecesi, tecrübeleri bakımından işinin ehli olup olmadığı üzerinde durmalıdır. Müdür tayininde gerekli özenin gösterilmemesi halinde yönetim kurulu üyeleri bu müdürün yaptığı işlemelerden doğan zarardan müteselsilen sorumlu olur.

b- Zararlı İşlere Müsamaha Göstermek:

Yönetim kurulu, şirketi idare ve temsil eden organ olması sebebi ile idare ve temsil hakkının tamamını murahhas üye veya müdürlere bıraksa bile (TTK md.319), şirket işlerine nezaret mecburiyetindedir. İşlerin yalnız icra safhasına dahil işlemleri yürütmekle görevli müdürler, yönetim kurulunun gözetimi altında faaliyette bulunurlar. Bu gözetimin icabı olarak müdürün zararlı davranışlarına müsamaha gösterilmemesi gerekir. Yönetim kurulu, müdürün zararlı bir durumunun olacağını gördüğü halde buna engel olmamışsa veya zarar meydana geldikten sonra tekrarını engellememiş ise müsamaha göstermiş olur ve yönetim kurulu üyelerinin müteselsil sorumluluğu söz konusu olur.6
c- Yetki Dışı Mezuniyet Vermek:

Genel kurulun görevleri arasında saklı tutulan veya kanun ve esas sözleşme ile başka organa devri mümkün olmayan konuların yönetim kurulu tarafından müdürlere gördürülmesi, sorumluluğu doğurur.

Türk Ticaret Kanunu madde 346’da belirtilen hallerde yönetim kurulunun 336. madde gereğince sorumlu olduğuna değinilmiştir. Sorumluluk müteselsil bir sorumluluktur. Ayrıca bu sorumluluk pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı değil, yalnız şirkete karşıdır. Dava hakkı sadece şirkete aittir. Müdürün sebebiyet verdiği zararda kusuru bulunmayan yönetim kurulu üyesi meydana gelen zarardan sorumlu tutulmaz. (TTK md.346 son)

6- Esas Sermayenin Değiştirilmesinde Kanun Hükümlerine Uyulmamış Olmasından Doğan Sorumluluk:

Yeni pay senedi çıkarmak sureti ile sermaye arttırma işlemleri aynen şirketin kuruluşuna ait hükümlere tabidir. (TTK md.392) Maddede özellikle para sermayesinin dörtte birinin yatırılmasına ait hüküm ile ayın türünden bir sermaye konması, malların devralınması ve hususi menfaatlerin sağlanması ile ilgili kararın mevcudiyeti halinde bu hususlara ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, iştirak taahhütnameleri ile halk iştirake davet edilmek isteniyorsa düzenlenecek izahnamede yer alması zorunlu hususlar 392. maddede belirtilmiştir.

Esas sermayenin arttırılması kanununda öngörülen hükümlere göre yürütülmemişse, bu husustaki işlemler batıl olup, bundan olayı yönetim kurulu üyeleri, şirkete, münferit pay sahiplerine ve üçüncü şahıslara karşı müteselsilen sorumludurlar. (TTK md.392 son)

7- Tahvil Çıkarılmasında Kanuna Aykırılıktan Doğan Sorumluluk:

Tahvil ihracı ile ilgili hükümler Türk Ticaret Kanununun 420-433. maddeleri arasında yer almıştır ve anonim şirketlerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile tahvil çıkarılmasına karar verilmesi halinde ne şekilde işlem yapılacağı düzenlenmiştir. Esas sözleşme, tahvil çıkarılmasına müsait olsa bile genel kurul kararı olmadan tahvil çıkarılır ise (TTK md.423); çıkarılan tahvillerin bedelleri tamamen alınmadan ikramiyeli veya ikramiyesiz yenileri çıkarılırsa (TTK md.421); çıkarılan tahviller esas sermayenin ödenen veya tasdik olunan son bilançoya göre mevcudiyeti aşan miktarı aşarsa (TTK md.422); satın alma taahhüdü kanunun öngördüğü şekilde gerçekleştirilmemiş ise (TTK md.424, 425, 426,); tahviller kanunun öngördüğü şekli içermezse (TTK md.427); tahvillerin kaydına mahsus bir defter tutulmamış ise (TTK md.428); tahvil sahiplerinin genel kuruluna ilişkin kanunda öngörülen hükümlere riayet edilmezse ( TTK md. 429, 430, 431, 432,); yönetim kurulu üyelerinin tahvil sahipleri ile şirketin diğer alacaklılarına karşı müteselsil sorumluluğu söz konusu olur.

8- Genel Kurul Kararı Aleyhine Kötüniyetle İptal Davası Açılmasından Doğan Sorumluluk:

Ticaret Kanununun 381. maddesine göre, yönetim kurulunun ve belli şartlarla üyelerinin her birinin genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma yetkisi bulunmaktadır.

Diğer taraftan 384. maddede genel kurul kararları aleyhine kötüniyetle iptal davası açıldığı takdirde, dava açanların bu yüzden şirketin uğradığı zarardan müteselsilen sorumlu olacakları hükme bağlanmıştır.

Bu duruma göre yönetim kurulu üyelerinin, genel kurul kararları aleyhine kötüniyetle bir dava açmaları halinde şirkete karşı müteselsilen sorumlulukları söz konusu olacaktır.

9- Kuruluştaki Yolsuzlukları Araştırmamadan Doğan Sorumluluk:

İlk yönetim kurulu üyeleri şirketin kurulmasında yolsuzluk olup olmadığını araştırmakla mükelleftirler. Bu hususta ihmalleri görülür ve bu yüzden meydana gelen zarar kuruculardan alınmamış olursa, idare meclisi üyeleri müteselsilen sorumlu olurlar.(TTK md.308)

Kanunumuz kuruluş muamelelerinin usulü dairesinde yapılmış olmasına önem vermiş ve kuruluş muamelelerinde bir yolsuzluk bulunup bulunmadığını araştırma görevini yönetim kuruluna heyet olarak değil, ferden yüklemiştir.

Yönetim kurulu üyeleri şirketin kuruluş muamelelerini kontrol ederken özen göstermek mecburiyetindedir. Kuruluş muameleleri, esas sözleşmenin düzenlenmesinden şirketin tüzel kişilik kazanması için gereken tescil ve ilanın yapılmasına kadar geçen bütün işlemleri kapsar.

Kanunun 305, 306, 307. maddelerinde kuruluş işlemleri sırasında vesikaların doğru olmaması, esas sermaye hakkında yanlış beyanlar, ayın türünden sermayeye değer biçilmesinde hile gibi hususlarda yolsuz muamelelerin yapılabileceği belirtilmiş ve yaptırımları gösterilmiştir.

Kuruluş işlemlerini inceleyen yönetim kurulu üyeleri, yolsuzlukların sorumlularını bulup meydana gelen zarar karşılığı tazminatı istemek zorundadırlar. Bu zorunluluğu yerine getirmedikleri takdirde müteselsilen sorumlu olurlar.

İlk yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin, kuruluştaki yolsuzluklarından dolayı sorumlu olmaları neticesi, bir ödeme yapılırsa, yolsuzluklara iştirak eden üçüncü şahıslara rücu hakları vardır. Eda ettikleri ödemeleri vaktinde bu kimselere ihbar etmek kaydıyla haiz oldukları defileri dermeyan edebilirler.

Davacıların, şirketin kuruluşu sırasında bir yolsuzluk yapıldığını, bunun meydana çıkarılmasında ilk yönetim kurulu üyelerinin ihmali bulunduğunu ve yolsuzluk dolayısıyla maruz kalınan zararın kuruculardan alınmamış olduğunu ispatlamaları gerekir.

Kuruluştaki yolsuzlukları açığa çıkaramamaktan dolayı yönetim kurulu üyeleri hakkında uygulanacak müeyyide tazminattır ve miktarı da meydana gelen zarar ile sınırlıdır.

10- Şirketin İflas Etmesinden Doğan Sorumluluk:

Şirketin iflası halinde bunun neticeleri sadece şirket tüzel kişiliğine aittir ve şahsi kusurları olmadıkça yönetim kurulu üyeleri bundan dolayı sorumlu tutulamazlar. Ancak, şirketin iflası halinde yönetim kurulu üyeleri şirketin alacaklılarına karşı, iflasın açılmasından önce son üç yıl içinde kazanç payı veya başka bir nam altında hizmetlerine karşılık olarak aldıkları ve fakat münasip ücreti aşan paraları geri vermekle yükümlüdürler.7




11- Kanun Ve Esas Sözleşme İle Verilen Diğer Görevlerin
Yerine Getirilmemesinden Doğan Sorumluluk:

Yönetim kurulu üyeleri gerek kanunun ve gerek esas sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevleri kasten veya ihmal neticesi yapılmamış olmasından dolayı müteselsilen sorumludurlar. (TTK md. 336/1-c.2, b.5)

Bu görevlerden birisi 313. madde gereğince üyelerden birine bırakılmışsa, sorumluluğun ilgili üyeye yükletilmesi gerekir. Bu durumda müteselsil sorumluluk söz konusu olmaz.

Yönetim kurulu üyelerine verilecek görevlerin şirket esas sözleşmesinde gösterilmesi gerekmektedir. (TTK md. 279/b.6) Kanunda sayılanların dışında yönetim kurulu üyelerine esas sözleşme ile de görev verilebilir. Kanunla verilen görevler gibi esas sözleşme ile verilen görevlerinde yerine getirilmemesi halinde yönetim kurulu, şirkete, pay sahiplerine ve üçüncü şahıslara karşı müteselsilen sorumlu olurlar.

Kanunen idare meclisine verilen görevler çoğunlukla Ticaret Kanununda gösterilmiştir. Yalnız Ticaret Kanununda değil, diğer kanunlarla da verilmiş görevler varsa genel olarak maddede öngörülen sorumluluk kapsamı içine girer.

Yönetim kurulunun, Türk Ticaret Kanununa göre sorumlu olabileceği hallere örnekler gösterecek olursak:

-Şirket işlerinin görülmesi bakımından lüzum ve zaruret olduğu halde genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri bu tutumları dolayısıyla zarara sebebiyet vermişlerse sorumlu olurlar.(TTK md.364, 365, 336/5)

-Yönetim kurulu, her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere bir başkan vekili seçer. Bu görevi kasten veya ihmali sonucun yerine getirmeyen veya kısmen yerine getiren yönetim kurulu üyeleri sorumlu olurlar.(TTK md.318,334/5)

-Kanunumuz, şirketin kendi pay senetlerini temellük etmesini istisnalar dışındaki haller için yasaklamıştır. Söz konusu yasak hükmüne uyulmaması halinde yönetim kurulu üyeleri sorumlu olurlar.(TTK md.329,336/5)

Yönetim kurulu üyeleri yukarıda örnekleyici biçimde sayılan ve kanun yahut esas sözleşme ile verilen sair görevleri kasten veya ihmal suretiyle yerine getirmezler ise, bu sebeple meydana gelecek zararlarda müteselsilen sorumlu olurlar.8

II- Yönetim Kurulu Üyelerinin Şahsi Sorumluluk Halleri:

1- Temsil Yetkisi ve İdare Haklarının Esas Sözleşme Uyarınca Bir Veya Birkaç Yönetim Kurulu Üyesine Verilmiş Olması Halinde Bunların Sorumluluğu:

Şirketin işleri, bir veya birkaç yönetim kurulu üyesi arasında bölünmüşse, üyeler arasında müteselsil sorumluluk uygulama alanı bulmaz. Bu halde sorumluluk yetki verilen üye veya üyelere aittir.

Kanunumuzda gerek kanunun, gerek esas sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevlerin kasten ve ihmal neticesi olarak yapılmaması halinde yönetim kurulunun müteselsilen sorumlu olacağı hükme bağlanmakla birlikte, bahsi geçen görevlerden biri, yönetim kurulu üyelerinden herhangi birine bırakılmışsa, sorumluluğun ancak ilgili üyeye yükletilmesinin lazım geleceği ve o muameleden dolayı müteselsil sorumluluğu cari olmayacağı açıklıkla belirtilmiştir.(TTK md.336/3, 319)

Yönetim kurulu üyelerine görev yükletilmesi iki halde söz konusu olabilmektedir:

-Görev, esas sözleşmede isim belirtilmek suretiyle verilebilir.

-Esas sözleşmenin verdiği yetkiye göre genel kurul veya yönetim kurulu tarafından görev verilebilir.

Her iki halde de kendisine görev verilen yönetim kururlu üyesi üzerine aldığı işten sorumlu olmaktadır.

2- Yönetim Kurulu Üyelerinin Haksız Fiillerden Dolayı Sorumlulukları:

Yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifa sırasında işledikleri haksız fiillerden, kendileri ile birlikte anonim şirket sorumludur. Fakat şirketin, haksız fiili işleyen yönetim kurulu üyesine karşı bu sebeple doğan tazminat borcundan dolayı rücu hakkı saklıdır.

Kamu tüzel kişilerinin yönetim kurulundaki temsilcileri de benzer durumdadır. Bu gibi temsilci üyelerin görevleri sırasında işledikleri haksız fiillerden dolayı kendileri değil, temsil ettikleri kamu tüzel kişisi sorumludur. Fakat tüzel kişinin rücu hakkı saklıdır.(TTK md.275)

3- Yönetim Kurulu Üyelerinin Şahsi Menfaatlerini Veya Yakınlarının Menfaatlerini İlgilendiren Hususların Görüşmelerine Katılmalarından Doğan Sorumluluk:

Yönetim kurulu üyelerinin şahsi menfaatlerini veya onların usul ve füruundan biriyle eşi ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının menfaatlerini ilgilendiren hususların müzakeresine katılmaları yasaklanmıştır.(TTK md.332, 349)

Yönetim kurulu üyesinin müzakereye katılmaması ve o konu ile ilgili oy kullanmaması sorumluluğunun doğmaması için yeterli değildir. İlgili üye ayrıca, yönetim kurulu toplantı halinde karar alıyorsa, kendi şahsi menfaati veya yakınlarının menfaatiyle ilgili husus görüşme konusu olunca durumunu yönetim kuruluna bildirmesi ve keyfiyeti yönetim kurulu toplantı tutanağına yazdırması gereklidir. Yönetim kurulu toplantı halinde değil de yazılı onayları alınmak suretiyle yapılmakta ise, bu taktirde ilgili üye bu hususu yazılı cevapları içeren belgeye yazmak zorundadır.

Kanundaki yasak hilafına şahsi menfaatleri veya yakınlarının menfaatleri ile ilgili hususların görüşülmesine iştirak eden yönetim kurulu üyesi şahsen sorumludur ve bu muamele yüzünden maruz kalınan şirket zararını tazmine mecburdur.(TTK md.332/2)

Üyenin sorumluluğunun ortaya çıkması alınan karardan şirketin bir zarar görmesi şartına bağlı tutulmuştur. Şirket bir zarar görmemişse veya bir zarar olsa bile bu zararın kanuni süreler içerisinde tazmini karara bağlanmışsa, ilgili üyenin sorumluluğu da bahis konusu olamaz.

Yönetim kurulu üyeleri kanunun hükmüne aykırı hareketle görüşmelere katılır ve oya iştirak ederlerse yapılan muamele batıl olmayıp, şirketin bu yüzden uğradığı zararı tazmin borcu doğar. Tazminat davasının şirket tarafından açılması gerekir.
 
Geri
Üst